Bayram bizim bayramımız
Her namaz vakti, elimizi dua için her açtığımızda, Ramazan dönüp geldiğinde, her Bayram kapımızı çaldığında zamanın aslında geçmediğini, bilakis dönüp dolaştığını hissederiz.
Bu muayyen zamanlar bize aslında tazelenmek için bir fırsat sunar. İster namaz, ister oruç olsun her bir vakit bir çağrıya dönüşür. Tazelenmek için, yeni baştan başlamak için, şahitlik için. Bu dönüş ve süreklilik, günün her anının aynı zamanda bir ibadet vakti olduğunu hatırlatır.
Özellikle kurban bayramı söz konusu olduğunda bu böyledir. Tavaf bize bu dönüşü hatırlatır. Tavaf, her an birliğin, vahdetin etrafında dönmektir. Kabe bu vahdetin somutlaşmış vecizesi olduğu içindir ki tavaf başlayan ve sona eren bir eylem değildir. Müslüman burada kendine bir hayat bulur. Bu, bize Kabe'de sunulan bir hediyedir.
…
Zaman döndü ve bir Kurban Bayramı daha bağışlandı bize. Bu bir şükür vesilesi olmalı.
Müslümanlar olarak muhatap olduğumuz onca bela ve musibete rağmen bunu şükür vesilesi olarak bilmeli.
Her geçen gün bu dünya Müslümanların hayat alanı için daralan bir yere dönüşmekte. Belanın türevleri ile meşgul oluyoruz. Yani belanın kendisi ile yüz yüze kalamayacak kadar bahtımız kararmış durumda.
Gün geçmiyor ki Müslüman kanı dökülmesin; şehirlerimiz savaş alanına dönmüş durumda. Hangi musibete ağlayacağımızı, ne için dua edeceğimizi şaşırmış durumdayız. Bir labirentin içindeyiz sanki. Dönecek yerimiz yokmuşçasına köşeli sokaklar içinde kaybolmuşuz gibi. Dönecek bir yerimiz yokmuş gibi.
Bu kaybolmuşluktan kurtulmaya niyetleneceksek eğer, çaresiz olmadığımızı hatırlamakla başlayabiliriz. Şairin deyişi ile "kaybettiğimizi hatırlamaya" başlayarak. Zihinlerimizi arındırarak.
Bunun için çok da uzağa gitmeye gerek yok. Bize ait olanları yaşamak bize bahşedilmiş en büyük imkan olsa gerek. Oruç bizim orucumuz, kurban bizim kurbanımız, bayram bizim bayramımız.
Bela ve musibetler, katliamlar, dökülen kanlarımız elimizde olanın da kayıp gitmesine neden olacak bir ruh hali oluşturmamalı. Aksine sahip olduklarımızı kıskançlıkla sahiplenerek daralan hayat alanımızı genişletmeye, bir hayatiyet alanı bulmaya vesile olmalı.
Gün, bir kurbanın İbrahim'e İsmail'e bahşettiğini hatırlayacağımız gündür.
Gün kurbanımızı Allah'a adayarak kendisine dua ile yöneleceğimiz gündür.
Gün tavafla sahip olduğumuz ve olabileceğimiz hayatı hatırlama günüdür.
Veysel Kurt
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- DEAŞ Miadını Doldurdu mu? (29.08.2017)
- Fırat Kalkanı Harekatı’nın Bir Yılı (24.08.2017)
- Sorunlu Almanya’nın Sorumsuz Siyaseti (21.08.2017)
- AK Parti tecrübesi ve Türkiye’nin dönüşümü (17.08.2017)
- Meselenin Adını Koymak (14.08.2017)
- BM’nin DEAŞ Raporu ya da DEAŞ’ın Yeniden Keşfi (11.08.2017)
- Selman - Sadr Görüşmesi Neyin İşareti ? (07.08.2017)
- İdlib Oyunu (03.08.2017)