Betona gömülen ceset
Cebri veya totaliter rejimlerin temel özelliği insanlık dışı eylemleridir. Zira fıtratlarından sapmışlar ve asli karakterlerine yabancılaşmışlardır. Zulüm ve vahşet temel özellikleri arasındadır. Sözgelimi, 12 Eylül rejimi altında bir sürü işkence yapılmış ve birçok suçsuz insan fail-i meçhule kurban gitmiş ve işkence altında can vermiş ve gizli olarak defnedilmiştir. Bunlardan birisi de 12 Eylül kayıpları, mağdurları arasında anılan Cemil Kırbayır adlı gençtir. Annesi Berfo Ana 33 yıldın-ölüsünü veya dirisini bulmak için nafile bir şekilde çabalamıştır. 106 yaşında hayatını kaybeden Berfo Ana, 33 yıl boyunca 12 Eylül'de kaybedilen oğlu Cemil Kırbayır'ı aramıştır. Buluşmaları ahirete kalmıştır. Maalesef cebri, keyfi ve küfri olarak nitelendirilen bu totaliter rejimler daima koltuklarına ve altlarına pislemişlerdir. Kenan Evren devr-i sabık ricalini 'yedikleri kaba pisliyorlar' diye suçlasa da kendisi de geride birçok pislik bırakmıştır.
Geçtiğimiz günlerde yine Cemal Kaşıkçı'nın mahkemesi vardı. İstanbul'da 20 cani gıyabında yargılandı. Suudi Arabistan canileri Türk yargısına teslim etmek yerine onları aklamak için kendi topraklarında sureta ve göstermelik yargılamalar yapmaktadır. Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti belli olsa da cesedinin izleri henüz bulunamadı. Asit kuyusuna atılarak yok mu edildi yoksa kıyma makinasından geçirilerek bir yerlere mi atıldı? Bilinmiyor. Ama benzerlerinin akıbeti yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Cemal Kaşıkçı'nın Riyad katilleri, devrildikten sonra ağırladıkları Bin Ali'nin geride bıraktığı kirli ve karanlık dosyalardan birisi Cemal Kaşıkçı'nın bir benzeri olan Tunuslu Milli Gaz ve Elektrik Kurumu işçilerinden Kemal Matmati'nin ortadan kaldırılması ve meçhul akıbetidir. 7 Ekim 1991 tarihinde Kabes'te zorla gözaltına alınan evli ve sütten kesilmemiş bir kız yavrunun babası olan Kemal Matmati, Gannuşi'nin lideri olduğu Nahda Hareketine üye olma suçlamasıyla güvenlik birimlerince kaçırılmış, işkenceye tabi tutularak sorgulanmış ve durumunun kötüleşmesine rağmen işkenceye devam edilmesi üzerine de işkence altında son nefesini vermiştir. Buna rağmen ailesi, kaçak durumundaki Kemal Matmati'ye yardım ve yataklık yapmakla suçlanmıştır. İki de bir ailesini bu yüzden taciz etmişlerdir.
Cemal Kaşıkçı ise yine aynı ayın başlarında 2 Ekim 2018 tarihinde İstanbul'da gün ortasında ortadan kaldırılmıştır. Bu da Suudi Arabistan rejiminin pervasızlığını ve cüretkarlığını göstermiştir. Para ile herkesi satın alacaklarını sanmışlar veya ummuşlardır. Hesaplarını buna göre yapmışlardır. Dünya suskun kalsa da Türkiye davanın peşini bırakmamıştır.
Yavaş yavaş meselenin sırları aydınlanmaya başlamıştır. 18 yıl sonra yani 2009 yılında mesele bir nebze de olsa çözülmüştür. Bununla birlikte aile tam 24 yıl boyunca evlatlarının durumundan tam olarak haberdar olamamış ölümü mü diri mi olduğunu bilememiştir. Netleşme çeyrek yüzyıl almıştır. Babu's Suveyka Eyleminden dolayı kumpasa tabi tutulan ve hakkında Ali el Arid ile birlikte imalat bir kaset yapılan Abdulfettah Moro devr-i sabık rejimin ilgileriyle yaptığı görüşmelerden sonra Kemal Matmati'nin öldürüldüğünü ve bir köprü betonuna gömüldüğünü haber almıştır. Ardından kıssa çorap söküğü gibi aydınlanmaya başlamıştır. Bin Ali rejiminin içişleri bakanlarından Abdullah Kallal rivayete son noktayı koymuş ve cesedinin başkent Tunus'u birbirine bağlayan köprülerden Cumhuriyet Köprüsünün üç numaralı direğinin çimentosuna gömüldüğünü veya döküldüğünü haber vermiştir. Bu önemli bir ifşaattır. Maalesef Şili'deki Pinochet rejimi gibi kimi Arap rejimleri de muhaliflerini ya asitlerde eritmiş ya da cesedi üzerine beton dökmüştür.
Faslı muhalif Mehdi Bin Bereke de 1965 yılında Paris'te iken Fransız polisinin işbirliği sayesinde Kral İkinci Hasan'a bağlı ajanlar tarafından kaçırılmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır. Tercih edinilen senaryo ve rivayetlerden birine göre ülkeye döndürüldükten sonra bizzat Kral İkinci Hasan tarafından işkenceyle tabi tutulmuş ve ardından da asit kuyusuna atılarak eritilmiştir. Muhtemel Muhammed Bin Selman da Kral İkinci Hasan'ı örnek almış ve Cemal Kaşıkçı'yı canlı olarak kendisine getirmelerini aksi taktirde icabına bakmalarını istemiştir.
Kaşıkçı davasından dolayı 20 kişi yargılanırken Tunuslu elektrik işçisi Kemal Matmati'nin işkenceyle öldürülmesi ve betona gömülmesi davasıyla ilgili yaklaşık 12 kişi yargılanmıştır. Hasan Abid, Muhammed Ali Kanzui, Semir el Zaturi, Ali Bosta, Enver Bin Yusuf ve Riyad Şabi bunlardan bazılarıdır.
29 yıldan beri babasından mahrum bir şekilde ve haber alamadan büyüyen Kemal Matmati'nin biricik kızı Ayşe Matmati yegane tesellilerinin babasını işkence ile öldürenlerin cezalandırılması ve ardından babalarının cesedinin yerinin tespit edilmesi ve naşının kendilerine teslim edilmesi olduğunu ifade etmiştir. Çimento ve harca karılmış olsa da babalarının kemiklerini istediklerini ve toplanan kemiklerinden kendisine bir mezar yaparak ziyarete gideceklerini ifade etmiştir.
Maalesef hala birilerinin acıları beton direkler içinde yaşıyor.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ebu Rigal’den Reşid Bey’e… (03.07.2020)
- Kasım abisiz bir Kurban (28.06.2020)
- Libya tarzı PeaceJirga (27.06.2020)
- İsrail ağzıyla konuşan Araplar: Birinci düşman Türkiye! (25.06.2020)
- Küçük İsrail’den büyük İsrail’e (21.06.2020)
- A’raf’taki Ayasofya! (17.06.2020)
- Totaliter çağın ikon kırıcıları (15.06.2020)
- ‘Bizans çocukları’ (10.06.2020)