Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Bugün, el uzatmak ve paylaşmak günüdür!

Dünya hayatı sınavlarla doludur. Kur'an-ı Kerim bu gerçeği Bakara suresinin 155. ayetiyle ortaya koyuyor. "Andolsun ki, sizi bazen korku ve açlıkla; bazen de mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!"

Anlaşılan, şairin, "sabır sınavıdır, ömür dediğin" mısralarında dile getirdiği üzere, sınavdayız; hem de bir ömür boyunca…

Suriye'de zalim Esed'in başlattığı iç savaşın ilk günlerinden itibaren Türkiye, yeryüzünde hiçbir ülkenin göster(e)mediği fedakarlığı gösterdi. Bugün ülkemizde üç milyona yakın Suriyeli mülteci, çeşitli şehirlerde veya ilçelerde ya da muhtelif beldelerde ihdas edilen "konteyner kentler"de yaşıyor… Pek çoğu evlerine, topraklarına dönecekleri günü hayal ederek; kimisi de yerle bir olmuş yuvalarını tekrar kurabilmenin imkansızlığını görüp ümidini yeşertecek yeni birtakım gelişmemelerin beklentisiyle ama öyle ama böyle yaşayıp gidiyorlar… Terör belasından temizlenen topraklara dönüş yapanlar, herkes için doğup büyüdüğü yerlerin ne kadar önemli olduğu o güçlü bağa işaret ediyor bir bakıma…

Tâ başından beri söylediğimiz üzere, bombalar altında kalan evlerini, yerle bir olan yuvalarını, hatıralarla dolu memleketlerini terk edip; her şeylerini bırakarak bir başka ülkeye sığınmak zorunda kalmak, son derece zor bir sınav olduğu gibi, kendisine sığınılan sorumluluk sahibi insanlar için de zor bir durumdur. Bu sınav hem onların hem de bizim sınavımız olmuştur. Ama ülkemiz Allah'a hamd ü senâlar olsun ki, bu zorlu sınavı bugüne dek büyük ölçüde başarıyla vermeyi başardı. En başta, "mazluma el uzatmayı" bir insanlık ve Müslümanlık şiarı olarak kabul eden Cumhurbaşkanımızdan başlayarak devlet idaresinde ve sivil toplumun her kesiminde karşılık bulan bu anlayış sayesinde bugünlere gelindi… Kim bilir? Muhatap kaldığımız nice ekonomik darbelerin atlatılmasında ve istiklalimizi yok etmeye kurgulanmış 15 Temmuz Darbesinin amacına ulaşamamış olmasında belki de kendilerine kucak açtığımız bu mültecilerin, sığındığı ülkenin huzuru ve selameti için ettiği duaların makbuliyyeti söz konusudur!..

BUGÜN DE, DERTLENMEK VE EL UZATMAK GÜNÜDÜR…

Rejim güçlerinin öteden beri kafasını taktığı, bombalamaktan vazgeçmediği yerlerden biri de Suriye'nin İdlib şehri… Normal nüfusu 1.5 milyon iken bugün yaklaşık 3.7 milyon insanın yaşamak zorunda olduğu kent. Ne var ki sık sık rejim ve Rus uçakları tarafından bombalanan şehir 2019 yılının Aralık ayından itibaren zorunlu göçlere sahne olmaya başladı. Sözde kalan ateşkesin huzurunu bile yaşayamayan halk yeniden yanına alabildiği üç-beş parça eşya ile yollara düşmek zorunda kaldı. Bugün ülkemiz sınırına yakın yerleri "güvenli" düşünerek gelip sığınanların sayısı 400.000'e dayanmış durumda… Bölgeden çekilen görüntüler, ciddi bir mahrumiyetin varlığını gözler önüne seriyor. Ev-bark yok, yiyecek yemek, giyecek giysi, içeceği su ve ilaç yok… Kışın ayazı, yağmur-çamur ve türlü türlü mahrumiyetler var!.. Kısacası bugün de onların derdiyle dertleneceğimiz; %76 oranında kadınların oluşturduğu bu mazlum ve mağdur insanlar için; yaşlıları, çocukları ve bebekleri için onlara el uzatacağımız gündür, bugün!..

