Avrupa’da Burka, Nikab, Burkini Yasakları Ve İslamofobi
Avrupa ülkeleri ardı ardına dini özgürlükleri ve insan haklarını ayaklar altına alarak yüzün tamamını kapatan burkayı yasaklamaya başladılar. Önce Fransa 2011 yılında burkayı yasakladı. Ardından 2011 yılında Belçika, 2016 yılında Hollanda ve Bulgaristan ve nihayetinde 2017 yılında Avusturya kamusal alanda ve sokaklarda burka giyilmesini özel yasa çıkararak yasakladılar.
Almanya, Birleşik Krallık gibi diğer Avrupa ülkelerinde ise uzunca bir süredir bu konu tartışılıyor. Avrupa'nın bir çok ülkesinde medya ve siyaset bu konu ile yatıp bu konu ile kalkıyor. Yasak taraftarı olanlar hepsi de komik bir kaç argüman öne sürüyorlar. Öncelikli olarak Burkanın bir güvenlik zaafiyeti yarattığını iddia ediyorlar. Halbuki bugüne kadar Avrupa'da gerçekleşen terör saldırılarının hiç birinde burka kullanılmış değil. Diğer taraftan güvenlik kuvvetlerinin burka giyen ve şüphe duydukları kişilerin kimlik tespitini yapmaları pek ala mümkün.
Diğer bir argüman ise burkanın İslam'da yerinin olmadığı için yasaklanması gerektiği yönünde. Bu noktada İslam dünyasında bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da farklı görüşler, tartışmalar olduğu ve Afganistan gibi ülkeler dışarıda bırakılacak olursa burkanın İslam toplumlarında yaygın olmadığı açık. Fakat bunun bireysel bir karar ve inanç meselesi olduğu düşünülecek olursa neyin İslam'da olup neyin olmadığına Avrupa'daki seküler devletlerin mahkemelerinin karar vermesi absürt ötesi bir durum teşkil etmektedir.
En çok öne sürülen argüman ise burkanın kadınlara zorla giydirildiği ve yasaklanmasıyla Müslüman kadınların özgürleştirileceği iddiasıdır. Aynı argüman başörtüsü ve nikab içinde kullanılmaktadır. Bunun bir niyet okumasından öte olmadığı ve İslam dünyasında milyonlarca kadının özgür iradeleri ile başörtüsü, nikap yahut burka giydikleri izahtan varestedir. Burada ilginç olan batılı seküler kafanın böyle bir tercihi tahayyül edemiyor oluşudur. Fakat bu tartışmalar şunu göstermektedir ki bireysel ve dini özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesi taraftarı olan bazı Avrupa ülkeleri iş Müslümanlara gelince savunduklarını iddia ettikleri değerleri çekinmeden çiğnemektedirler.
Diğer taraftan bu yasaklar aslında temel itibariyle İslamofobik bir söylemin batı siyasetine hakim olmasının bir sonucudur. İslam düşmanı bu dil Müslümanları sürekli şeytanlaştırarak ve ötekileştirerek bu tarz çifte standart uygulamaları meşru hale getirmektedir. Burka yasağı aslında İslamofobik gündemin en çarpıcı örneklerinden birini teşkil etmektedir. Zira Avrupa ülkelerinde burka giyen kadın sayısı yüzlerle ifade edilmektedir. Avusturya'da 150, Fransa'da 367, Hollanda'da 500 civarında kadının bu giysiyi tercih ettiği düşünülmektedir. Fransa'da yaşayan 5 milyon civarındaki Müslümandan sadece 367'sinin, Avusturya'da yaşayan 500 bin Müslümandan sadece 150'sinin tercih ettiği bir kıyafet hakkında yasa çıkarmak aşırı sağın İslamofobik gündemine teslim olmak demek değilse nedir.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Almanya Seçimlerinin Gösterdiği (30.09.2017)
- İsrail Kürt devletini neden destekliyor ? (22.09.2017)
- Almanya’da Bir Göçmen Partisine İhtiyaç Var mı? (20.09.2017)
- Almanya Seçimlerinde Türkler Kime Oy Vermeli? (16.09.2017)
- Almanlar‘ın Kimyası Neden Bozuldu? (12.09.2017)
- Almanya’daki Türk Diasporası Üzerindeki Baskı (05.09.2017)
- Almanya’nın Türkiye’deki Kulturkampf’ı (02.09.2017)
- Alman dış politikasında eksen kayması (26.08.2017)