Bir bütün olarak
Kudüs, Nablus, El Halil, Eriha, Cenin, Ramallah gibi Filistin yönetiminin kontrolünde görünen beldeleri ziyaret edenler ile oralara hiç gitmeyenler iki devletli çözüm konusunda farklı düşünüyor. Gidenler bölgedeki mevcut durumu görüp haklı olarak ümitsizliğe kapılıyor. Bizim gibi uzaktan yazan ve konuşanlar ise bir şekilde ümidini koruyor.
Filistin topraklarına gitme imkânı bulan birçok insanla görüştüm. Müşterek kanaat, Filistinlilerin tam manasıyla kuşatıldığı ve ablukanın her geçen gün daha çekilmez hale geldiği yönünde.
Filistin meselesini bir bütün halinde ele almadığımız müddetçe hep bir şeyleri yarım bırakıyor olacağız.
Gazze ve diğer Filistin beldelerinde yaşayanlar, işgal devletinin şehirlerinde ikamet edenler, komşu ülkelere sığınmak zorunda kalanlar, sürgünde olanlar, terör devletinin hapishanelerinde rehin tutulanlar, dünyanın diğer kıtalarına dağılanlar; hepsini bir ve beraber değerlendirmek gerekiyor. Böylece kadim bir milletin nasıl paramparça edildiğini daha kesin ve keskin bir biçimde görebiliyor, anlayabiliyoruz. Fasılasız bir asır boyunca maruz kalınan şeyin korkunçluğu karşısında vicdan sahibi her insan dehşete kapılıyor. Bir yıl değil, on yıl değil, tam yüz yıldır devam eden bir zulüm. Bu emsalsiz acımasızlığa ve sistemli kıyıma dünya üzerinde kaç millet dayanabilirdi?
Bugün, Filistin yönetiminin kontrolünde görünen şehirlerde hayat sürenlerin maruz kaldıkları şey, Gazze'den farklı değildir. Belirsizlik, kanunsuzluk, zorbalık, sürekli bir gözetim, kimin evinin basılacağı yahut bombalanacağının bilinmemesi gibi birçok başlık, psikolojik tahribatı da beraberinde getiriyor. Seçilmiş milletvekili ve bakanları dahi keyfince tutuklayan, katleden bir terör devletinden bahsediyoruz. Sadece Filistin topraklarında değil, dünyanın her yerinde rahatlıkla cinayet işleyebilen azgın bir topluluktan söz ediyoruz. İstihbarat örgütleri bile haber alma teşkilatından ziyade suikast şebekesi olarak çalışıyor.
Şimdi gündemde rehine yahut esir takası var. Siyonist örgütün rehine bulma konusunda hiç sıkıntı yaşamadığı herkesin malumudur. Sadece son kırk günde, Batı Şeria'da binlerce Filistinli sebepsiz yere tutuklanıp bilinmeyen adreslere götürüldü. Masum çocuklar dâhil. Bunu diledikleri zaman istedikleri kadar yapabiliyorlar maalesef. İşte; bir yandan belli sayıda Filistinli esiri serbest bırakıyor, diğer taraftan yeni esirler almaya devam ediyorlar. Hamas'ın böyle bir şansı var mıdır?
İki devletli çözüm diyoruz fakat insana ve insanlığa dair her türlü değerle irtibatını kesmiş olan, Filistinlilere zulmü dinî vecibe gören Siyonist katillerle kim yan yana yaşamak ister?
İbrahim Tenekeci
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.