Ağır ve sorumluluk gerektiren bir iş: Söz söylemek!..
Hatırlayacağınız üzere, zaman zaman Kur'ân-ı Kerim'in ilim, irfan ve hikmet hazinesi olduğunu zikrederiz bu sütunlarda… Doğrusu Yüce Kitabımız ile beraberlik, her bir ayeti üzerinde tefekkür ve düşünmek, herkes için bu paha biçilmez hazinenin içindeki yeni mücevherlerle tanışma imkanına sahip olmak anlamına gelir… Bugünkü yazımızda sadece insana bahşedilen ve ona özgü bir özellikten; ayetteki ifadesiyle "beyân" özelliğinden bahsedeceğiz. Nedir, beyân ve ne manaya gelmektedir? Günlük yaşantımızda, sahip olduğumuz bu ayrıcalıklı özelliğimiz bize ne kazandırıyor veya ne kaybettiriyor? Tüm bu sorulara yine Kur'an-ı Kerim'in rehberliğinde cevap aramaya çalışacağız.
Rahmân sûresinin 3-4. ayetlerinde ifade buyrulduğu üzere, Allah Teâlâ, "insanı yaratan ve ona beyânı öğretendir." Ayet-i kerimelerden "insana has" bir durum olduğunu anladığımız "Beyân" kavramını tanıyabilmek için önce onun hangi manalar taşıdığına bakmak gerek… Sözlüklerde beyan "açık seçik olmak" ve "açıklamak" mânalarına gelmektedir. Terim olarak baktığımızda ise beyân, "konuşabilme, derdini anlatabilme, duygularını paylaşabilme, düşüncelerini açıklayabilme özelliğidir."
Allah Teâlâ'nın, yarattığı varlıklar içinde sadece insana bahşettiği bu özellik, insan için aslında sorumluluk gerektiren bir ayrıcalıktır. Öylesine bir ayrıcalıktır ki, eğer bu özelliğe sahip olmasaydı, insanoğlu için hitabet ve edebiyat denilen alanlar belki de hiç söz konusu olmayacaktı…
Bu ayrıcalığın büyük bir nimet olduğunda şüphe yok. Fakat aynı zamanda onun büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirdiği bir hakikat… Zira toplum içinde, diğer insanlarla birlikte yaşayan ve hayatını bu minval üzere idame ettiren insanoğlu için beyân özelliğine sahip olma hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilecek kritik bir konuma sahip aslında… İşte bu kritik konumu, onu aynı zamanda önemli ve değerli kılan bir başka özelliği olarak da göze çarpıyor. Demek istediğimizi, "Söz ola kese savaşı/ Söz ola kestire başı" cümlesindeki hikmet, net bir şekilde ortaya koyarken, sözün sahibi Yunus Emre bir başka beytiyle aynı hususa vurguda bulunuyor:"Söz var kılur gönüli şâd. Söz var kılur bilişi yad. Eger horluk, eger izzet, her kişiye sözden gelür."
Özellikle günümüzde insanların gerek "gıyaben" sosyal mecralarda; gerek "vicahen" birtakım "açık oturum" nitelikli toplantılarda birbirleri aleyhinde yazarken-konuşurken, "beyân" nimetine ve ayrıcalığına sahip insanın, bu nimete karşı ne büyük bir "nankörlük" ettiğine de üzülerek şahit oluyoruz. Halbuki, "ahlâk" kavramının sadece bilinen belli konularda değil, ihtilaf edilen hususlarda da insana gerekli olduğunu unutmamak gerek. Diyebiliriz ki, farklı düşünceye sahip olmak ne kadar insanî bir durum ise kendisinden farklı düşünen birine, bu düşüncesindeki isabetsizliğini ve hatasını ortaya koyan sözleri özenle seçmek ve dikkatle dile getirmek de o derece "insana yakışan" bir ahlakî erdemdir.
Kur'an-ı Kerim, bize söz çeşitlerinden bahseder. Bu çeşitlilik insanoğluna aslında doğru ile yanlışı; güzel ile çirkini; iyi ile kötüyü de öğretir bir bakıma… Alabileceğimiz hisseler olduğunu düşünerek baktığımızda bu manada mesajlar taşıyan ayetlerin son derece etkileyici bilgiler ihtiva ettiği görülecektir. Şimdi geliniz bu ayetleri ele almaya çalışalım.
