Makyajlı yalan döngüsü
Yalanın makyajlısı mı olur? Artık oluyor. Bir yalan söylüyorsunuz. Bu yalanı rakamlarla süslüyorsunuz. Ya da birkaç "hoş" kelime ile birlikte söylüyorsunuz.
Alın size makyajlı yalan.
Sonra başka şekillerde gerçekmiş gibi söylemeye devam ediyorsunuz.
CHP'nin 23 Haziran'daki İBB seçim stratejisi neredeyse bu makyajlı yalanlardan ibaret.
Bir bakıyorsunuz bir programda CHP'nin adayı gökkuşağı renklerine boyanmış rakamlarla bir şey söylüyor.
Onlarca milyon liranın nasıl boşuna harcandığını rahatlıkla ve ağdalı kelimelerle dile getiriyor.
Anında İBB'nin ilgili birimlerinden ya da AK Parti yetkililerinden yalanlama geliyor.
CHP adayından tepki yok. Ancak yalnızca saatler sonra bir başka programda aynı yalanı yine aynı ağdalıkla dile getiriyor.
Yine aynı tepkileri alıyor ve yine bir umursamazlık haliyle karşılık veriyor.
Kendini sürekli tekrar eden bir yalan döngüsü öylece devam ediyor.
Bir başka programda ise önce sunucunun neyi nasıl soracağını, sonra da hızını alamayıp nasıl düşünmesi gerektiğini dayatıyor: "buraya ünlem koy geç"!
Kendisini "Konstantin fatihi" olarak tanımlayan bu gazeteye karşı üstü kapalı ve anlaşılmayan tepki vererek meseleyi kapatmaya çalışıyor. Sonradan bu gazeteye röportaj verdiği anlaşıldığında ise biz zaten bir başka yalanla meşgul hale geliyoruz.
CNN Türk kameramanlarının kovulduğu yalanı önceki yalan yanlış söylemleri unutturdu bile.
Gerçekten şapka çıkartılacak cinsten bir ustalık.
Ancak daha ilginci CHP adayının sevgi pıtırcığı kelimeler eşliğinde bu yalanı ayan beyan tekrar etmesi.
Sunucunun bunun yalanladığını hatırlatması karşısında ise aynı aymazca tepki: "He iyi o zaman." Sadece bir gün sonra aynı yalanı bir başka programda dile getirmesi artık pes dedirtecek cinsten.
En son örnek ise İBB'de üst düzey çalışan (Genel Sekreter) birine yönelik. Üç araç tahsis edildiği yalanı aynı programda sunucu tarafından yalanlanıyor. Cevap: ilerde kanıtlayacağım. Yani itibar suikasti ve iftiraya devam edecek.
Bu döngü o kadar hızlı dönüyor ki takip etmeye yetişemiyorsunuz bile.
Beklediğinin hilafına en ufak bir söz en ufak bir itiraz mağduriyet kılıfına bürünüp yeni bir taciz türü olarak karşımıza çıkıyor.
Peki, bu yalanlarla nereye kadar? Gözümüze tutulan mum ışığı yatsıya kadar yanacak mı?
Bütün çaba buna yönelik. 23 Haziran'a kadar bu yalan döngüsünü devam ettirmek.
Bu ustalık karşısında biz pes diyoruz ancak ufak bir uyarıyı da ihmal etmeyelim: makyaj çoktan akmaya başladı.
Gerçek olan her söz karşısında da akmaya devam edecek.
Veysel Kurt
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD-İran krizi nereye? (28.05.2019)
- ABD-İran gerginliği: İran’ın yaklaşımı (19.05.2019)
- ABD-İran gerginliği: ABD’nin stratejisi (17.05.2019)
- Boşlukta bir proje figür (14.05.2019)
- İstanbul seçimleri (09.05.2019)
- Trump’ın terör sopası ya da Ortadoğu’yu terörize etmek (06.05.2019)
- Suriye’deki PYD tehlikesi (04.05.2019)
- Türkiye-Irak ilişkilerinde yeni dönem (30.04.2019)