Yalan şampiyonu
ABD artık kendi yalanlarından bıktı, usandı. Gerçekler karşısında daha fazla yalan rüzgarlarına sarılamaz, yelkenlerini bununla şişiremez hale geldi. Yalanları sürdürme imkanı kalmadı. Bu nedenle de umursamaz oldu. Yalan ishaline yakalandı. Keza, ABD riyakarlıklarından bıktı, usandı. Bu yüzden de artık gerçeklerin yüzüne vurulması karşısında yüzü kızarmıyor sadece umursamazlığa, pervasızlığa, pişkinliğe veriyor. Bu yüzden de çırpındıkça batıyor. PKK/PYD bağlantısını bilmeyen kalmadı, sağır sultan bile duydu. Tek yanlı olarak Türkiye bu iddiada bulunsa ABD'nin işi kolaydı. İnkara yol bulabilirdi. Lakin YPG, YPJ unsurları sadece Rakka'da değil aynı zamanda ABD'nin gazlamasıyla Rojava olarak adlandırdıkları bölgede de; bulundukları her noktada Apo posterleri açıyorlar. Hizbullah'ın, Haşd-i Şabi'nin İran bağlantısı neyse PYD ve bileşenlerinin de PKK ile ilintisi ve ilişkisi odur. Bu nedenle ABD'yi zora sokan Türkiye'nin sıkıştırmaları değil, PYD ve unsurlarının Apo posterleri ve flamalarıyla boy göstermelerine ilaveten IŞİD'e karşı kazandıkları zaferlerini de PKK liderlerine ithaf etmeleridir. PYD/ PKK bayrağı açarken ve Apo posterleri taşırken ABD de 'Biji Apo' düeti yapar gibi PKK/PYD bayraklarının yanına Amerikan bayrakları asıyor ve dalgalandırıyor. Teröristlerle resmi haki elbiseli Amerikalı komutanlar aynı karede boy boy fotoğraf veriyorlar. Şimdiye kadar sahada verdikleri bu görüntüleri söylemde reddediyorlardı. Ama mızrak çuvala sığmaz olunca umursamaz davranmaya başladılar. Süngüleri düştü. Zamanla pişkinliklerini, umursamazlık kalıbına dökmeye başladılar. Cansu Çamlıbel'in, ' YPG'den sınır ordusu makyaj tutar mı?' başlıklı yazısı bunu en iyi örneklerle anlatan yazılardan birisi. Gerçekleri daha fazla örtbas edemeyince artık arsızlıklarını umursamazlık suretine dökmüşlerdir. Bu yönde başka bir işaret de Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'in açıklamalarıyla geldi. Ağzındaki baklayı çıkarmış ve PYD yerine Suriye'nin kuzeyindeki yapıyı doğrudan PKK olarak isimlendirmiştir. Zira ABD bu kaçamak, kaypak yaklaşımıyla sevenlerinin veya dostlarının gözünde de irtifa kaybetmeye başlamıştır.
Heather Nauert'in ikrarını nasıl anlamak lazım? ABD PKK'ya desteğini alenileştirdiğine göre bu desteğini sadece Suriye ile sınırlı varsaymak aptallık olur. Demek ki 40 yıldan beri ABD, PKK'nin yıkıcı politikalarının ardındadır. Demek ki kendisi Marksist olarak takdim eder bu sefil ve sefih örgüt Amerikan maşasıdır. Bu durumda Türkiye'de PKK'dan zarar gören herkes ABD'yi uluslararası mahkemelere vermeli ve hakkını buralarda aramalıdır. ABD'nin PKK bağlantısı terör hamisi ülke olduğunu ispat eder. En iyi delil ikrardır.
*
Gerçekler bu kadar açık olmasına rağmen gazeteci Gürkan Hacır, Türkiye'nin paktını değiştirdiğini söylemektedir. ABD müttefik değiştiriyorsa Türkiye'nin ittifak değiştirmesinden daha normal ne olabilir? Ne yani riyakarlığa riyakarlıkla mı mukabele etseydik? ABD riyakarlığın adını siyaseten doğru veya siyaseten yanlış koymuş. Biz de bu tür iblisliklerinin peşine mi düşseydik? Kendilerinin ne melanet işlediklerini bildiklerinden Bernard Lewis gibiler 10 yıl kadar önce Türkiye'nin İran'ın yerini alacağını öngörmüşlerdi. 2011 yılından beri Suriye'de İran ve Rusya'ya ön veren ABD yönetimleri değil mi? Bunlar Meksika sınırından ABD sınırına müdahale etmişiz gibi bize kafa tutuyorlar? Neyin hesabına? Kimlik adına ona buna maşalık yapan kıçı kırık bir terör örgütü adına. Doğrudan PKK ile ortak olduklarını ikrar ettikleri halde bizim IŞİD'e odaklanmamız gerektiğini söylüyorlar. Sadece gerçeklerle değil aynı zamanda insanların aklıyla da oynuyorlar! Gürkan Hacır gibilerine daha doğrusu kafadarlarına bir başka serzenişimiz daha olacak. Bunlardan birisi olan Ertuğrul Özkök sınırda IŞİD yerine PYD'yi yeğleyeceğini yazmıştı, böylece suret-i haktan görünerek Amerikan dümen suyuna ortak olmuştu. Şimdi bu yanlışlarını gözden geçirerek gerçeklere uyanabilirler. ' Sınırımız da IŞİD istemediğimiz gibi PYD'yi de istemiyoruz' diyerek kendilerini tashih edebilirler! ABD yalanlarıyla yollarını ayırabilirler. Etmiyorlarsa ABD gibi IŞİD üzerinden PKK/PYD propagandası yapmış sayılırlar!
