Kayıtsız kalamayız

Siyonist vahşetinin sona ermesi ve Filistin topraklarının bağımsızlığına kavuşabilmesi, İslam milletlerinin işbirlikçi ve korkak yöneticilerinden kurtuluşuyla yakından ilgilidir. Birkaç gündür Kenan Evren örneği aklımda dönüp duruyor. Kendisi Ege Ordusu komutanlığımızı yapmıştı. Vazifesi Adalar denizinde Türk milletinin hak ve menfaatlerini korumaktı. Sonrasında darbeyle yönetimi ele geçirdi. İlk icraatlarından biri NATO'nun askeri kanadından ayrılan Yunanistan'ın vetosunu kaldırmak oldu. Bugün Adalar denizinde ülkemiz aleyhine yaşanan birçok sorunun birinci sorumlusu odur. Bu kararı o kadar acele bir şekilde aldılar ki sadece bu sürat bile şüphe uyandırmaya yeterlidir. Darbeden otuz sekiz gün sonra. (20 Ekim 1980) Nihayetinde milletimiz bu teslimiyetçi ve işbirlikçi zihniyetten kurtulmuştur. İnşallah diğer birçok İslam milleti de aynı başarıyı gösterir.

İsrail'in vücut bulması, İslam âleminin birlik ve beraberlikten en uzak ve oldukça zayıf bir dönemine denk gelmiştir. Belki o yıllarda yapılacak fazla bir şey bulunmuyordu. Fakat artık olmalıdır. Yoksa bu yangın önce Müslüman mahallesinin tamamını, sonra da birçok başka yeri yakacak büyüklüğe ulaşacaktır.

Dikkat edilirse, batı dünyası ısrarlı bir şekilde ülkemizi Filistin meselesinin dışında tutmaya çalışıyor. Suriye sahasında olduğu gibi. Bunun onlar için elbette bir anlamı var. Bizim penceremizden ise durum şudur: Bir asır önce Filistinlilerle aynı devletin vatandaşları olarak yaşıyorduk. Nasıl kayıtsız kalabiliriz?

Batı hükümetlerinin topyekûn akıl ve vicdan tutulması yaşadıkları kesindir. En olmayacak ülkeler bile bugün İsrail işgal güçlerinin Gazze'de yaptığı yıkıma ve soykırıma destek veriyor.

Amerikan ve İngiliz hava kuvvetleri, 1945 yılının şubat ayında, Almanya'nın Dresden şehrini korkunç bir bombardımana tabi tutar. Tam manasıyla intikam saldırısı. Hiçbir ayrım yapmaksızın iki gün boyunca şehrin üzerine tonlarca bomba yağdırılır ve on binlerce Alman vatandaşı yangınlarda kavrularak can verir. Almanların en güzel şehirlerinden biri olan Dresden adeta haritadan silinir. Ayrıntılı bilgi için arama motoruna 'Dresden bombardımanı' yazmanız yeterlidir. Aynı Almanya'nın şimdilerde İsrail'in Gazze'de yaptığı hava bombardımanını kayıtsız şartsız desteklemesi, yönetimin kendilerinde olmadığının da açık bir göstergesidir. İslam coğrafyasında birçok devlet ve millet perişan haldeyken, İngiltere'den futbol kulübü satın alan yöneticiler gibi. Adına 'yeni dünya düzeni' denilen garabet tam olarak budur.

Müslümanlar en hayati meselede bile aralarında birlik sağlayamıyorken; batılı yöneticiler, utanç verici bir suç olan 'bebek katliamı' konusunda dahi bir ve beraber durabiliyorlar.

İbrahim Tenekeci