KUR'AN'IN MANEVİ İKLİMİNDE SÖZ KAVRAMI VE SÖZ ÇEŞİTLERİ
Dilimizdeki "söz" kelimesinin Arapça karşılıklarından biri olan "kavl", Kur'an-ı Kerim'de toplam 71 ayette geçmektedir. Bu ayetler incelendiğinde şu bilgilendirme ve uyarılara şahit oluruz: Mümin bilmelidir ki, en güzel söz, İslam'a çağıran sözlerdir. İnsanın ağzından çıkan her sözü mutlaka görevli melekler tarafından kayd edilmektedir. Güzel ve tatlı bir söz, ardından başa kakılan bir sadakadan daha hayırlıdır. Doğru sözlü olmak, takva sahibi olmak demektir. Kendilerine şefkat ve merhametle davranmak yanında, anne babaya hep güzel ve gönül alıcı sözler söylenmelidir... Şimdi, bu prensiplere işaret eden birkaç ayetin mealini sizlerle paylaşmak istiyoruz.
"Allah'a çağıran bir kişiden daha güzel sözlü kimdir?" (Fussilet, 33)
"İnsanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri biliriz; sağında solunda oturmuş iki alıcı (yaptığını) alıp kaydederken biz ona şah damarından daha yakınız. Onun söylediği her şey esnasında mutlaka yanında çok dikkatli bir gözetleyici vardır." (Kaf, 16-18)
"İyi sayılan bir söz ve bir bağışlama, arkasından eziyet gelen bir sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, halîmdir." (Bakara, 263)
"Ey iman edenler! Allah'a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin…" (Ahzâb, 70)
"Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle." (İsra, 23)
"Eğer sen kendin dahi Rabbinden umduğun bir lutfu beklemek durumunda (ihtiyaç içinde) olduğun için onlara ilgi gösteremiyorsan, hiç değilse kendilerine hiç değilse kendilerine rahatlatıcı bir söz söyle!" (İsra, 28)
"Ona (Firavun'a) yumuşak ve tatlı bir sözle hitap edin; belki öğüt alıp düşünür veya içi titrer, korkar." (Tâhâ, 44)
"…Kim Allah'ın koyduğu yasaklara saygı gösterirse bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur... Öyleyse pislikten yani putlardan uzak durun ve asılsız sözden de kaçının." (Hac, 30)
Ayetlerden anlaşılan şudur: Söz söyleme sanatına kabiliyetli olarak yaratılan insana bu özelliği ona özgü bir ayrıcalık olarak verilmişken aynı zamanda önemli bir sorumluluk da insanın omuzlarına yüklenmiştir. Allah Teâlâ'nın insanlığa gönderdiği "en son"; ve kıyamete kadar sürecek hükümranlığa sahip mesajında, "söz"ün insan için ne "büyük" sorumluluk sebebi olduğuna dikkat çekiliyor.
Bu büyük sorumluluğun farkında olan; güzel bakan, güzel gören, güzel düşünen ve güzel söyleyenlerden olmak dileğiyle, sağlıcakla kalınız…
Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
"Söz söyleme sanatına kabiliyetli olarak yaratılan insana bu özelliği, ona özgü bir ayrıcalık olarak verilmişken aynı zamanda önemli bir sorumluluk da insanın omuzlarına yüklenmiştir."
— Fikriyat (@fikriyatcom) February 25, 2021
Prof. Dr. #MehmetEminAy'ın kaleminden✍🏻https://t.co/MjyxmclCRw pic.twitter.com/5alpwMR0U6
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- “Hadisimi duyup aktaranın Allah yüzünü ak eylesin…” (22.02.2021)
- Bu gece rağbetini Rabbine ver ki, Regâib senin olsun… (18.02.2021)
- Leyle-i Regaib’i anlamak, Receb-i Şerif’i bilmekten geçer… (17.02.2021)
- Gençler babalarını nasıl görmek istiyor? (15.02.2021)
- Oğullarının gözüyle babalar… (11.02.2021)
- Babalar kulak versin, oğullar konuşuyor… (08.02.2021)
- Ülkelerin olduğu gibi insanın da iç ve dış düşmanları vardır (04.02.2021)
- Boğaziçi Üniversitesi'ndeki son olay ne anlama geliyor? (01.02.2021)