Avusturya’daki bozkurt ve rabia yasağı neyi hedefliyor?
Avusturya'da kabul edilen 'Sembol Yasası' 1 Mart 2019 tarihinde yürürlüğe giriyor.
Aşırı sağcı FPÖ ve ÖVP hükümeti tarafından gündeme getirilen ve parlamentoda kabul edilen yasaya göre PKK, Hamas, Hizbullah ve Hırvat Faşist Ustaşa hareketine ait sembollerin yayınlanması ve gösterilmesi 4.000 avroya kadar para cezası ile cezalandırılacak.
Suçun tekrarlanması halinde şahıslar 10.000 avroya kadar para cezasına ya da 6 hafta hapis cezasına çarptırılabilecek.
Yasağı gündeme getiren hükümete göre yasanın amacı, terör örgütleri ve aşırıcılıkla mücadele.
Fakat yasak kapsamına Müslüman Kardeşler, dolayısıyla Rabia işareti ve Türk Milliyetçiliğinin sembolü olan Bozkurt işaratinin eklenmiş olması yasanın esas amacının Türkiye ile bağlantılı olan ve şiddete bulaşmamış meşru hareketleri kriminalize etmek olduğunu gösteriyor.
Zira Bozkurt işareti hem Türkiye'de şiddet ile arasına kesin bir mesafe koymuş olan meşru bir siyasal partinin sembolü hem de MHP'yi aşan bir şekilde Türk milliyetçiliğinin ana sembollerinden birisi.
Müslüman Kardeşler Hareketi de tarihinde şiddet ile arasına mesafe koymuş ve bunun için büyük bedeller ödemiş olan bir hareket.
Dolayısıyla her iki hareketin de ne terör ile ne de şiddet yanlısı aşırıcılık ile bir araya getirilmesi mümkün değil.
Buna rağmen bu iki hareketin İkinci Dünya Savaşı ve Bosna Hersek'teki iç savaş sırasında savaş suçlarına imza atmış olan Ustaşa hareketi yada PKK gibi tescilli terör örgütleri ile bir araya getirilmiş olmasının temel gayesinin bu hareketleri gayri meşru hale getirmeyi amaçladığı açık.
Bu çerçevede PKK'nın Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanınmasına rağmen, yıllardır Avusturya'da Sivil Toplum Kuruluşu adı altında propoganda yaptığını, militan devşirdiğini ve haraç topladığını hatırlamamız gerekir.
Avusturya'nın, PKK'nın bütün bu faaliyetlerine göz yumduğu ise sır değildir.
Dolayısıyla sembol yasası çerçevesinde PKK'nın sembolleri yasaklanmış olsa da uygulamada bunun PKK'ya uygulanacağını söylemek Avusturya'nın geçmiş tutumu göz önünde bulundurulduğunda oldukça zor.
Diğer taraftan aşırı sağcı Avusturya hükümetinin ülkede her geçen gün güçlenen ve Avusturya'daki iç barışı tehdit eden aşırı sağcı Neo-nazi oluşumları bu yasanın dışında bırakmış olması dikkat çekiyor.
Böylece gün geçtikçe daha da otoriterleşen Avusturya hükümeti bir kez daha Müslümanlar ve Türkleri günah keçisi haline getirerek aşırı sağcı gündemini normalleştirmeyi hedeflediği anlaşılıyor.
Enes Bayraklı
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Avrupa çatırdarken (10.02.2019)
- PKK için Suriye'de çember daralıyor (24.01.2019)
- Seçim güvenliği tartışmaları neye hizmet ediyor? (18.01.2019)
- Avrupa'nın krizi: Brexit (17.01.2019)
- Mülteci meselesini kim kaşıyor? (14.01.2019)
- Mülteci politikamız (12.01.2019)
- Türkiye kararlı, cesur ve dikkatli olmak zorunda (01.01.2019)
- Black Sites yalanı (20.12.2018)