BİR ARADAYIZ İDLİB'İN YANINDAYIZ…

Birkaç gün önce başta AFAD ve Kızılay olmak üzere Türkiye Diyanet Vakfı ve muhtelif yardım kuruluşları ve dernek yetkilileri, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başkanlığında bir araya geldi ve bir basın toplantısı düzenlendi. Devletin resmi kurum ve kuruluşlarının; sahada yıllardır ülkemizin hayırsever insanlarının yardımlarını mağdur ve mazlumlara ulaştıran yardım kuruluşlarının vakıf ve derneklerin "Bir aradayız; İdlib'in yanındayız." şiarıyla yapılacak yardımların bölgeye ulaştırılmasında elbirliği yapmaları son derece isabetli bir karar oldu. Türkiye Diyanet Vakfı 17 Ocak 2020 Cuma günü, Cuma namazı öncesi vaazlarında ve hutbelerde 30 Ocak'a kadar sürecek bir kampanya başlattığını ve camilerde toplanacak yardım kolilerinin 30 Ocak tarihinde müftülükler tarafında tırlarla bölgeye sevk edileceği bilgisini paylaştı… Vatandaş olarak bizlerden istenen, gıda, giysi, temizlik malzemeleri, çocuk bezi ve maması ihtiva eden kolileri hazırlamak ve en yakın camiye teslim etmek. Camilerde toplanan koliler her şehir için belirlenen bir merkeze intikal ettirilerek bu ayın sonunda bölgeye ulaştırılacak…

Bugün bize düşen, Allah için infak etme şuuruyla davranmak ve elimizde olmayanla değil; imkanımız dahilinde olanlardan paylaşmak suretiyle koliler, çantalar hazırlamaktır… Geliniz göndereceklerimizi hazırlarken, Allah'ın rızasına erebilmeye bir vesile olmasını düşünerek kolinin içine önce samimi niyetlerimizi ve muhabbetlerimizi, sonra da göndereceklerimizi yerleştirelim. Kolilerin üzerine içindekilerin neler olduğuna dair gerekli ve yeterli bilgi notlar yapıştıralım. Böylece tekrar açıp bakma zahmetine ve vakit kaybına engel olalım. Asırlar önce misafirini zarif ve özenli bir şekilde ağırlayan Medineli Ensar'dan Ebu Talha ve ailesi için indirilen Haşr suresinin 9. ayetinin, asırlar sonra ilk günkü tazeliğiyle bugün de bize hitap ettiğini düşünelim ve kulak verelim:

"Önceden memleketlerine yerleşmiş ve gönülden inanmış olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler, onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar; ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin bencilliğinden korunmayı başarırsa işte kurtuluşa erecekler onlardır."

TEESSÜR VE TAZİYE…

Yazımıza son verirken, dün menfur bir saldırı sonucunda hayatını kaybeden değerli bir âlimin vefatından duyduğum üzüntüyü paylaşmak istiyorum. Bitlis'in Güroymak ilçesinde, ismiyle müsemma olan Nûrşin medreselerinde asırlardır sürdürülen ilim-irfan geleneğini devam ettirerek etrafına nurlar saçan, âlim ve fâzıl Abdulkerim Çevik Hoca, bir silahlı saldırı sonucunda Hakk'ın rahmetine kavuştu. Onbinlerin, gözyaşlarıyla ahiret yurduna uğurladığı, derin ilmi, ihlas ve samimiyetiyle bölge insanının gönüllerinde müstesna yeri olan böylesine değerli bir âlimi kaybetmek, ülkemiz adına da büyük bir kayıptır. Merhuma Rabbimizden gani gani rahmetler niyaz eder, ilim dünyasına, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerim.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.