Sosyal medyada masumiyet mi? Yok böyle bir şey!
Sosyal medya gevşek durmaya, saflığa, bağlanmaya gelmiyor.
Orası masumiyet alanı değil.
İyi niyet gölgede kalıyor, her şey hesap kitaba dayanıyor.
Hele pek masum, pek zararsız, pek düzgün ve herkesin kalbini çalıyor görünen hesaplar var ya, hepsinden şüphelenmeli!
Paranoya teklifinde bulunmuyorum, hakikati söylüyorum. Test ettim, sorguladım ve maalesef bu gerçekle yüzleştim.
Mesela sürekli İstanbul'un çirkinleşmesinden dem vuran bir Twitter veya Facebook hesabı mı gördük mü, peşine yazılıveriyoruz.
Eh, hangimiz bu çirkinleşmeden şikâyetçi değiliz ki?
Ama detaylara dikkat ermiyoruz.
Adam Pensilvanya'dan komut alıyor, Londra'dan yazıyor.
Gerçekte fotoğraflarını koyduğu sefil haldeki tarihi çeşmeler falan o Fetöcü alçağın umurunda değil. O gelecekte gaz vereceği toplumsal hoşnutsuzluk kampanyalarına destekçi kazanmakla meşgul.
Şu sıralar sosyal medyada birdenbire "aşı karşıtlığı" konusu gündeme çıktı.
Sanırsınız ki, Türkiye'den değil de ABD'den söz ediliyor...
Malum ABD'de Hollywood ünlülerinin de katıldığı aşı karşıtı büyük bir örgütlenme var.
Ama burası Türkiye.
Ne oldu peki? Geçen nisan ayında BBC, Deutsche Welle ve onları kendine kıble edinmiş bizdeki sol yayın organları (ki hepsi problemli medya kampanyalarının mimli odakları) birdenbire "Türkiye'de çocuğuna aşı yaptırmayan anne babalar çoğalıyor" diye haberler yapmaya başladı.
Sonrasında ister istemez hekimler devreye girdi ve çocuklarını aşılatmaktan kaçınmanın çok ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını anlatmaya başladılar.
Dikkat eden için...
Takkenin düşüp kelin görünmeye başladığı yer ortadaydı.
Mesela bir iki ulusalcı görünümlü hesap konuyla ilgili her yazışmaya dahil oluyor ve"Suriye'den aşı olmamış milyonlarca insanı aramıza soktular, kızamık arttı" diyordu. Belli ki,bulaşıcı hastalık salgını başlasa parmakların Suriyelileri göstereceği açık.
İşin ilginç yanı...
"Devlet çocuklarımızı aşılarla zehirliyor" diyen hesapların da daha önce attıkları tvitlere bakılınca Fetöcü hesaplar oldukları anlaşılıyordu.
Sürekli ne diyorum?..
Hep uyanık, hep agâh olmak zorundayız.
Özellikle şu günlerde...
Haşmet Babaoğlu- Sabah
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Altını çizdiğim satırlar-42 (02.09.2018)
- Daha neler göreceğiz... Şaşırmamalı ama hazırlıklı olmalı! (31.08.2018)
- Parayla kurulan tuzak gözümüzü perdelemesin! (30.08.2018)
- Bayram notları-3 (24.08.2018)
- Bayram notları (23.08.2018)
- ABD hakkındaki resmi dili terk etme zamanı geldi (20.08.2018)
- Altını çizdiğim satırlar-41 (19.08.2018)
- Önce şu sizi arayan Amerikalı’yı açıklayın da... (17.08.2018)