Üniversitelerin AKTS ile imtihanı
Türkiye'de üniversitelerde en çok istismar edilen, anlaşılmayan ve yanlış uygulanan konuların başında AKTS gelir. Yönetmelik ve uluslararası anlaşmalar gereği üniversiteler ders plan ve programlarını ilan ederken hep AKTS'lerini de yazarlar ama büyük bir kısmı bu AKTS hesabını, bilmeden, düşünmeden, öğrenmek için çabalamadan bir başka üniversiteden kopyalar. Onlar için bir dönemde toplam 30 AKTS olması kafidir. Eğer bir öğrenci dönemde altı ders alıyorsa otomatik olarak AKTS'si 5, daha fazla alıyorsa 3-4 yazılır. Küsuratlı olursa zorunlu dersler 4, seçmeliler 3 yapılır ve sonunda 30 bulunur.
Bunu bilir ve görürdüm ama yayınlanan yönetmeliklerde, neredeyse yirmi seneden beri kullanılan AKTS'yı hâlâ düşünülmeden ezbere yapıldığını görünce üniversitelerin geleceği adına endişelerim arttı.Beni derin endişelere sevk eden yönetmeliğin ilgili iki maddesini alıntılıyorum.
Müfredattaki bir AKTS kredisi 30 saatlik öğrenci çalışmasının karşılığıdır.
Öğrencilerin bir yarıyılda alacağı derslerin AKTS kredisi 45'i geçemez.
AKTS hesaplanması
Konuya yabancı olanlar için önce AKTS'nin ne olduğunu ve nasıl hesap edildiğini açıklayayım.
Öğrenci iş yüküne dayalı AKTS'nin açılımı şu: Avrupa Kredi Transfer Sistemi. Amaç, tüm Avrupa üniversitelerinde geçerli bir kredi sistemi kurmak. Erasmus için gidenlerde veya yatay geçişlerde ve diplomaların denkliğinde intibak sorunu yaşanmaması için böyle bir sistem getirilmiş ve biz de 2001'de imzalayıp kabul etmişiz. 2001'den beri üniversiteler de bu sisteme dahil oldular veya olmuş gibi yapıyorlar.
Bu sistemde AKTS, her ders için ayrı ayrı hesaplanır ve çıkan sayı öğrencinin o dersteki iş yükünü gösterir. Bir öğrencinin mezun olabilmesi için en az 240 AKTS'lik iş yükünü tamamlaması gerekir. Bu da dönem başına 30 AKTS'ye tekabül eder. Bazı dönemler bir-iki az veya fazla olabilir. 1 AKTS 25-30 saatlik iş yüküne denk geldiği kabul edilir. 1 AKTS'nin iş yükünü 25 saat kabul eden üniversite olduğu gibi 30 saat kabul edenler de var. 30 saat kabul edildiği takdirde bir öğrencinin bir dönemde dersleri için harcayacağı vaktin 900 saat olarak hesap edilmiş olduğu anlaşılır.
Ders yükü nasıl hesaplanır?
Ders yükünün hesaplanmasında ise her dersin ders içi ve dışı etkinlikleri düşünülür. Ders yükü, öğrencinin aldığı ders, o ders için ders saatleri dışında, derste hedeflenen kazanımları kazanacağı çalışmalar hesap edilerek bulunur.
Seminer, bitirme tezi, staj gibi daha çok öğrencinin aktif olduğu derslerin kredisi 1-2 saat iken AKTS'si 15 bile olabilir. Çünkü öğrenci vaktinin büyük bölümünü kütüphanede veya başka bir yerde çalışarak geçirmektedir. Dersin doğası gereği sınıfta olmasına gerek yoktur. Ama öte yandan 2 saatlik bir başka ders için 3 veya 4 AKTS yetebilir. Uygulamalı derslerin AKTS'leri teorik derslerden daha fazla olması doğaldır.
Bir öğrencinin bir dönemde 45 AKTS alması demek öğrencinin bir dönemde dersler için 1350 saat harcaması anlamına gelir. Bir dönem 14 hafta olduğuna göre bir öğrencinin bir hafta içinde çalışması gereken süre 96.4 saattir.