*
24/1/2018 tarihli Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin zabıtları, verileri tahrif edilmiştir. Böylece Trump ve ekibi bir yüzlerini daha göstermiş oldular. O da Ahmedinejad'dan kopya çekmek. Doğru adamlardan kopya çekmeyeceklerine göre kendilerine ancak Nejad gibiler kılavuz olabilir. Kılavuzu karga olanın da burnu pislikten ve laşelerden kurtulmaz. Telefondaki konuşmayla sonrasında telefon konuşmalarının sunulan dökümleri arasında fark olduğu Ankara tarafından not edilmiştir. Sözgelimi, Trump'ın söylediği varsayılan 'Afrin'de tırmanan gerilimden endişeliyiz' şeklindeki cümlelerin telefon kayıtlarında olmadığı görülmüştür. Oysa ki Amerikan tarafı konuşmanın dökümünde bu tür cümlelere yer vermiştir. Bu açık nereden kaynaklanıyor? Demek ki Trump ağzını doldurdu ama telefonda bunları söylemeye cesaret edemedi. Çömezleri de niyeti boşa gitmesin diye dolgu yaptılar, amiyane tabirle kaynak yaptılar, bunları yazılı döküme ilave ettiler. Akıllarıyla bir yaşasınlar! Nejad kurnazlığı.
Nitekim, Muhammed Mursi cumhurbaşkanlığa seçildikten sonra bağlantısızlar zirvesi için Ağustos 2012 yılında gittiği Tahran'da yaptığı konuşma tahrif edilmiştir. Mursi Esat zulmünden, mezaliminden bahsederken Molla rejimin marifetiyle Suriye ibaresi Bahreyn olarak değiştirilmiştir. Şimdi de ABD'deki Siyonist-Evanjelik kırması rejim de bize aynısını yapıyor. Evanjelik Şiilerle Evanjelik Hıristiyanlar arasında böyle bir benzerlik var.
PEKİ BUNU NİYE YAPTILAR?
Birincisi, yalan huyları depreşti. Yalan dış politikanın vazgeçilmez ayaklarından, araçlarından birisidir. Adeta direğidir. Bu uydurma metinle birlikte içeriye mesaj vermiş oldular. Kimileri bu hususta ABD'nin kafa karışıklığına musap olduğunu söylüyor. 'Ali yapar Veli bozar' şeklinde bağımsız adacıklardan oluşan bir Beyaz Saray'dan bahsediyorlar. Dağınıklıktan bahsediyorlar. Bunlar doğru olmasına doğru ama ABD'nin kafası karışık olmaktan ziyade beklenmedik askeri operasyonla biz kafasını karıştırdık. ABD bunun şoku altında bu tür hezeyanlar kusuyor. Afrin operasyonu nedeniyle bir türlü toparlanamıyor. Sanal mukabelelerle içeriye mesaj veriyor. Dimdik ayaktayız yıkılmadık demenin başka bir yolu. Telefonda veremedikleri mesajı basın üzerinden veriyorlar. Burunları sürtüldü ve bunun hasarını bu yolla telafi etmeye çalışıyorlar.
Yalanlarının sürekli deşifre olmasından bunaldılar ve Heather Nauert' gibi 'velev ki PKK' deme noktasına geldiler. ABD terörist örgütleri, Matruşka biçiminde bagajına doldurmuş bulunuyor: PKK, SDG, PYD, PYG, YPJ ve diğerleri.
Allah dünyayı ABD'den, kendisinden de korusun!
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’nin karın ağrısı (24.01.2018)
- Mecbur bırakıldığımız çatışma (22.01.2018)
- Kuzey Ordusu ve çağrışımları (20.01.2018)
- Yüzyılın pazarlığı (17.01.2018)
- Zabit Eşref’in marifetleri! (13.01.2018)
- 1979’dan çıkış! (12.01.2018)
- Gorbaçov’unu arayan Perestroika (10.01.2018)
- Yavuz’un izinde Afrika’da (08.01.2018)