Bayram notları
Hayır, şaire uyup "nereye giderseniz gidin o şehir sizi takip edecek" falan demeyeceğim! Fakat dikkat ediyorum; kimse ait olduğu "hayat tarzı"ndan kaçmaya cesaret edemiyor. Hatta aklına bile getirmiyor. O halde kendinizi aldatmayın; ortada bir "kaçıp kurtuluş" yok!
***
"Hayat tarzı"na dört elle sarılıp değişmesinden korkanlara kızmamak gerek. Halleri anlaşılır. Çünkü hayat yok artık, sadece tarzı var! Ambalaj öyle bir sarıp sarmalıyor, öyle güzel örtüyor ki, içindeki boşluğu kimse fark edemiyor.
***
Hayatına nasıl baktığın, nasıl anlamlandırdığın, nasıl yaşamak istediğin meselesi çok önemli... Doğru! Zaten sorarsan, herkes farklı şeyler söylüyor bu konuda. Ama bakarsan görüyorsun ki, minik farklar bir yana herkes üç aşağı beş yukarı aynı hayatı yaşıyor. Yenildiğimiz yerlerden biri burası işte! "Hiza"ya sokulduğumuz, törpülendiğimiz, sözlerle oyalanıp eylemde kısırlaştırıldığımız yer burası!.. Neden? Bunu anlamak için "medarı maişet" köleliğine ve "işletmeye dönüşen insan" gerçeğine odaklanmak gerek...
***
Yoğun arzu, tutkulu bağlılık, derin hayal kırıklıkları, uykusuz geceler, kuşku nöbetleri ve yorgunluklar, mutluluk ile mutsuzluk arasında hızla gidip gelmeler... Söyleyin bakalım, modern insan bu halleri nerede yaşıyor? Aşkında mı? Hayır! İşinde yaşıyor.
***
Günümüz insanı çalışmaktan arta kalan zamanlarında çevresindeki haz kaynaklarını ve tatmin odaklarını araştırıyor. Sanki bir ses ona "her şey keyif vermeli!" diye fısıldayıp duruyor. O yüzden hep diken üstünde. O yüzden çok "keyifsiz" biri.
***
Biraz kedilere bakmalı!.. Bize "değer bilme"nin inceliklerini öyle güzel gösteriyorlar ki... Laf olsun diye değişmeye, değişim uğruna değerli eskileri terk etmeye bir kedi gibi inatla direnebildik mi hiç?
***
"Önemli olan tek şey sensin, sen kendine bak, bu senin hayatın" diyorlar. Onlarca yılboyunca okurlarına bunu tavsiye eden yazarlar biliyorum. Hem kendileri, hem de okurları hâlâ mutsuz. Dönüp, nerede yanlış yaptık, diye de sormuyorlar... Oysa başkalarının figüran olmaktan öteye gitmediği bir hayat berbat bir yalnızlıktır. Üstelik kimse kendine bakamaz! Yalandır! Göz başkasını görür, kalp başkasını sever ve insan ancak başkaları yoluyla "kendini" bulur..
Haşmet Babaoğlu-Sabah
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD hakkındaki resmi dili terk etme zamanı geldi (20.08.2018)
- Altını çizdiğim satırlar-41 (19.08.2018)
- Önce şu sizi arayan Amerikalı’yı açıklayın da... (17.08.2018)
- Gölge etmeyin, yeter! Tabii ki aynı gemide değiliz! (15.08.2018)
- Bu iş Trump’tan önce bitmişti! (14.08.2018)
- FETÖcülerden farkınız yok, kendinize bir çeki düzen verin! (13.08.2018)
- Altını çizdiğim satırlar-40 (12.08.2018)
- Arınma (11.08.2018)