Mustafa Özcan

İsrail’in son kralı

Binyamin Netanyahu, istikrar getirmeyen dört seçimin hilafına beşinci seçimlerde üstünlüğü sağladı ve rahat bir hükumet kurma pozisyonu yakaladı. Bibi yine dört ayak üzerine düştü. Aksine içeride ve dışarıda bazıları 'kabus geri döndü' diyor. Kabustan maksat bizzat Binyamin Netanyahu'dur. 1996 yılından beri İsrail'in siyasetine damga vurmaktadır. Defalarca iktidara geldi. 1996 yılından beri İsrail'in vazgeçilmezi. İsrail'de alternatifsiz olarak kabul ediliyor. İsrail'de her defasında siyaset tıkandığında Netanyahu beliriyor. Bazıları onu İsrail'in kurtarıcısı makamında görüyor, diğer bazıları da kendi siyasi çıkarları için İsrail'i bölen ve ateşe atmaktan çekinmeyen çıkarcı bir politikacı olarak görüyor. Küstah ve pervasız bir kişilik olarak biliniyor. Popülizm adına İsrail ismini yetersiz gören Netanyahu, devletin adına Yahudi devleti olarak değiştirdi. Kaderin bir cilvesi olmalı, işgüzarlık derecesinde Yahudiliği savunan Netanyahu'yu İsrail'e birinci derecede tehdit olarak gören Yahudiler de var. Haaretz yazarlarından Anshel Pfeffer, Netanyahu's Election Win Dealt a Grievous Blow to Judaism başlıklı yazısı 'Netanyahu'nun Seçim Zaferi Yahudiliğe Ağır Bir Darbe indirdi' anlamına geliyor. Bu anlayışa göre, Bibi'nin zaferi İsrail'in hezimeti anlamına geliyor. Keskin sirke küpüne zarar demişler. Gerçekten de öyle. Nitekim, Bilge Yahudi Yeshayahu Levovich 5 Haziran 1967 zaferinden sonra dindaşlarına şöyle seslenmiştir: "Sakın zafer sarhoşu olmayın, böbürlenmeyin aksi halde hezimet ve inkisar kapıdadır." Eskilerin bir tekerlemesi var burası için de uygundur: "Her kemalin bir zevali vardır."

Çeyrek yüzyıldan beri İsrail siyasetine damgasını vuran Netanyahu adeta İsrail'in Süleyman Demirel'i. 'Bu fötr şapkayla 6 defa gittim, 7 kere geldim' demiştir. Bir defasında Özal modasına uygun İngilizce olarak 'ı will come back/geri döneceğim' diyerek siyasete renk katmıştır. Lakin iyice yaşlılık döneminde de geri dönmekten vazgeçmemiş ve Churchill gibi iktidara geri döneceğini söylemiş ve kafasının zenith gibi çalıştığını söylemiştir. Demirel'in muhafazakarlığı tartışılır. Onun gibi Netanyahu'nun sağcılığı tartışılmaz ama muhafazakarlığı tartışılır. Kendisi sadece sağcı muhafazakarlar veya aşırı dincilerle ortak!

Netanyahu'nun seçilmesi dünyada şok olmasa da bir dalgalanma meydana getirdi. Çünkü tarzı alışıldık. Filistinliler 'geleceği varsa göreceği de var' diyorlar. Netanyahu, yeni aktörler hesabına hem Mahmut Abbas yönetimini hem de Ürdün yönetimini ezdikçe ezmek istemektedir. Onları adeta bypass ederek yeni ortaklarına ulaşmak ya da başka aktörlerle yola devam etmek niyetindedir. Netanyahu gelir gelmez Suudi Arabistan ile Abraham barışını kotarmak istediğini duyurmuştur. Buna mukabil İran'a karşı haşin tutumunu sürdürmekten yana olduğu izahtan varestedir. ABD ile ilişkilerinde hem fırsatlar nem de potansiyel krizlere veya meydan okumalara açık bulunmaktadır. Obama dönemindeki gibi.

Asıl esneme veya oynama noktası, Rusya ile ilişkilerde gözlenebilir. Zira Netanyahu ailesi Putin'e sıcak bakmaktadır. Bu Ukrayna politikasının değişmesine ve yerini Rusya yanlısı bir politikaya bırakmasına müncer olabilir mi ? Bu yönde bir eğilim belirebilir. Lakin bu konuda nereye kadar gidebileceği diğer bağlantılarla ilişkilidir.

Asıl sorun iktidara, kendinden daha aşırı sağla birlikte gelmesi olacaktır. Itamar Ben-Gvir gibi yeni yetme politikacılar Netanyahu'nun da sağında bulunuyorlar. Uzlaşmaz yerleşimciler kendi adlarına siyaset sahnesinde yükseliyorlar. Bu gelişmeler, yeni dönemde Mescid-i Aksa'yı daha yakın tehlike altına sokacaktır. İsrail koalisyon hükümeti kendi içinde çekişecek ve radikaller kozlarını kendi aralarında paylaşacaklardır. Bu aynı zamanda Filistin cephesinin kızışmasına neden olacaktır. Gazze ateş hattında olacağı gibi aynı zamanda Nablus-Cenin hattı da ısınacaktır. Bilindiği gibi Nablus ile Cenin hattı 'aslan yuvası' olarak anılmakta ve İsrail kolluk güçleriyle Filistinli gençler arasında mütemadiyen çatışmalara sahne olmaktadır. Bu da yeni dönemde Batı Şeria'nın Gazze yerine kapışmanın merkezi olacağını göstermektedir. 1967 yılında sağın yükselişine sahne olan İsrail, Kasım 2022 seçimleriyle birlikte yeni bir viraja belki de son viraja girmiştir. Radikallikte yeni bir aşama kat etmiştir.

Bu durum, acaba Netanyahu ile ilgili Kitab-ı Mukaddeste yer aldığı ileri sürülen kehanetlere uygun mu? İsmail Benzekeriyya adlı youtuber Netanyahu'nun İsrail'in son kralı olacağını öngörmektedir. Elbette Netanyahu yine gidip gelebilir lakin hiçbir zaman gidip de gelmezlik yapmıyor. Siyasi ömrü ne kadar uzun, bilemiyoruz. Git-gel iktidarlarından birisi İsrail'in sonuna sahne olabilir. Pervasızların sevinçleri kursaklarında kalacaktır. Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur. Netanyahu geri dönüyor ama İsrail bitiş çizgisine doğru ilerliyor. İlginçtir, bunu Bibi de biliyor.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.