İki müftü, iki model!
Habib Burgiba dönemi dini algıyı ve anlayışı temsil eden son şahsiyetlerden birisi olan sabık Tunus Müftüsü Osman Battih dünyasını değiştirdi ve rabbine kavuştu. Müftülük yaptığı dönemde garip fetvaları ile tanınıyordu. Karakuşi denilen fetvalarıyla öne çıkıyordu. Sözgelimi Suriyeli muhaliflerin saflarında savaşmak için Tunuslu gönüllülerin bu ülkeye gitmelerine şiddetle karşı çıkıyordu. Buna dair bazı haklı gerekçeleri olabilir. Lakin fetvaları laik kesimin siyasetiyle uyumlu yürüyordu. Ya da dini mevcut siyasi yapıya alet ediyordu. Sıkıntı gençlere karşı çıkması değil müteharrik bizzat olup olmamasıyla ilgiliydi. Güdümlü müydü yoksa kendi dinamikleriyle mi hareket ediyordu? Kendi kanaatinden dolay mı böyle fetva veriyordu yoksa birilerinin gözüne girmek ve şirin görünmek için mi böyle davranıyordu? Siyasilere uyumlu fetvalar verdiği belli. Ağustos 2017 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı ve ikinci Burgibası olan El-Beci Kaid es-Sibsi'nin İslam hukukunda mirasın kadın ile erkek arasında eşit bölünmesi veya eşitlenmesi çağrısına destek vermiştir. Halbuki bundan tam bir yıl önce aynı konuda karşıt bir görüş belirtmişti. Yani mirasta kadın erkek eşitliği talebini reddetmişti. İsteğe göre fetva buna denmeli. Bunlardan birisinde de tam da Burgiba'nın mizacına göre fetva vermişti. Burgiba dini alanı mıncıklamayı pek severdi.
21 Ocak 2022 tarihinde ise ülkeyi kurtarmak için iş adamlarının devreye girmelerini ve pamuk ellerini ceplerine atmalarını ve mali bağışta bulunmalarını istemiştir. Benzeri arayışlar Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerde de varitti. Muhammed Bin Selman, Velit Bin Tallal gibi zengin iş adamlarını, servetlerinin bir kısmını bağışlamaları için zorlamıştı. Bu, sultanu'l ulema İzzettin Bin Abdusselam'ın anlayışına ve İslam'ın da öğretilerine ters durmaktadır. Aynu'l Calut muharebesi öncesinde Seyfettin Muzaffer Kutuz savaş gerekleri ve gereçleri için halktan vergi toplanmasını önermişti. Bunun için divanı ve şurayı devleti toplamıştı. İzzettin Abdusselam ise önce verginin halktan değil yöneticilerden toplanması gerektiğini ve mali olarak halk ile seçkinlerin eşitlenmesi durumunda ihtiyaca binaen halktan da savaş giderleri için vergi alınabileceğini hükme bağlamıştı. Savaş gerekçesi altında bile olsa keyfi vergi toplanmasına karşı çıkmıştır.
Osman Battıh'ın fetvası ise Burgiba'nın ve Nasır'ın anlayışını hatırlatıyor. Nasır iş kaybı olmasın diye İhvan'dan devşirme yandaşı olan Hasan Bakuri'den Ramazan'da çalışanlara iş tutmamalarını tavsiye etmesini istemiştir. Burgiba da Fransızların Tunus şaraplarını boykot etmeleri üzerine milli ekonomiyi desteklemeleri için halktan Tunus şaraplarını almaların ve tüketmelerini istemiştir!
Tartışılan fetvalarından birisi de güvenlik gerekçesiyle peçenin yasaklanması durumudur. Ona göre teröristler kendilerini kamufle etmek için peçe giyebilirler ve böylece toplumun güven ve huzurunu ve ahengini bozabilirlerdi! Teröristler Peçe içinde firar edebilirlermiş! Bunu önlemek için pekala peçeye yasak konulabilirdi. Peçeyi terörle ilişkilendirmesi elbette haklı olarak birçok tenkit ve eleştiriyi beraberinde getirdi. Kısaca, talebe göre veya ısmarlama fetva verenler daima olmuştur.
