Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yeni bir mükerrem aya, Şa’ban-ı Şerif’e girerken…

Dün itibariyle idrak ettiğimiz ve bugün ikinci gününü yaşadığımız Şa'bân-ı Şerif ayı, içindeki müstesna gün ve geceler vesilesiyle mübarek kılınan üç aylar mevsiminin ikinci ayıdır, bilindiği üzere… Bu ay da çok önemli bir geceyi tam ortasında ihtiva etmekte ve kaynaklarda "Leyletü'l- Berâet" ismiyle yer alan ve kültürümüzde Berât Kandili olarak şöhret bulan bir mübarek gece ile bizleri Ramazan ayına hazırlamaktadır.

Şa'bân isminin ne anlama geldiği konusunda bilgi edinmek için sözlüklere bakıldığında onun "dağılmak, bölünmek, gruplara ayrılmak" gibi anlamlar taşıyan "şa'b" kökünden geldiği görülmektedir. Bu kökten türeyen "Şu'be" kelimesi ise dilimizde "dal, kol, branş, temsilcilik" anlamlarında hala yaygın olarak kullandığımız "Şube" kelimesinin ta kendisidir… İşte bu kökten gelen Şa'bân ismi, kamerî takvimde Receb ayı ile Ramazan ayları arasında yer alan ayın adıdır. İçinde taşıdığı mübarek bir gece, Peygamber Efendimizin ona atfettiği değer ve verdiği ehemmiyetten dolayı bu mübarek ay da "el-mükerrem, el-muazzam, eş-şerîf" gibi üstünlük ifade eden sıfatlarla anılır ve yazılır olmuştur. Çoğunlukla da "Şa'bân-ı Şerîf" olarak bilinmekte; bu sıfatla anılmakta ve yazılmakta olduğu söylenebilir.

Yeri gelmişken konuyla alakalı bir hususu ifade etmek isteriz. Biraz sonra bu şerefli, değerli ve mübarek ayın adı olan Şa'bân ismine karşı, bir dönem ülkemizde maksatlı bir şekilde alaycı ve olumsuz bir algı oluşturulmak istenmiş ve halk nezdinde itibarını ortadan kaldırmak maksadıyla mizah konusu yapılmıştır. Bu kötü maksada dayalı üretilen filmlerin revaçta olduğu yıllar sonucunda bu ayda dünyaya gelen bebeklerine Şa'bân ismini veren ebeveynlerin sayısında son 20 yılda ciddi anlamda bir düşüş gözlenmiştir. Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda, Recep-Şaban-Ramazan isimleriyle bilinen karakterlerinin oynadığı filmlerin; ve yine "Şaban" karakterine yüklenen ve olumsuz yönde oluşturulan algının, ortaya böyle bir sonuç çıkardığı ifade edilmektedir. Gelinen noktayı, kültürün ve mukaddes değerlerin kitlelere aktarılmasında son derece etkileyici bir role sahip olan sinemanın, toplumun değerleriyle bu denli sorumsuz ve fütursuzca alay etmesinin "kötü bir örneği" olarak görmek mümkündür; ve bu aynı zamanda Müslüman bir ülke olan Türkiye adına acı bir gerçektir…

PEYGAMBERİMİZİN ŞA'BÂN AYINA VERDİĞİ DEĞER

Allah'a güzel kulluğun en güzel örneği Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin Şa'bân ayına verdiği değer dikkat çekicidir. Ashab-ı Kiram, bu ayın büyük bölümünü oruçlu olarak geçirdiğini gördükleri Peygamberimize sordukları soruya karşılık Onun şöyle buyurduğunu aktarmaktadırlar: "İnsanların değerini gereğince bilemedikleri bu ayda ameller Allah'a arzedilir; ben amellerimin oruçlu iken Allah'a arz edilmesini arzu ediyorum ve bu sebeple oruç tutuyorum."

Bir başka sahabi Hz. Enes (ra) Peygamber Efendimizin, "Ramazan ayı dışında tutulacak nafile orucun en faziletli olanının, Şa'bân ayında tutulan oruç olacağını" ifade buyurduğunu haber vermektedir bizlere…

Bazen bu ayda tuttuğu peş peşe oruçlar sebebiyle sanki Peygamberimizin bu ayın tamamını oruçlu geçireceğine inandıklarını bildiren sahabiler, onun bu aya ayrı bir ehemmiyet verdiği hususunda hem fikirdirler. Ancak diğer bir kısım sahabilerin de verdiği bilgiler ışığında İslâm büyükleri, "Rahmet ve Şefkat Peygamberi" olan Resul-i Ekrem'in tavsiye ve uygulamalarından, Onun, ümmetinin Şa'bân-ı Şerif'in onbeşinden sonraki günlerde nafile oruçları azaltmaları ve son günlerinde terk ederek Ramazan ayına beden gücü ve sağlığı açısından iyi bir durumda girilmesini istediğinin anlaşıldığını ifade etmektedirler.

Bu durumda ayın on beşinci gününe kadar özellikle Pazartesi ve Perşembe günlerini oruçlu geçirmeye gayret etmek ve bilhassa Berat Kandilinden sonraki günü oruçla geçirmeye gayret etmek, fazileti yüksek olan bu aydan istifade etmek anlamına gelecektir.

Şa'bân-ı Şerif ayının müminler açısından önemli sayılacak bir özelliği de Ramazan ayında oruç tutmanın farz kılınışının, hicretin 2. Senesinde miladi 624 yılında yine bir Şa'bân ayında gerçekleşmiş olmasıdır. O yılki Şa'bân ayında Peygamberimiz oruçla ilgili ayetleri ashabına tebliğ etmiş ve üzerlerine gölgesi düşen mübarek ayın, müminlere farz kılınan orucun tutulacağı Ramazan ayı olduğunu bildirmişti…

Kısacası, ahidlerimizi ve kulluk ikrarımızı yenileyeceğimiz; bu ayın da yine bizler için mübarek kılınması için "Allah'ım! Şa'bân ayını da bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır" diyerek niyazda bulunacağımız; seher vakitlerindeki tövbe ve bağışlanma dileklerimizi Rabbimize arz edeceğimiz; sağlığı ve şartları müsait olanların nafile oruçlara niyetlenerek mübarek kılınan sofralarda sahurlar yapacağımız günler ve gecelerle dolu bir aya daha kavuşmuş olduk.

Sağlık ve afiyet; huzur ve seadet; makbul amel ve ibadetlerle dolu bir ay geçirmeniz dileğiyle…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.