Türkiye’de obezite tehlikesi
Geçen hafta yapılan 10. Ulusal Obezite Kongresi'nin Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kaya, Türkiye'nin obezite konusunda Avrupa şampiyonu olduğunu açıklamış. Kaya, "Türkiye, Avrupa şampiyonu oldu, şişmanlık konusunda. Türkiye'de erişkinlerde her 3 kişiden biri obez. Dünyada 650 milyon obez, 1 milyar 9 milyon aşırı kilolu var. Türkiye erişkin nüfusunun 20 milyonu obez, bundan daha fazlası aşırı kilolu. Erişkin nüfusun yüzde 60-65'i aşırı kilolu ve obez" diyerek acil eylem planları oluşturulması gerektiğine dikkat çekmiş.
Obezite kadınlarda erkeklere oranla iki daha fazla imiş. Yine çocukluk döneminde fazla kilolu ve obez grup hızla artıyormuş. 18 yaş grubuna kadarki kesimin % 20-21'i obezmiş.
Obezitede kilo-boy oransızlığı bozuldukça yaşam süresinin kısalmakta. Ayrıca obezite tek başına bir hastalık değil; hipertansiyon, diyabet, damar sertliği, kemik hastalıkları, mide-bağırsak hastalıkları hatta hormona özgü kanserler obezlerde daha sık karşımıza çıkmaktaymış.
Obezitenin başlıca sebepleri
*Gıda alımındaki artış. Porsiyonların büyümesi.
*İşlenmiş ve fastfood yiyeceklerin çokça tüketilmesi.
*Geleneksel beslenmeden ve mutfak yemeklerinden uzaklaşıp Batı türü beslenmeye başlanması.
*Çocukların (tabi daha az oranda yetişkinlerin de) egzersiz ve hareket etmek yerine her gün 6-8 saatlerini bilgisayar, akıllı cep telefonu ve televizyon karşısında geçirmeleri. Bu sırada rasgele abur cubur yemeleri.
*Şekerin aşırı kullanımı. Şekerli gıdalara düşkünlük.
Kongrede uzmanlar şöyle konuşmuş:
"Obezitenin tedavisi var tabii ki ama hastalık haline gelmeden engelleyebilirsek çocukluk çağında, tedavinin daha başarılı olmasını sağlayacaktır. Obezite geldikten sonra eklem problemlerinden kadınlarda doğurganlık problemlerini; gebelikte hipertansiyon, diyabetin çıkmasını; erişkinlerde diyabetin, hipertansiyonun, kalp ve damar hastalıklarının obeziteyle ilişkili olarak artmasını; meme kanseri, kolon kanserinin artmasını önlemek için önceden engellememiz lazım. Birçok tedavi yöntemi var. Tedavinin başarılı olmasının en önemli yolu, hastayı tedavinin bir parçası haline getirmek ve motivasyonunu devam ettirmek. Eğer hastayı tedavinin bir parçası yapamazsanız verdiğiniz tıbbi beslenme tedavisi, doğru yeme şekilleri, yaşam şekli değişikliği, medikal ilaçlar ve cerrahi tedavilerin başarısı düşer."
Kilo yönetimi
Kişi obez hale geldiyse tedavi planı için elbette uzmandan yardım almak gerekir. Ancak çok fazla kilolu değilsek hem normal kiloya gelmek hem de kilo almamak için dikkat edilecek hususlar var. Yazımızda bunlardan bahsetmek istiyorum. Araştırmalardan derlediğim bu ipuçlarına uyarak çok daha sağlıklı olabiliriz:
*Kilo verme sürecine sadece kendimizi kararlı, azimli ve hazır hissediyorsak başlamalıyız. Gerçekleştirmek istediğimiz kilo kaybı bir yaşam şekline bağlıdır ve hayat boyu sürdürülmesi için motivasyon gerekir.
*Egzersiz yapalım. Hareketsiz insanlar kilo alırlar. Günde en az 7.500 adım, hatta daha iyisi 10 bin adım yürümeyi alışkanlık haline getirelim.
*Yeterince ve düzenli uyuyalım. Egzersiz özellikle geceleri 7-8 saat uykuyla desteklendiğinde yağ hücrelerini yakar, kasları geliştirir, metabolizmayı hızlandırır, kilo ayar noktasını düşürmeye yardım eder. Stresi ve stresin sebep olduğu karbonhidrat bakımından zengin gıdaları arzu etmeyi azaltır.
*Baştan çıkaran yiyeceklerden uzak duralım. Gıda marketlerine tok gidelim. Kilo aldıran cezbedici gıdaları evimize sokmayalım ve ulaşacağımız yerde tutmayalım.
*Özellikle şekerden ve şekerli gıdalardan (tatlılar, pasta ve kekler, gazoz ve kolalar gibi) uzak duralım.
*Yine unlu yiyeceklerden sınırlı tüketelim. Beyaz ekmek, börekler gibi.
*Gıda çeşitliliğini sınırlandıralım ve sağlıklı gıdalar tüketelim. Gıdalar ne kadar çeşitli olursa, insanlar onları o kadar çok tüketirler. Bu yüzden tam tahıllı gıdaları, meyveleri ve sebzeleri yemeliyiz. Sebze çorbalarında, balık ve zeytinyağlı yemeklerde sağlıklı yağlar vardır. Taze elma; elmalı keklerden ve elma suyundan daha iyidir.
*Porsiyonları düşürelim. Yiyecekleri daha küçük kâse, tabak ve kaplarda servis edelim.
*Bütün gün aç kalıp gece koca bir tabak yemeyelim. Aşırı kilolu insanlarda yaygın olan bu yeme şekli metabolizmayı yavaşlatır. Yenilenler yağa çevrilir hem de uyku esnasında sindirimle meşgul olunduğu için uykunun derinliği ve doyuruculuğu azalır.
*Ayrıca dengeli bir kahvaltı yapanlar daha uyanık ve daha az yorgun olurlar.
*Yemeği yavaş ve iyice çiğneyerek yiyelim. Böylelikle hem yediğimizin tadını ve lezzetini daha iyi anlar hem de daha az yemiş oluruz.
*Dostlarla yerken veya lokantalarda yediğimize dikkat edelim, aşırılıktan kaçınalım.
*Arada sırada gereğinden fazla yiyerek hata yaparsak moral olarak çöküş haline girmeyelim ve sonrasında az yiyerek telafi etmeye gayret edelim.
*Ekran başında iken yememeye dikkat edelim.
Sefa Saygılı
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Giderek artan boşanmalar ve çözüm yolları (25.11.2019)
- FETÖ’nün rapor çetesi ve kurbanları (12.11.2019)
- Eşcinselliğe nasıl yaklaşmalı? (05.11.2019)
- Bir dünya lideri: Recep Tayyip Erdoğan (21.10.2019)
- Yaşlanan dünya (30.09.2019)
- Süt anneye dikkat (19.09.2019)
- Her gün 8 bardak su içmeli miyiz? (22.08.2019)
- Kadim dostum Halûk Dursun (20.08.2019)