Zekeriya Erdim

Yazılım ahlâkı ve âfâkı

Eskiden beri, insanlar, daima; işlerini daha kolay, daha hızlı, daha verimli, daha kaliteli hale getirecek yollar ve yöntemler bulma isteği ve ihtiyacı hissetmişler. Hiçbir şeyi yoktan var etmemişler, edememişler; ama mevcudu keşfetmiş, mümkünü icat etmiş, muhtemelin peşinden gitmişler.

Bilim ve teknoloji; bu niyetlerin ve gayretlerin sonucu olarak gelişmiş. Adına "medeniyet" dediğimiz yaşama merkezleri ve modelleri; bu sayede oluşmuş.

Ancak, temel insani değerlerin denetimi altında olmayan buluşlar; genellikle felaket getirmişler. Gücü ve imkânı, kontrolsüz ve kuralsız kullananlar; huzuru ve güveni yok edip bitirmişler.

Son yıllarda, yazılım sektöründe; baş döndürecek ve takibi imkânsız denecek derecede hızlı gelişmeler var. Başta örgün ve yaygın eğitim kurumları olmak üzere; her yerde, herkes, kodlama öğreniyorlar ve öğretiyorlar.

Kullanım alanları ve oranları; zincirleme ilişki ve iletişim içinde, katlanarak büyüyor. Kişisel, kurumsal, toplumsal hayatımız; dijital dünyanın kontrolü altına giriyor.

Giderek, insan aklını ve iradesini; yazılım ve donanım denklemlerinden oluşan, elektro-mekanik sistemlere devrediyoruz. Aklını ve ruhunu arkasında bırakan bedenler gibi; kendimizi boşa çıkaracak ve boşluğa düşürecek şekilde, korkutucu ve ürkütücü bir sona doğru gidiyoruz.

AKILI ROBOTLAR

İnsanların işlerini kolaylaştıracak yahut tamamen devralacak otomatik makinalar düşünme ve tasarlama konusunda; ilk adımı, Müslüman bilim adamı El Cezerî atmış. On ikinci yüz yılda, robotik biliminin altyapısını oluşturarak; otomatik saat, otomatik hizmetçi, otomatik müzik aletleri yapmış.

Şimdilerde, işi ilerlettik; insana benzeyen, insan gibi hareket eden akıllı robotlar yapacak hale geldik. Yapay zekâ alanındaki gelişmeler sayesinde; öğretilenleri yapmanın ve yerine getirmenin ötesine geçirip, yeni şeyler öğrenme kabiliyeti ve kapasitesi de verdik.

Artık, hayatın bütün alanlarında ve konularında; en basitinden en mükemmeline kadar, robot yapma ve istihdam etme yarışı içine girmiş bulunuyoruz. Kişiler, kurumlar, ülkeler, toplumlar olarak; işlerimizi otomatiğe bağladığımız yahut robotlara havale ettiğimiz oranda gurur duyuyoruz.

Görünen o ki; yakın bir gelecekte, bütün işlerde ve işletmelerde, insanların yerlerini robotlar alacaklar. Yazılımıyla, donanımıyla, bütün bu bilimsel ve teknolojik çalışmaların sahibi yahut mucidi olanlar; ununu eleyip eleğini asanlar gibi, toptan emekliye ayrılacaklar.

AHLAKSIZ "HACKER"LAR

Yazılım dünyasının kodları ve komutları; en uzak mesafelere bile, ışık hızı ile ulaşıyor. Emre âmâde askerler yahut ajanlar gibi; duvarları yıkıyor, sınırları aşıyor.

Hayatımız öylesine şeffaf hale geldi, hal ve gidişimiz o kadar ortalığa döküldü ki; artık özel alandan, sırdan, sınırdan söz edemiyoruz. Birilerinin takibi ve tasallutu altında olmaksızın; hiçbir yana ve yöne gidemiyoruz.

Ayrıca, sahanın ve sektörün; azgın ve amansız hırsızları, yolsuzları, ahlaksızları var. Ne zaman, nereden ve nasıl girip çıkacakları bilinmeyen siyah şapkalı hackerlar; bize ait olan her şeyi, hiçbir kutsal tanımadan alıyorlar, çalıyorlar.

Sattıkları yahut savurdukları belgeler ve bilgiler; kişileri ve kurumları, ülkeleri ve toplumları, sarsacak ve sallayacak sonuçlar doğurabiliyor. İktidar savaşlarının en etkili silahı haline gelip; düşmanını yahut rakibini can evinden vurabiliyor.

Sistematik bir kontrol ve denetim olmadığı için; sahanın ve sektörün aktörleri, sarhoş ve ayyaş şehir magandaları gibi, rastgele, sağa sola ateş açabiliyorlar. Ehliyetsiz ve emniyetsiz sürücü misali; trafiğe çıkıp, yollara tehlike saçabiliyorlar.

Gıda, ilaç, temizlik, kozmetik sektörlerini kimyasal silaha dönüştürerek insanlık aleyhine kullanmakta sakınca görmeyen zihniyet; büyük ölçüde, yazılım sektörünün de içinde ve başında. Tüm zamanlarda ve mekânlarda, kılcal damarlarımıza kadar giren kodlar ve komutlar aracılığıyla; hayatımızı kontrol altına alıp, kendi habis emelleri doğrultusunda yönetmenin peşinde.

Sonuç olarak, bu işin bir âfâkı var; hayaller ve onları hayata geçirme çabaları, yerlerden ve göklerden daha sınırsız. Fakat, bir ahlâkı yok; gidişat, korkunç derecede serseri ve sorumsuz.

Çocuklara ve gençlere, yazılım dünyasının kodlarını ve komutlarını öğretirken; kültür ve medeniyet dünyamızın, doğrularını ve değerlerini de öğretmeliyiz. Onları, kendileri ve çevreleri için; beyazı (iyiliği) besleyecek bir anlayışa ve işleyişe yöneltmeliyiz.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.