Zekeriya Erdim

Zorunlu ana-baba okulu

Hemen herkesin malumu ve ön kabulü odur ki; kişisel-kurumsal-toplumsal büyümenin ve gelişmenin, yükselmenin ve ileri gitmenin en güvenilir yolu, içinde "kalite"nin de "kariyer"in de bulunduğu "nitelikli eğitim"den geçiyor. Onun için, devlet, hamle üstüne hamle yapıp; bir yandan resmi eğitim kurumlarını kemiyet ve keyfiyet açısından geliştirmeye çalışırken, öte yandan özel öğretim kurumlarını teşvik ediyor.

Bu bağlamda, 2017-2018 öğretim yılı; özel okullara giden yetmiş beş bin öğrenciye, ciddi bir eğitim desteği verildi. Devlet bütçesinden, toplam üç yüz milyon lira civarında bir mali yükün altına girildi.

Şimdilerde, gündemde; okul öncesi eğitimde, okullaşma oranını artırma çalışmaları var. Planlamaya göre, 2018-2019 öğretim yılından itibaren; dört buçuk yaşına giren (yani elli dört aylık olan) çocuklar, "zorunlu eğitim" kapsamına alınmış olacaklar.

İşte, tam bu noktada; önemli bir hatırlatma yapmak istiyoruz. Örgün ve yaygın eğitim hedeflerine ulaşma konusunda; radikal bir adımın daha atılması gerektiğine inanıyoruz.

Bilim dünyasının ortak bulgu ve belirlemelerine göre; insanın benlik-kimlik-kişilik oluşumunun büyük çoğunluğu, yedi yaşından önce şekilleniyor. Bir başka ifadeyle; oluşma-gelişme safha ve süreçlerinin en önemli kısımları, doğrudan doğruya aileyi (yani anneyi ve babayı) ilgilendiriyor.

O zaman, bu durumda; annelerin ve babaların eğitimli hale getirilmeleri, çocuklardan daha öncelikli ve önemlidir. O halde, diyebiliriz ki; okul öncesi çağındaki çocuklardan önce, anneleri ve babaları için "zorunlu eğitim" yükümlülüğü getirilmelidir.

Şüphesiz, burada kastettiğimiz şey; ilkokul, ortaokul, lise, üniversite okumanın ve yüksek lisans yahut doktora yapmanın dışındadır. Sosyal ve psikolojik, kültürel ve biyolojik olgunluk açısından "reşit" kabul edilen kadınlar ve erkekler; bilgi ve bilinç düzeyi bakımından, evliliğe ve aile hayatına, anneliğe ve babalığa hazırlanmış olmalıdır.

NİKAHTAN ÖNCE

Toplumsal yapıyı oluşturmak için evlilik, neslin devamını sağlamak için annelik, babalık; olmazsa olmaz şartlardan biridir. Eşyanın tabiatına göre, insan; ancak, hazırlıklı olduğu görevi hakkıyla yerine getirebilir.

Fakat, gel gör ki; genç kızlar ve delikanlılar, genellikle hazırlıklı olmadan evleniyorlar. İyi ve güçlü bir yuva kurmanın, huzurlu ve güvenli bir aile olmanın aklından ve ruhundan habersiz; sadece bedeniyle ilgileniyorlar.

Bu durumda, aile kurumu; erken doğmuş bebek gibi kırılgan oluyor. Bal ayı bitmeden zehir ayı başlayıp; arkasından boşanmalar geliyor.

Koruyucu hekimlik safhasının hakkını veremediğimiz için; ilaç ve ameliyat safhasına geçip, muhtelif tedavi yol ve yöntemleriyle uğraşıyoruz. Evlerimizi, cennet bahçelerinden bir bahçe haline getirmek mümkün ve muhtemel iken; çoğumuz, kendi elimizle ve dilimizle oluşturduğumuz arızalı aile ortamları yüzünden, dünyada cehennem azabı yaşıyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın ilgilileri, yetkilileri "acil ortak gündem" kabul edip; evlenme çağına gelen genç kızlar ve delikanlılar için, bir hazırlık planı, programı yapmalıdır. Belediye Başkanları ve diğer nikah memurları; önce "hazırlık sertifikası"na bakıp, ondan sonra imza atmalıdır.

HAMİLELİKTEN ÖNCE

İnsanın dünya hayatına hazırlanması; dokuz ay on günlük hamilelik döneminde gerçekleşiyor. Hücreler dokulara, dokular organlara dönüşüp; mükemmel ve muazzam bir organizma haline geliyor.

Dünyaya dair tüm algıların ve olguların temelleri; bu dönemde atılıyor. Çocuk, annenin her halinden ve gidişinden derinlemesine etkilenen rahimde; kelimenin tam anlamıyla, hayata tutunuyor.

Annenin çocuğu, babanın her ikisini; her bakımdan, koruma altına alması gereken bir süreç. Stresli ve sıkıntılı bir aile ortamında akıllar, ruhlar, bedenler sarsıntı içinde; huzurlu ve güvenli bir aile ortamında ise gönüller rahat, yüzler güleç.

Anne adayının da, baba adayının da; bu gerçeği bilmesi gerekir. Her ikisine de; hamilelik öncesinde, döllenmeden doğuma kadar olan safhanın eğitimi verilmelidir.

DOĞUMDAN ÖNCE

Anneler, babalar, diğer aile bireyleri; doğacak çocuklar için, yatak yahut beşik ile muhtelif giysiler, oyuncaklar hazırlıyorlar. Ancak; gün gün, hafta hafta, ay ay, yıl yıl devam eden büyüme ve gelişme safha ve süreçlerinin inceliklerini yeteri kadar bilmiyorlar.

Eksik ya da yanlış uygulamalar; telafisi imkansız sonuçlar doğurabiliyor. Ters yönden esen hafif bir rüzgar; yavru kuşların yuvasını dağıtıp, yardan aşağıya savurabiliyor.

Gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru yavrularımızın; dilinden ve halinden anlamıyoruz. Bebeğe bebek, çocuğa çocuk muamelesi yapmayı yahut herkesi kendi terazisi ile tartmayı bilmediğimiz için; yırtınıyor, didiniyor, fakat arzu ettiğimiz sonucu alamıyoruz.

Çocuklar doğmadan önce; bizim, anne ve baba olmanın bilgisini ve bilincini elde etmemiz gerekir. Devlet-millet işbirliği içinde; bu ihtiyaca cevap verebilecek yaygın eğitim faaliyetleri organize edilmelidir.

OKULDAN ÖNCE

Eğitim; ana rahminde başlayıp, mezara kadar devam eden bir süreçtir. Öncelik ve önem sırasına göre; aileden sonra okul gelir.

Bu açıdan bakıldığında; okullar ailelerin, öğretmenler annelerin ve babaların alternatifi değil, tamamlayıcı unsurudur. Evde, ailede başlayan eğitim, öğretim süreci; okulda devam etmiş olur.

Annelerin ve babaların; hem kendilerini, hem de çocuklarını okul hayatına hazırlamaları gerekir. Bu ise; belli bir eğitilmişlik düzeyini gerektirir.

Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta; akil baliğ olmuş genç kızların ve delikanlıların, evliliğe ve aile hayatına, anneliğe ve babalığa hazırlanması. Okul çağına gelmiş çocuklardan ve gençlerden önce; annelerinin ve babalarının, görevlerini hakkıyla yerine getirebilmeleri için, zorunlu eğitime tabi tutulması.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.