Günümüzde çocukların giderek hâkim olduğu toplumda yaşamakta olduğumuz bir gerçektir. Ailenin hareketlerini bazen tehlikeli derecelere kadar çocuklar yönetmekte, yönlendirmektedir. Bütün yapılacaklar ve planlamalar, onların ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır. Ailenin bu küçük üyeleri nerede yaşanacağını, nerede tatil yapılacağını, markette alış veriş sepetine neler doldurulacağını, babanın ne marka araba alacağını hep kendileri karar vermektedirler. Artık çocukları büyükler değil, neredeyse büyükleri çocuklar büyütmektedir.
BU DOĞAL OLMAYAN GELİŞİMİN SEBEPLERİ NELERDİR?
Çocuğun Sevgisi: Anne-baba çocukların kendilerine olan sevgilerini kaybedeceği endişesi ile onlara 'hayır' demekten, ceza ve emir vermekten korkabilmektedir. Bilhassa evlilikte sarsıntı varsa, eşlerin birbirlerine olan sevgisinde problem ortaya çıktıysa eşler anne-baba sorumluluğundan uzaklaşabilmektedir. Böyle olunca her iki taraf da çocuğun sevgisini kazanabilmek için aşırı hoşgörülü ve cömert davranarak onu kendi yanına çekmeye çalışmaktadırlar. Çocuk da bu yanlış tutumu ters kullanarak kârlı çıkmaya çalışır.
Maalesef fazla hoşgörü ile dolu çocuk büyütmek, geçinemeyen anne ve babaların sığındıkları en yıkıcı fikirdir. Böylelikle disiplinsiz ve şımarık çocuklar ortaya çıkar.
Ona Hayır Demesini Bilmeli: Disiplin, bebek beşikte iken başlamalıdır. Çocuk, anne ve babasını işletip işletemeyeceğini denemelerle öğrenir ve eğer becerebilirse işletir. Onun için otoritenin anne-babada olduğunu bilecek şekilde yetiştirilmelidir. Çocuklar ailede üstün kuvvetli, üstün akıllı birisinin olduğunu bilmek ihtiyacındadır. Durum gerektiriyorsa kararlı bir şekilde, 'gidemezsin; onu alamazsın' demelidir. Çocuk acı karşılık vererek sizi kendisini küçük düşürmekle, arkadaşlarının yanında utandırmakla suçlayabilir. Fakat bir yandan da içinden sizin kendisini kendi yaptığı yanlışlıklardan, tecrübesizliklerden koruma gücünde, isteğinde ve yeteneğinde olduğunuzu, kendisini öfkelendirme pahasına da olsa iyiliği için ve yanlışlardan koruma amacıyla çalıştığınızı hissedecek ve sevinecektir.
Çocuklar, devamlı olarak nereye kadar gidebileceklerini, sizin onlara nereye kadar hoşgörü göstereceğinizi denerler. İçlerinden sizin kendilerine aşırı izin vermemenizi de umarlar. Ergenlik çağındaki çocuk ile tartışırken bu hususa dikkat etmek lazımdır.
KABAHAT KİMDE?
Çocuğun sevgisini kazanmak için her istediğini veren, her istediğini yapmasını hoşgörü ile karşılayan ana baba, her yönden kaybeder. Çocuğun sevgi ve iyi niyetini de kazanamaz, hor görülür ve sonunda bir zorluk karşısında kalındığında onları suçlar: "Niçin böyle yapmama izin verdiniz! Siz nasıl ana babasınız!" diye.
Günümüzde çocuk suçluluğu büyük problem halini almıştır. 13 ilâ 18 yaş arasındaki çocuklar giderek daha çok suça bulaşmaktadırlar. Bunun en başta gelen sebebi, çocukların otoriteye tahammül edemedikleri olduğu düşünülmektedir. Anne-babalarını hiçe sayarak, öğretmenlerine karşı gelerek sonunda kanunsuzluğa düşebilmektedirler.
Çocuğun ana babasından korkması aslında iyidir. Bazı koşullar altında korku, sağlık için yararlıdır ve arzu edilir. Elbette çocukların anne ve babalarına karşı dehşet duymaları yanlıştır, ancak otoriteyi de bilmelidirler. Her iki taraf da duygularını samimi ve açık olarak ifade edebilmeli ve ifade saygı ile olmalıdır.
Anne ve babalar, çocuklarının bazen kendilerinden nefret edebilecekleri zamanlar olduğunu kabul etmelidirler. Fakat bu nefreti nasıl yorumladıkları önemlidir. Çocukların aldıkları disiplin ile hayatta başarılı olabileceklerini bilmelidirler. Çocuğa öfkesini başkalarını incitmeden, eşyaya ve kendisine zarar vermeden, kendi itibarını sarsmadan geçirmesini öğretmelidir. Çocuk ailedeki kuralları ve sınırları anlamalıdır. Sınırları bilen bir çocuk, ağır bir yükten kurtulmuş olur.
Son Söz: Geçmişte aile yapımızda kurallar belli ve sade idi. Çok sinirlensek de kimseye el kaldıramaz, sesimizi komşulardan duyulacak kadar yükseltemez ve öfkeli davranışlar yapamazdık.
Çocuğunu gerçekten seven ve onun iyi yetişmesini isteyen ana baba, onun için doğru yolu göstermeli, saçma ve mantıksız arzularını yerine getirmemelidir. Çünkü çocuğa sizin ne yaptığınız değil, onun kendisi için neler yapabileceğinin öğrenmesi, her istediğinin olamayacağını bilmesi, hayatta başarılı bir kişi olmasına yardım edecektir.