Prof. Dr. Sefa Saygılı

Eşler arasında anlaşma için kadınlara öğütler

Eşiyle mutlu bir evliliği olan bir hanımın önemli gördüğüm yazısını paylaşmak istiyorum. Eşi vefat etmiş olan bu hanımefendi günümüz genç evlilerine, özellikle de hanımlara oldukça önemli öğütlerde bulunuyor:

"Yıllar önceydi, yeni yuva kurmuş genç bir eş olarak epey gözyaşı dökmüştüm. Beni bu derece üzen mesele kocamla anlaşmazlıktı. Oysa ben nikâhtan sonra onunla aramızda büyük bir birlik ve anlaşmanın doğacağını, 'nikâhta keramet vardır' sözü uyarınca her şeyin çok kolay ve rahatça yürüyeceğini sanmıştım. Hâlbuki öğrenmem gereken daha pek çok şey varmış. Eşler arasında birlik ve anlaşmayı sağlamak için bencillikten uzak bir çaba harcamak gerekiyormuş.

Evlilikte anlaşabilmesi konusu yuvanın sanki ruhudur. Onun için en meşgul çiftler bile birbirlerine ayıracak, eşleriyle konuşacak zaman bulmayı ihmal etmemelidirler. Gayet sakin ve rahatına düşkün bir adam olan kocam bile, sonunda bu inanca bağlanmış ve ona göre davranmaya başlamıştı. Görevinde her ne kadar yorgun, müşterileriyle meşgul olsa bile, her gün benimle konuşmak için zaman ayırırdı. Bu daha çok akşama rastlardı. Koltuklarımıza karşılıklı oturur "Ee, anlat bakalım" derdi. Ve bir süre sohbet ederdik.

Acaba evli kadınlar, eşleriyle aralarında geçecek konuşmaları, beraberlik anlarını, günlük hayatlarının gerçekten tatlı zamanları haline getirmek için ne yapmalıdırlar? Önce şunu akıllarından çıkarmamalıdırlar ki yalnızca konuşmak birlik için yeterli değildir ya da konuşmak anlaşmış olmak manasına gelmez. Bazen öylesine bir anlaşma olur ki kelimelerden uzaktır; fakat tesirini karı koca arasında geçen her sözde gösterir. Mesela yapacağınız bir ziyareti sırf kocanızın fazlaca yorgunluğu yüzünden iptal edip bunu uygun bir lisanla anlatırsınız. Kocanıza en sevdiği çorbayı pişirirsiniz. Ya da eve geldiği zaman onu sevindirecek bir şeyi önceden hazırlarsınız.

EVLİLERE DOKUZ ÖĞÜT

Bazen en ufak bir el dokunuşu ciltler dolusu kitaba sığmayacak sözlerin anlamını taşıyabilir. Ortanca oğlumuzu dünyaya getirdiğim günü asla unutamam. Doğum odasından tekerlekli sandalye ile çıkarılırken kocam yetişmişti. Pek kendimde değildim. Kocamın elini tutarak ayağımı sıkışını hatırlıyorum. Bu davranışıyla, bana "Seni seviyorum, seninle iftihar ediyorum. Oğlumuz olduğu için çok mutluyum" demek istiyordu sanki. Elinin dokunuşu kelimelerden çok daha tesirli, çok daha güçlüydü.

Evlilikte birlik, dirlik ve anlaşma üstüne birçok sözler söylenmiştir. Ben de öğüt yerine denenmeye değer bazı tavsiyeleri size sıralayacağım. Bu saydıklarım kendi evlilik hayatımda bana çok yararlı olmuşlardır. Şimdi kocam öldüğü halde ben gene onun iyi bildiği düşüncelerimden ayrılmamaktayım.

GÖRÜŞ UFKUNUZU GENİŞLETİN

Kadınların çoğu her şeyi eşlerinden beklerler. Akşamları eve yorgun argın dönen kocalarından kendi tekdüze (monoton) yaşantılarını değiştirmesini, ona renk katmasını isterler. Her şeyi ondan beklemeyi bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Kocalarını adeta buna mecbur sayarlar. Oysa kendilerine şu soruyu sorsalar daha iyi ederler: "Acaba konuşmalarımızı daha renkli kılmak için benim neler yapmam gerekiyor?"

Kocam, sık sık gece gündüz ofisinde kalırdı. Öyle sıkıldığım, ev işlerinden öylesine bıktığım anlar olurdu ki, kendi kendime, "Keşke karısı olacağıma sevgilisi olsaydım" diye yakındığımı unutamam. Oysa asıl problem karısı oluşum değildi. Kocamın dış dünyayı eve getirmesi karşısında bana da önemli bir rol düşmekteydi. Zamanla, parazit bir insan olmak yerine, ortak bir eş olmanın sırrını keşfettim. Evin içindeki olaylarla olduğu kadar, dışındakilerle de ilgilenin. Bırakın yataklarınızın altında biraz toz biriksin, zararı yok. İlgilerinizi ve dünyanızı genişletin ki, sizin de kocanızla aranızda geçecek sohbetlerinizde anlatabileceğiniz konularınız olsun.

İLGİLERİNİZİN BİRLEŞECEĞİ ZEMİNLERİ BULUN

Evli çiftler paylaşabilecekleri ortak zevkler ve konular bulmalıdırlar. Gene kendimden örnek vereceğim. Eskiden yalnızca erkeklere ait sandığım pulculuğa kocamla beraber merak salmıştım. Öyle olmuştu ki, kocam ev işinden nefret ettiği halde, sırf bir an evvel birlikte pullarımızla meşgul olabilelim diye bana yardım etmeye başlamıştı. Şimdi onun ardından, o küçücük pullara baktıkça, hep beraber geçen hoş anılarımızı hatırlarım. Nasıl problemlerimizi çözümlemiş, mutluluğumuzu paylaşmış ya da üzüntülerimizi avutmuştuk onlara bakarken... Eğer onlar olmasaydı söylenmeden geçen nice şeyler kalacaktı...

