Yanlış hesap Erbil’den döner
Medine'de İslam devletinin kurulmasından sonra Hazreti Peygamber sağa sola ulaklar ve elçiler göndererek çevre ülkeleri İslam'a davet etmişti. Davette dikkat çeken hususlardan birisi iletilen mesajdı. Bizans'ın büyüğü Hirakl'a hitaben yazılan namede şöyle söylenmektedir: Eslim teslem/ İslam'a gir selamet ve huzur bul! Allah ecrini iki kat versin. Eğer yüz çevirirsen Erisilerin yani halkının günahı senin boynuna olsun.
Burada, yöneticinin sorumluluğunun kat be kat, katlamalı olduğu ifade edilmektedir. Bunun ışığında Seyyid Kutup'un cihadın tarifine kulak vermek gerekiyor. Cihat gayri Müslimi Müslüman olmaya zorlamak değildir. Hidayet ile zorlama birbirine ters iki kavramdır. Aksi takdirde, zorlama yoluyla elde edilen iman, iz'an ve teslimiyet makamında değil nifak makamında olacaktır. Bu ise maksada aykırı düşer. Zira imanın esas karşılığı uhrevidir ikiyüzlü imanın ise ötede bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu durumda boşa kürek çekilmiş olunacaktır. Bu yüzden Seyyid Kutup cihadı hakikatle veya imanla buluşmanın önündeki maniaları ve engelleri kaldırmak olarak tarif eder. Doğrusu budur. Hirakl'a gönderilen namede de zımni olarak bu husus ifade edilmektedir. Bu mesajı kabul etmezsen; halkın ile İslam arasında perde olursun, bunun sorumluluğu sanadır. İşte bu perdeleri ve maniaları kaldırma çabasına kısaca cihat diyoruz. Bunun 'kital' manasında boyutu olduğu gibi tebliğ manasında da boyutları vardır. Tebliğ manasındaki boyutuna manevi cihat da denilmektedir.
Bu girişin konumuzla ne alakası var?
Şöyle ki, The Independent yazarlarından Patrick Cokcburn ' Kürdish independence referendum was a political miscalculation' başlıklı makalesinde referandum kararıyla birlikte Barzani'nin yanlış hesap yaptığını yazıyor. Bu yanlış hesabını da halka mal ediyor. Yazara göre bu referandumda halkın bir çıkarı yok belki kayıpları olacak. Barzani'nin ise çıkarları var. Pörsümüş siyasi kariyerini, ' bağımsızlığın babası' sıfatıyla taçlandıracak. Daha büyük yanlışla eski yanlışlarının üzerini örtebilecek. Referandum elbette ilk nokta değil bir sürecin zirvesi. Yanlışlar yumağının sonu. 2014 yılından beri içine yuvarlandığı vartadan belki daha büyük bir krizle kurtulacak! Krizi krizle örtecek, tamir edecek. Kısaca Barzani sabık yanlışlarını daha büyük bir yanlışla kapatmaya veya geçiştirmeye ve unutturmaya çalışıyor. Referandum tarihi yanlışlarına tüy dikmek olmuştur. Bu yönüyle sadece kendisini yeni bir büyük krizin içine sokmadı aynı zamanda Türkiye gibi bölgede zar zor yeni dengeler yakalamış, kurmuş ülkeleri de sürüklemiş oldu. Zora soktu. . Hesapsız kitapsız işleriyle sil baştan yeni dengeler üretmeye zorluyor. Kürt halkını sekülerleştirerek mücavir alanlardaki Müslüman halklardan koparmaya, yalıtmaya çalışan Kürt partizanlar; Barzani ve Abdullah Öcalan gibi liderler şüphesiz Hırakl gibi, yaptıklarından sorumludurlar. Bir de utanmadan kendi yanlışlarını halka mal ediyorlar. Kendi zaferlerini veya hezimetlerini halkın hezimet ve zaferi gibi sunuyorlar. Patrick Cokcburn bu hususta yerden göğe kadar haklı.
