Kalbin anahtarı: Hüzün

Hayatın her anında yaşanan duygulardan biri olan hüzün, bir çeşit gönül üzgünlüğüdür. Birçok alanda “keder” ve “üzüntü” anlamına gelen bu duygu, tek bir tanımlayamaya tabi tutulmaktan çok uzaktır. “Kur'ân hüzünle nazil oldu” hadisinden hareketle sizler için bu Ramazan ayında hüzün kavramını ele aldık.

Yayınlanma Tarihi: 27.04.2021 16:36 Güncelleme Tarihi: 27.04.2021 17:04

HÜZÜN NEDİR?

🔶 Hüzün, sözlükte "istenmeyen bir durumun başa gelmesinden veya geçmişteki bir kayıptan duyulan keder, üzüntü" anlamına gelmektedir.

🔶 Sözlüklerde çoğunlukla sürûr (sevinç) ve ferahın zıddı olarak kullanılır.

🔶 Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat'te ise "gam, keder, sıkıntı" olarak geçmektedir. Bazı kaynaklarda hüzün yerine gam ve keder kelimeleri de kullanılır.

KUR'AN-I KERİM'DE HÜZÜN

🔶 İslam'da hüzün kavramı büyük bir önem taşır.

🔶 Kur'an-ı Kerim'de iki ayette direkt hüzün kelimesi geçmektedir. Üç ayette aynı anlamdaki hazan kelimesi geçerken, otuz yedi ayette de aynı kökten fiiller geçmektedir.

🔶 Kur'an-ı Kerim'de hüzünle ilgili ayetler şu konular çerçevesinde ele alınır:

Kur'an-ı Kerim'de müminlerin ahirette üzüntü çekmeden bir hayat yaşayacakları bildirilmiştir:

"Onlara şöyle dedik: "Oradan hepiniz inin! Benden size muhakkak bir rehber gelecektir." Kim benim gönderdiğim rehbere uyarsa artık onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir." Bakara Suresi - 38. ayet

Ayetin tefsiri için tıklayınız

"Biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve halini düzeltirse onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler." En'âm Suresi - 48 . ayet

Ayetin tefsiri için tıklayınız

"Bilesiniz ki Allah dostlarına asla korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler." Yûnus Suresi – 62. ayet

Ayetin tefsiri için tıklayınız

🔶 Kur'an-ı Kerim'de Hz. Peygamber'e ve müminlere, müşriklerin yaptıklarından dolayı üzülmemeleri gerektiği tavsiye edilmiştir:

"Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz." Âl-i İmrân Suresi - 139 . ayet

Ayetin tefsiri için tıklayınız

🔶 Diyanet'in tefsirine göre bu ayette Müslümanların Uhud Savaşı'nda uğradıkları yenilgiden dolayı ümitsizliğe kapılmamaları gerektiğini onlara hatırlatılmıştır.

Sakın ola ki, onlardan bazı gruplara verdiğimiz geçici dünya nimetine göz dikmeyesin! Onlardan yana üzülme, müminlere karşı da alçakgönüllü ol! Hicr Suresi - 88 . Ayet

Ayetin tefsiri için tıklayınız

🔶Kur'an-ı Kerim'de Hz. Yakup'un Hz. Yusuf'un yokluğuyla nasıl acı ve hüzün duyduğu da yer almaktadır:

"Onlardan yüz çevirdi, "Âh Yûsufum âh! İçim yanıyor!" diyordu. Sonunda üzüntüden gözlerine boz geldi. Artık kederini içine gömüyordu.

Oğulları, "Allah'a andolsun ki, sen 'Yûsufum!' diye diye sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!" dediler.

Ya'kub da şöyle dedi: "Ben acımı ve kederimi ancak Allah'a arz ediyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan gelen bilgiyle biliyorum." Yusuf Suresi, 84-86. ayetler

Ayetin tefsiri için tıklayınız

HADİSLERDE HÜZÜN

🔶 Hüzün kavramı hadislerde de çeşitli şekillerde işlenmiştir.

🔶Kur'an-ı Kerim okurken hüzünlenilmesi hadis-i şerifte şu şekilde buyrulmuştur:

"Kur'ân hüzünle nazil oldu, onu okurken ağlayınız. Ağlayamıyorsanız, ağlar gibi okuyunuz (veya kendinizi ağlamaya zorlayınız.)" (İbn Mâce, İkametüssalah, 176)

"Diken batmasına varıncaya kadar Müslümanın maruz kaldığı hiçbir yorgunluk, hastalık, keder, hüzün, acı ve kaygı olmasın ki Allah onları onun günahlarına keffaret kılmasın." (Buhârî, Müslim)

🔶 Müslümanların birbirlerinin sıkıntılarıyla hüzünlenmelerini ise Efendimiz şu şekilde dile getirmiştir:

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

"Müminler ancak kardeştirler..." (Hucurât, 10)

Resûlullah buyurdular:

"Mü'min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir." (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87)

🔶 Peygamberimiz aynı zamanda ölüm gibi olaylar karşısında hüzünlenmenin normal olduğunu bildirmiştir.