Halbuki Libya'da tam tersi bir model ve örnek vardır. Sadık Giryani gibi ulus ötesi bir müftünün tutumları, farkı açıkça ortaya koyar. Bu nedenle de uluslararası kampanyaların hedefi haline gelmiştir. Arap aleminin basın yayın organları da 'aykırı' fetvaları nedeniyle ona düşman kesilmişlerdir. Birçok eseri olan Giryani bakiyyetü'l selef olarak adlandırılabilecek isimlerden birisidir. Özellikle de ülkesi Libya'nın Türkiye ve Katar ile ilişkilerini savunmuş ve Halife Hafter ya da Dubeybe hükümetinin karşısında olan Fethi Başağa gibilerine bayrak açmıştır. Çok sayıda telif eserin de sahibidir. Zamanımızın önemli Maliki alimlerinden birisi olan Giryani sadece ilmi değil fikri konularda da öncüdür ve dünyanın gidişatını ve seyrini doğru şekilde okumakta ve ona göre yönlendirmelerde bulunmaktadır. Sabitelerin baş savunucularından biridir.
Esasında Yusuf Kardavi ayarında bir alim olmasına rağmen Libya gibi daha kapalı bir ortamda olmasından dolayı aynı kabule ulaşamamış ve aynı şöhrete erişememiştir. Osman Battıh gibi ulusalcı veya dini dinin siyasetine değil de kurulu sistemlerin siyasetine alet eden hocalar ve müftüler içten çöküntüyü temsil ediyorlar. Bu nedenle de egemenlerin hizmetine giriyorlar. Ulus ötesi anlayışı temsil eden Sadık Giryani gibi hocalar da İslam'ın izzetini ve onurunu taşıyor ve temsil ediyorlar. Bir dönem Demirel ahkam ayetlerinin yok farz edilmesinin ne zararı olacağını sormuştur. İslam Gerçeği kitabı üzerinden bu söylem uzun dönem tartışılmıştı. Sadık Giryani ise Kur'an-ı Kerim'de cihatla alakalı kırk kadar ayet olduğunu ve dünya sisteminin bunları hükümsüz kılmak için uğraş verdiğini hatırlatıyor. Dünyanın egemen güçleri bunları eğitim programlarından kaldırılmasını sağladıkları gibi daha ötesine gidilmesini de arzu ediyorlar. Belki de azgınlıklarının doruğunda bunların Kur'an'dan kaldırılmasını da talep edebilirler. Giryani'nin dediği gibi onlara göre cihat ile terör arasında milim fark yoktur. Bazı haddini bilmez Fransızlar ve Danimarkalılar bu anlamda Hazreti Peygamberi terörist kılığında çizmişler, resmetmişlerdir. Kimilerine göre Batı'nın birinci düşmanı Hazreti Muhammed'dir. Onlara göre cihat ayetleri kaldırılmalı onun yerine kuralsız içtihada ağırlık verilmelidir. Din bu suretle sulandırılmalıdır. Cihat yerine mücahade ve içtihat ikame edilmelidir. Elbette erbabı ve ehli hem nefsini tezkiye noktasında mücahade eder hem de şartlarına ehliyet kesp ettiğinde, kavuştuğunda da içtihat da eder. Lakin hepsi yerli yerinde olarak. Cihat kaldırıldığında geride mücahade de içtihat da kalmaz. Din binasından bir tuğlayı çektiğinizde sistem tepetaklak olur ve diğerleri de yerlerinden oynar.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İsmail Cerrahoğlu ile bir Kahire hatırası (28.10.2022)
- Kızılbaşların dirilişi! (24.10.2022)
- İnsan simsarları ve sarrafları (21.10.2022)
- Yavuz ile Kanuni çizgisine dönmek (18.10.2022)
- İran’ın uzun kolları (14.10.2022)
- Berberdeki boş koltuk (10.10.2022)
- Mevlit kandili ve tedafü yasası (07.10.2022)
- 2 Kasım'ın 2 Ekim ile rövanşı (04.10.2022)