KOCANIZA DOĞRU HASSAS ANTENLER UZATIN

Kocanızın nelere ihtiyacı olduğunu bulmaya çalışın. Eğer eve geldiği zaman yorgun ve canı sıkkın ise, ona anlatacağınız dertlerinizi bir an için olsun erteleyin. Bazı kocalar evde işlerinden bahsetmezler. Bu gibileri de zorlamamalıdır. Bırakın bahsetmesin. Belki kocanız başka tiplerin aksine olarak evinde, işlerinden uzak bir âlem oluşturmak istiyordur. Siz de onun bu âlemine, cennetine saygı gösterin. Kocam bazen çok sıkılmış olarak eve gelirdi. Bana sıkıntısını anlatmaması belki daha iyiydi. Çünkü o zaman olanları tekrar hatırlayacaktı. Oysa kendisi derdini iş yerinde bırakmaya çalışıyordu. Ben ise böyle anlarda daima değişik ve ilgi çeken konular seçip onun kuruntularını gidermeye çalışırdım.

HER ZAMAN ONUN ERİŞEBİLECEĞİ YERDE VE DURUMDA BULUNUN

Eğer kocanızın canı konuşmak istiyorsa, vakit ne olursa olsun yanına gidin. Bazı geceler kocam ofisinden gece yarısından sonra döner ve beni uyandırırdı. Oturur konuşurduk. Öyle şeyler konuşurduk ki.... Günün başka bir saatinde belki de konuşmaya cesaret edemeyeceğimiz meseleler olurdu bunlar.

ÖNCE DÜŞÜNÜN SONRA KONUŞUN

Bir derdiniz olduğu zaman, sakın, pat diye söylemeyin. Önce iyi bir düşünün, olayı içinizden tartın. Sonra işinizle tartışın, anlaşın. Fakat her şeyden önce onun dinlenmesini bekleyin. Hiç unutmam, genç kızken, babam daha kapıya varmadan annem, "Durun babanız bir otursun, nefes alsın, sonra olan bitenleri anlatırsınız" derdi. Bu öğüt evli kadınlar için çok yararlıdır. Çoğu erkekler, yorgun ve gergin geçen bir günden sonra öncelikle dinlenmek isterler. İşte böyle anlarda huzur ve sessizlik ortamı en faydalı birlik ve anlaşma unsuru olabilir.

GÜVENDİĞİ ŞEYLERE SAYGI GÖSTERİN

Birçok kadın, kocasının sırlarını kendisinden gizlediğinden, söylemediğinden yakınır. Bunun da bir sebebi vardır. Öyle birini tanırım ki, karısına bir şey anlatmış, o da başkalarına anlatınca kocası işini kaybetmişti. Erkek hayat yolunda yalnızdır, bunun için güvenecek birine ihtiyacı vardır. Ona, bu insanın yalnız siz olduğunu inandırın. Bu inancı kazanmak sizin için büyük bir iltifattır. Eğer kazanmak istiyorsanız kocanızın güvenini asla sarsmayın.

DİNLEMEYİ ÖĞRENİN

Nasıl ki ruh, doktorları hastalarına yardım ederler, evli karı-kocalar da birbirlerine öyle yardımcı olabilirler. Bir gece yatağımda ağlıyordum. Sebebi ise şuydu: Kendi hayatımla, hastanedeki hemşirelerin hayatını karşılaştırıyor ve onları daha değerli, çevrelerine daha yararlı buluyordum. Kocam fark etti ve sordu. Ben de gözyaşlarımla ona düşüncemi açıkladım, duygularımı anlattım. Bana dedi ki: "Sen üç oğlan çocuğu yetiştirmeyi, onları sağlıklı erkekler durumuna getirmeyi basit mi görüyorsun? Bu çok mu önemsiz? Hemşireler hastalıkları iyileştirmeye çalışırlar. Sen ise hastalıkları önlemeye gayret ediyorsun. Senin bu şansın var. Bundan daha önemli ne olabilir ki?"

Kocamın sükûneti, akıllılığı ve sergilediği sevgi gösterisi beni tekrar hayata bağlamıştı. Şunu unutmayın; en güç durumlar bile karşılıklı dinlemek yoluyla çözümlenebilir.

TEŞEKKÜR ETMEYİ BİLİN

Kocam yaptığım en ufak şey için bile bana teşekkür ederdi. Mesela, gömleğini ütülesem, sökük bir düğmesini bulup diksem, o yokken evi idare etsem, hep teşekkürleriyle karşılaşırdım. Onun "Teşekkür ederim" sözleriyle bana olan ihtiyacını anlar, takdir edildiğimi görürdüm. Onun bu bir çift sözü, yoldaki trafik işaretine benzetirim. Size doğru yolda olduğunuzu gösterir.

UNUTULMAMASI GEREKEN BİR ÇİFT SÖZ DAHA

Her ne kadar, bir bakış, ya da bir dokunuz sözden daha büyük anlam taşırsa da, şu sözü unutmayın: 'Seni seviyorum.' Bunu sık sık söyleyin. Göreceksiniz aranızda her şeye karşı dayanıklı, sağlam bir bağ kurulacaktır. Onun getirebileceği birlik ve anlaşma havası, kötü anlarınızı dayanıklı, iyi anlarımızı ise şimdiden daha mutlu kılacaktır."

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.