Bir hafta yedi gün ve toplam 168 saat. Ancak bir gün yönetmelik gereği mutlaka tatil olmak zorunda. O vakit hesap altı gün üzerinden yapılır ve öğrencinin bir haftada 144 saati olur. Bir öğrencinin bir gününün 8 saatinin uyku ve istirahat olduğunu düşünelim. Tuvalete ve temizliğe ayrılan vakti de bu süreye dahil edelim. Altı günde 48 saat yapar. Geriye 96 saatlik bir zaman kalır. AKTS için 96.4 saate ihtiyacı olduğuna göre 0.4'ü uykudan veya bir günlük tatilden almak zorunda kalır. Ancak öğrencinin yaşamak için yapması gereken doğal ihtiyaçları henüz söylemeden süreyi doldurduk.
İstanbul'da bir yerden bir yere gidip dönmek en az 2 saat, 5 gün okula gittiğini düşünürsek ders sayısı fazla olduğu için gitmek zorunda, 10 saat de yolda geçer. Herhalde yönetmeliği hazırlayanlar, öğrencilerin otobüste veya metroda ayakta da çalışabildiklerini düşündüler ki yolu hesaba katmadılar.
Bu öğrenciler ne zaman yemek yiyecekler, sinemaya gidecekler, spor yapacaklar, arkadaşları ile oturup sohbet edecekler, müze ve benzeri yerleri gezecekler, akrabalarını görecekler bilmiyorum. Muhtemelen bu yönetmeliği hazırlayanlar öğrencileri olağan üstü varlık kabul edip haftanın altı gününü sadece uyuyup ders çalışarak yaşayabileceklerini düşündüler. Yahut uykuda da ders çalışabileceklerine ve öğrenmeye devam edeceklerine dair inançları var ve uyku süresini de AKTS'ye dahil ettiler.
Ders saatine göre de sorunlu
Üniversitede seçmeli-zorunlu tüm dersler 3 saatlik. AKTS'si ne olursa olsun tüm derslerin aynı saat olması başka bir garabet tabi. Bu da bir kenarda dursun. Biz konumuza devam edelim.
3 saatlik bir dersin AKTS'i 3 veya 4. Hadi biz 4 üzerinden gidelim. Bir öğrenci ders programına göre 30 AKTS ile bir dönemde 7-8 ders alır. Başarılı olduğu takdirde 45 AKTS ders alabileceği yazılı yönetmelikte. Bu da 3-4 ders daha alabilmesi anlamına gelir. Toplam 11-12 ders demektir bu. Yukarıda AKTS üzerinden yaptığımız hesabın benzerini ders saati üzerinden yapalım.
Her ders 3 saat. 12 ders ise 36 saat yapıyor. Bir günde mesai saati 8 saat. Bu durumda bir öğrenci bir günde en fazla iki derse girebilir. Oysa ders sayısı 11-12. Cumartesi dahil haftanın altı günü ders olmak zorunda. Veya kalan iki dersin altı saati beş güne yayılacak.
Şu hâlde aklımıza gelen soruyu soralım. Bir öğrencinin beş gün boyunca günde yedi saat derse girmesi mümkün müdür? Bu soruyu eğitimcilere sormuyorum. Çünkü her eğitimci bunun mümkün olmadığını ve bir üniversitede bu kadar ders olmaması gerektiğini bilir. Ben doktorlara, psikiyatristlere ve psikologlara soruyorum. Bir öğrenci, bu kadar yükü, fiziken ve psikolojik olarak kaldırabilir mi?
20 yıldan beri bildiğimiz ve uyguladığımız bir sistemin hâlâ anlaşılmadığını ve benimsenmediğini görmek de oldukça düşündürücü. Bekri Mustafa bu yöneticileri görse öte tarafa göçen arkadaşına ne derdi bilmiyorum ama Bağdatlı Rûhî'nin ne diyeceğini biliyorum.
Evc-i feleğe bastı kadem câh ile câhil
Erbâb-ı kemâlin yeri yok zîr-i felekte
İsmail Güleç
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Osmanlı düşmanlığı ne zaman biter? (12.09.2022)
- Boy boylayıp soy soylayanlarımız hâlâ var çok şükür (09.09.2022)
- Ömer Tuğrul İnançer Efendi (04.09.2022)
- İlahiyat Fakültesi (02.09.2022)
- Dostluğun dördüncü kısmı (28.08.2022)
- Günümüzde de menakıpname yazılır ve okunur (23.08.2022)
- Gençlerin dinden uzaklaşmalarının sorumlusu kim? (19.08.2022)
- Dede Korkut’un Homeros’tan farkı nedir? (15.08.2022)