🔶 Nitekim Hz. Peygamber, oğlu İbrâhim'in ölümüne ağladığı için kendisine hayretini ifade eden bir sahâbîye, "Kalbimizde acı, gözümüzde yaş var; ama dilimiz Allah'ın rızasına aykırı bir söz söylemez" buyurmuşlardı (Buhârî, "Cenâʾiz", 43; Müslim, "Feżâʾil", 62).

SENETÜ'L-HÜZN

🔶 Hüzün ve Peygamberimiz dediğimiz vakit aklımıza ilk gelen kavram hiç kuşkusuz senetü'l- hüzndür.

🔶 Peygamberimiz Hz. Hatice ile Ebu Talib'in ölümlerinin ardından çok hüzünlü bir yıl yaşamıştır. Bu sebeple ölümlerin gerçekleştiği yıla İslam tarihinde "senetü'l-hüzn" denilmiştir.

🔶 Peygamberimize en büyük desteği veren Hz. Hatice'nin ve kendisini kavmine karşı koruyan amcasının vefat etmesi Efendimizi çok üzmüştür. Öyle ki bu ismin doğrudan Resûl-i Ekrem tarafından verildiği de zikredilmektedir (Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî, I, 266; Nûreddin el-Halebî, II, 41).

İSLAM DÜŞÜNCE GELENEĞİNDE HÜZÜN

🔶 İslam düşünce geleneğinde de Müslüman alimler hüzün konusunda kıymetli fikirler ortaya atmıştır.

🔶 Müslüman filozof Kındi'den itibaren gelen iki farklı yaklaşım vardır. Ahlak kitapları ve tasavvuf kitapları hüzün kavramını çeşitli yönleriyle ele almışlardır.

🔶 İlk yaklaşımda hüzün kavramı daha ziyade insanın geçici olan şeylere karşı duyduğu, tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak görülüp o şekilde açıklanmıştır.

KINDİ'YE GÖRE HÜZÜN

🔶Üzüntüyü bir ahlak sorunu ve ruh sağlığı olarak ele alan ilk filozoflardan biri Kındi'dir.

🔶Risâle fî el-Hîle lî Defi el Ahzân (Üzüntüden Kurtulmanın Yolları) ismiyle çevrilen kitapta hüzün bir ruh sağlığı ve ahlak problemi olarak anlatılmıştır.

🔶 İslam filozoflarının ortaya koyduğu ahlak ilmi, mutluluğu kazanmaya odaklıdır. Ahlakın gayesi mutluluk olarak görüldüğü vakit kişinin kendisini mutsuz kılacak tutum ve davranışlardan da uzak tutması gerekir. Bu düşünce Kındi'nin eserine de hakim olmuştur.

🔶 Kındi'ye göre hüzün, kontrolsüz öfke ve şehvet gibi duyguların baskısıyla ortaya çıkacağı için kişiyi mutsuz kılar ve insanın ahlaki yetkinliğine de engel olur.

🔶 Kındi'ye göre hüzün "Sevilen şeylerin elden gitmesinden veya amaçlanan şeylerin elde edilememesinden doğan nefsânî (psişik) bir elemdir."

Kındi kimdir?

MÜSLÜMAN ALİMLERE GÖRE HÜZÜN

Ebubekir Er-Razi

🔶 İslam ilmine yön veren filozoflardan Ebubekir Er-Razi de et-Tıbbü'r-rûhânî eserinde kederden kurtulma konusuna temas etmiştir. Kındi'den daha realist bir tutum izleyen Er- Razi, insanın üzüntülere karşı bedeni ve maddi ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini ifade etmiştir.

Ebubekir Er- Razi kimdir?

Ebu Zeyd- el Belhi

🔶 Ebû Zeyd el-Belhî'nin tıp ve ahlâka dair Mesâlihu'l-ebdân ve'l-enfüs adlı eserinde üzüntü, kuruntu ve vesveselerden kurtulma konularını ele almıştır.

İbn Sina

🔶 Bir diğer önemli İslam alimi İbn Sina da hüzünle ilgili düşünceleri içeren bir kitap kaleme almıştır. İbn Sînâ'nın Fi'l-Hüzn adlı risâlesi, Kındi'nin Risâle fi'l-hîle li-defʿi'l-ahzân'ın bir özeti mahiyetindedir, farklı bir görüş içermez.

İbn Sina kimdir?

