Altını çizdiğim satırlar - 52

ana ikimiz aynı insanmışız gibi baktı. Ben onun devamıymışım gibi. (BARIŞ BIÇAKÇI / Aramızdaki En Kısa Mesafe)

***

Taşradan uzak bir akrabanın çat kapı gelmesi gibi geldi kış. Boş bir ev gibi kederli, efkarlı yaptı her birimizi. (MUSTAFA AKAR / Gezegenin Tamahkar Çocukları)

***

Sabah'ın 7'sinde birkaç yüz rublenin hesabını yaptığını yazdıktan sonra bir anda soru sorar Tarkovski: "Neden insanlar sık sık başlarına gelmeyen şeyleri düşlerler? Uçtuklarını örneğin..." (RAMAZAN AKSAKAL / Hayali Günlükler)

***

Ama şimdi hürriyeti ne yapacak? Soğuk, ıslak duvarlara sürtünerek bir otel ararken kendisine, duygusuna, düşüncesine artık yabancı değil. Hepsi o kadar. Şimdi, burada, bu uzak eyalette yeniden kendine bir yol bulması lazım. Kendini istenilen insan tipine benzetmesi, her şeye, her kimseye uyması lazım. Başımın belası, diyor. Hürriyet nesine gerek? Faydası olacak mı? (FİKRET ÜRGÜP / Çivili Sandıklar)

***

Sarkaçlı saatlerin dişli çarklarını, otomat makinelerini severim. Bununla beraber size bir sır vereceğim. Saatçiliğe olan tutkum bana ne öğretti biliyor musunuz? Zamanı ölçen en iyi aletin melankoli olduğunu öğretti. (HELENE GRIMAUD / Özel Dersler)

***

Zamanı geldiğinde hoşlandığımız görüntümüzle vedalaşmaya başlıyoruz. Bu süreci acı çekmeden atlattığını söyleyen hiçbir kadına (ve erkeğe) inanmıyorum. Bunun doğrudan yürürlükteki güzellik anlayışıyla veya beğenilmekle ilişkili olduğuna inanmıyorum. Acı veren, değişimin kendisi. Bedendeki dönüşüm acımasız bir berraklıkla ilerliyor ve geri dönüşü yok. Artık bir daha asla çiçeklenemeyecek olmak, solmaya başlamak... Bu yüzden hüzünlenmeye hakkımız var. (DÖRTHE BINKERT / Melankoli Kadındır)

***

Bir önceki günü unutmaya yarayan gazeteler... (ELIAS CANETTI / Saatin Gizli Yüreği)

***

Sevilen ve yorgun bir sesten daha iç parçalayıcı bir şey yoktur; gücü tükenmiş, azalmış, nerdeyse kanı çekilmiş ses, çok uzaklardaki soğuk sulara gömülecek ses... Yorgunluk sonsuzluktur. Bitmesi bir türlü bitmez. (ROLAND BARTHES / Bir Aşk Söyleminden Parçalar)

***

Çünkü kirpik, uçlu bir şeydir, insanı acıtır, değil mi? (HALİDE EDİB ADIVAR / Kalp Ağrısı)

Haşmet Babaoğlu