*
Referandumla ilgili faturayı da kendi yönetimine değil millete kesiyorlar. Bu da işin mugalatası ve çirkinliği. Barzani yönetimi gelinen noktada çaresizlikle karşı karşıya. Kuyruğu dik tutmaya çalışıyor, Bağdat ile dikleşiyor, restleşiyor ama hayatının yanlışını yaptı. Kendi kendini tuzağa çekti. Türk yetkililerinin ifadesiyle kazanımlarını da kaybedebilir. İşte bu noktada referandum konusunda kendisini suçlayacağı yerde Bağdat yönetimi ve komşu ülkeleri referanduma giden halkı cezalandırdıklarını ileri sürüyor. Mertçe bu işin sorumluluğunu üzerine almıyor. Yapması gereken derhal istifa etmek ve yerini daha sağlıklı ve geçmişinde siyasi sabıkalar olmayan bir yönetime devretmek. Kürt bölgesinde daha temsil nispetini gözeten ve tutarlı bir rejime ön açmak. Sonrasında da gündem, Irak'ı parçalamak yerine Amerikan tortularından arınmış bir biçimde ülkeyi yeniden kurmak olmalıdır. İflas eden, halk değil Barzani yönetimi ve zihniyetidir. PKK nasıl Türkiye'de iflas etmişse Irak'ta da klasik partiler yani Barzani ve Talabani gibi yapılar iflas etmiştir. Referandumun gösterdiği gerçek budur.
Barzani'ye ait yayın organı Rudaw, Erbil yönetiminin Bağdat ve Birleşmiş Milletler'e (BM) çağrıda bulunarak uçuş yasağının bir an önce iptal edilmesini istediğini duyurdu. Kararın tamamen siyasi olduğunu savunan Barzani'nin iptal talebindeki gerekçesi, uçuş yasağının toplumu cezalandırmasıdır (http://www.milliyet.com.tr/son-dakika-barzani-koseye-dunya-2528729/ ).
Barzani'nin yanlışlarına nasıl mukabele etmeli? Bütün dünya Barzani'nin sandıkta çıkardığı ateşin bölgeye sıçramasını, kavurmasını veya yeni bir çekişme alanı oluşturmasını dört gözle bekliyor. Bu nedenle de toplu cezalandırma yerine cezada seçici olmak gerekir. Kara listeler ile krizi kontrol altında tutmak ehven çözüm olur. Barzani ve ailesinden imtiyazlar alınmalı ve şirketleri sıkıştırılmalı. Bugüne kadar yaptıkları yanlarına kar olarak kalmamalı. Barzani pes edinceye, teslim oluncaya kadar IKBY üzerindeki mengene gevşetilmemeli. Bu hususta Başbakan Binali Yıldırım'ın vizyonu gayet yerindedir: Orada yaşayan insanlara bunun bedelini ödetmeyeceğiz. Alacağımız her tedbir, bu yanlışı yapanlara karşı olacaktır.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ifadesiyle hatadan dönme imkanları vardır. Bizim de dönüş yolunu açık tutmamız, yardımcı olmamız, kolaylaştırmamız gerekir.
Şimdi IKBY çıkmaz bir sokakta debeleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle Irak'tan ayrılacak bir Kürt devletinin tanınma ihtimali yoktur olsa bile Kosova örneğini geçemeyecektir. Kosova'da az bir Sırp olmasına rağmen Kosova'nın yolunu tıkamıştır. Kuzey Irak'ta ise Barzani kliği hazmedemeyecekleri bir alanı kontrol etmek istiyor. Bu alanda bol miktarda yeni statüye razı olmayan Arap ve Türkmen yaşıyor. Bununla birlikte kontra bir biçimde Barzani veya bağımsızlık yandaşları Kerkük'ü kontrol edemezlerse ve petrol sevkinde çıkış yolu bulamazlarsa başka bir ifadeyle Akdeniz'e inemezlerse bütün çabaları boşa gidecektir. Bu, lehteki ABD faktörüne rağmen kolay olmayacaktır. Suriyeli Kürtler Deyri'z Zor petrollerine Kuzey Iraklı Kürtler Kerkük petrollerine kavuşamazlarsa, uzanamazlarsa bütün yaptıkları boşa gidecektir. Kurdukları yapıların yaşama ve beka şansı kalmayacaktır.
Patrick Cockburn'in ifadesiyle Dubai olma niyeti ve emeliyle yola çıkan Kürtler, 2014 yılından beri Pompeii olma yolunda ilerliyorlar. Kaldı ki ilk model olan Dubai bile taklitleriyle birlikte soluyor. Barzani ve yandaşları açısından evdeki hesap çarşıya uymadı, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olma durumuyla karşı karşıyalar. Kendi düşen ağlamaz.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Putin savaşa noktayı koydu! (29.09.2017)
- Türkiye olacağına Yezidistan olsun! (27.09.2017)
- İsrail gibi sınırsız (25.09.2017)
- İran ikinci kez kurtardı! (21.09.2017)
- Küresel Ukaz panayırı (20.09.2017)
- Casus belli! (18.09.2017)
- 15 Eylül halk hareketi (15.09.2017)
- Suudi Arabistan’ın 12 Eylül’ü (13.09.2017)