Gazzali

🔶 Hüzün konusuna eğilen alimlerden biri Gazzali'dir. İhyâʾü ʿulûmi'd-dîn ile Mîzânü'l-ʿamel ve et-Tibrü'l-mesbûk fî naṣîḥati'l-mülûk gibi eserlerinde Gazzali, Kındi'nin görüşlerinden hareketle hüzün konusuna eğilmiştir. Mîzânü'l-ʿamel'inde hüzün gibi olumsuz duyguların kişiyi yanlış duygulara sevk edeceği ifade edilmiştir.

Gazzali kimdir?

İbn Hazm

🔶 Üzüntü üzerinde duran bir diğer İslam alimi de Endülüslü felsefeci İbn Hazm'dır. Filozof, el-Ahlâk ve's-siyer fî müdâvâti'n-nüfûs isimli eserinde Kındi'den de Razi'den de yararlanmıştır.

🔶 İbn Hazm, insanların birçok amaç içinde yalnızca ortak tek bir amaca sahip olduklarını bunun da hüzün ve kederden kurtulmak şeklinde açıklamıştır. İbn Hazm, istemenin temelindeki yokluktan doğan kedere işaret etmiştir. Hüznü yenmenin yollarına dini çözümler sunmuştur.

🔶 Çoğu İslam alimine göre hüznün temelinde yatan duygu ölüm korkusudur. Kındi bu mevzuda insan ölümden korkmasını kontrolsüz öfke, şehvet ve akıl yoksunluğuna bağlar. Kındi'nin tabiriyle "kralları bile köleleştiren" bu duygulardır.

İbn Hazm kimdir?

TASAVVUFA GÖRE HÜZÜN

🔶Hüznü bir hastalık olarak gören ve olumsuzlayan görüşlerin aksine hüznün bir marifet ve makam olduğunu savunan Müslüman alimler de ortaya çıkmıştır.

🔶Hâce Abdullah-ı Herevî hüznü dünyevi isteklerin yoksunluğu olarak değil tasavvufi bir düzlemde açıklamıştır. Hüznü kulun ilahi lütfa mazhar olabilmek arayışının ve isteğinin ifadesi olarak görülmüştür. Herevi'nin düşüncesine göre üzüntü çekmeyip rahat olmak bir eksikliktir.

🔶 Tasavvuf ekolü ve sonrasında Hasan Basri'nin "korku ve hüzünle dost olmuş, kaygı ve kederle kaynaşmış, uyku ve istirahati yitirmiş" şeklindeki tanımlamaları, hüzün kavramına yaklaşımın bir diğer boyutu olmuştur. Dünyanın faniliğini anlayan kişide ister istemez bir hüzün doğacağını ifade eden Hasan Basri, bu durumun dünya hayatının her anını değerlendirmeye sevk edeceğini söylemiştir.

EDEBİYATTA HÜZÜN

🔶 Edebiyat da hüzün kavramından ilhamını almıştır.

🔶Kemal Sayar Hüzün Hastalığı isimli eserinde hüzün ve edebiyat ilişkisini şu şekilde açıklar:

"Melâl içe doğru bir yolculuktur ve kişiyi zenginleştirir. Hüzün ve melâli tedavi etseydik, bugün herhalde pek çok edebî şaheseri okuyamazdık. İnsanın yaşantılarından öğreneceği çok şey vardır. Hüzün bizi iç dünyamızın daha önce keşfetmediğimiz ayrıntılarıyla buluşturabilir. Onu bir misafir gibi kabul etmek gerekir. Misafir size yeni bir dünya getirir ve size bir şeyler katarak ayrılır."

🔶Hüznün edebiyatçıları daha da üretken hale getirdiğinin altını çizen Sayar, insan yaşamının önemli bir parçası olarak görmüştür bu duyguyu.

🔶 Edebiyatın hemen her türünde karşımıza çıkabilecek bu duygu, hiç kuşkusuz en çok şiirde kendisini gösterir. Divan edebiyatından beri süregelen şiirdeki hüzün teması asırlarca şiirimizin bel kemiğini oluşturmuş gibidir.

Kalbin anahtarı hüzün hakkında unutulmaz alıntılar

🔶Ahmet Haşim'in "Melali (hüzün) anlamayan nesle aşina değiliz", Hilmi Yavuz'un "Hüzün ki en çok yakışandır bize" dizeleri şiirdeki hüznün belki de en güzel örneklerindendir.

🔶Kimi edebiyatçılarımız ise hüzün ile peygamberimizi bir arada zikretmişlerdir:

"Biz, hüzün peygamberinin ümmetiyiz, diyor dede, ağlayabilenler ağlar ağlayamayanlar ağlar gibi yapar." Gül Yetiştiren Adam, Rasim Özdenören

🔶 Zarifoğlu hüzünden gelen mutluluğu tarif ettiği dizesiyle yazımızı bitirelim…

"Hüzün sana içinde sevinç getiren bir zarftır."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.