Mustafa Özcan

Bektaşi devleti ve sıradakiler

Osmanlı döneminde Bektaşilerin Balkanlar'da bir ağırlığı vardı. Bilhassa Rumeli ve Arnavutluk'ta. Ardından Arnavutluk, Osmanlı sonrası kraliyet dönemi ve cumhuriyet ve komünizm devreleriyle tanıştı. Komünizm çökünce çok partili demokrasiye geçti. Geçmiş dönemlerde devlet çatısı altında yer yer Bektaşilere özel bir statü tanınmıştır. Şimdi bu özel statü Vatikan tarzı devlet çatısı ile taçlandırılmak isteniyor. Geçmişte Arnavutluk'a yaptığımız bir seyahatte tarihçi Ali Satan gibi arkadaşlarla birlikte Bektaşi merkezinde Bardi Baba'yı ziyaret etmiştik. Şimdi Bektaşi tayfasının veya cemaatinin lideri Baba Mondi (Edmond Brahimaj ) olmuş. Vaktiyle Mehmet Ali Paşa nedeniyle Mısır ile özel bağları ve münasebetleri olan Bektaşi tayfası şimdi de dini azınlıklarla ilgilenen ABD ile özel münasebetler geliştirmiş. Gazetelerde çıkan bununla ilgili haberleri fark etmemişim. Tele-1 üzerinden Youtube kanalına aktarılan Musa Özuğurlu'nun 'Bektaşi Devleti' başlıklı bir analizi ile karşılaştım. Sonra bu yöndeki gazete haberlerini taradım. Haberlerden anlaşılan Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Vatikan tarzı kültürel ve turistik bir Bektaşi devleti kurmak istiyor. Bu devleti Arnavutluk içinde bir 'cep devleti' olarak tanımlıyor. Buradan İtalya içindeki bazı devletçikleri hatırlıyoruz. Vatikan ve San Marino gibi mini devletler. Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti'nin kurulma gerekçesi ise İslam'ın hoşgörü modelini öne çıkarmak olarak takdim ediliyor. Buna Başbakan siyasi hesaplar açısından da bakıyor olmalı. Vatikan türü Bektaşi devleti bir siyasi yatırım olmalı. Hem iç denklemde hem de ABD ile ilişkilerde. Tahmini sayıları 115 bin olarak bilinse de kendilerine destek verenleri unutmazlar herhalde. Besim Tibük vaktiyle Eyüp Sultan'da folklorik bir hilafet devleti öngörmüş ve bunun turistik katkı sağlayacağını ummuştur. Bu beklenen Bektaşi devletinin stratejik yansımaları da olabilir mi? Dış güçler bunları bir denge aracı olarak görebilirler. Stalin'e göre Vatikan'ın bir tümen askeri bile olmasa Polonya üzerinden komünist bloğu sallamıştır.

Musa Özuğurlu yorumunda böyle bir şeye Türkiye'de de bazı kesimlerin teşne ve hevesli olduğu anlaşılıyor. Tele-1, zaman zaman yayınlarını izlediğimde yararlı taraflar bulsam da Sünni aleyhtarı bir kanal hüviyetinde. Suriye'yi Esat'ların ve azınlığın yönetmesine razı olsalar da Türkiye'yi çoğunluğun yönetmesine pek razı görünmüyorlar. Sünni aleyhtarı bir odak olarak öne çıkıyor ve temayüz ediyor. Türkiye'de de bu modele heves edenler çıkabilir demektedir. Belki başta kendisi. Oradan buraya ayna tutmakta ve yansıtma yapmaktadır. Bektaşi devleti üzerinden yalan yanlış yorumlar yapmaktadır. Mesela Türkiye'de Bektaşilerin fıkralara konu olduğunu ve Sünni kesimler tarafından bu şekilde iğnelendiklerini ve alaya alındıklarını söylemektedir. Bu genellikle içki tüketimiyle alakalı bir ayrıntıdır. Fıkralar içki üzerinedir. Yoksa Mısır'da ve İslam aleminde en fazla alay konusu olan kimselerin başında Selahaddin Eyyübi'nin vezirlerinden Bahaeddin Karakuş gelmektedir. Musa Özuğurlu sadece kendi mazlumunu görüyor! Mesela bu fıkralardan birine değineyim. Karakuş yolda çiftleşen iki hayvan görünce bunlara zina cezası uygulamıştır! Bektaşilere atfedilen fıkralar gibi fıkralara konu olmuştur.

Bektaşi devleti gibi özerk yapıda devlet modellerine sahip olmak isteyen Şii-İsmaili tayfalardan birisi de çoğunlukla Hindistan'da yaşayan Bohra tayfasıdır. İsmaili kesimleri İran'dan Hindistan'a süren Safeviler olmuştur. Şimdi ise Esat ile kol kola yürüyorlar. Bohralar ilk göz ağrıları olan Mısır'ı ve El Müizzu Lidinillah ve Cevher Sakli gibi Fatimi devletinin kurucularının mirasını geri almak, ele geçirmek istiyorlar.

Merhum Düzceli Muhammed Zahid el Kevseri, Mısır'da bulunduğu sıralarda bu dini grubun tehlikesine dikkat çekmiştir. Şu veya bu şekilde Mısır'da gözleri olduğuna temas etmiştir. Sonrasında Enver Sedat ülke yönetimine geçince bu dini grup yani Bohra tayfasıyla yakın temas kurmuştur. Nedeni paralı ve yatırım yapmaya hevesli oluşlarıdır. Buna mukabil tarihi yerler üzerinde hak iddia etmektedirler. Fatimilere ait dini sitelere göz koymuşlar ve ele geçirmeye heveslenmişlerdir. Abdulfettah Sisi de onlarla görüşmelere ve ilgilenmeye ağırlık vermiştir. Mısır'ın mali kaynakları kuruyunca yeni kaynaklar arıyor. Bazı topraklarını ve adalarını yabancılara peşkeş çeken Sisi bazı şeyler karşılığında Bohra tayfasından kaynak temin edebilir. Bohra tayfasının Mısır'da özellikle Fatimilere ait dini ve tarihi yapılarını geri alma hevesleri var. Sisi gibiler açısından hiçbir mani yok. Musa Özuğurlu da Türkiye'ye aynı yolu gösteriyor. Ya da bunun Amerikan sopasıyla istem dışı da yapılabileceğini öngörüyor. Zaten ekümeniklik üzerinden Fener Patrikhanesi'ni Ortodoksluğun dini patronu haline getirmek istiyor. Bunu Irak'ta Necef merciiyeti üzerinden de denemek istemiş ve Kum'a rakip yapma hayalleri kurmuştur. Başaramamıştır. Şimdilik Sistani her iki tarafı da idare ediyor.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.