Siyonist teröristler, Filistin topraklarında katliam yapmaya devam ediyor. Hiçbir ayrım gözetmeden, canavarca bir hisle hareket ediyorlar. Kadim bir millet, ahlaksızın ahlakına, insafsızın insafına, merhametsizin merhametine terk edilmiş durumdadır.
'Filistinli kardeşlerimiz emsalsiz bir düşmanlığa, tahammül sınırını aşan bir acımasızlığa, görülmemiş bir kötülüğe maruz kalmaktadır.' Aslında yazıya bu cümleyle başlamıştım. Sonra aynı toprakların geçmişini düşündüm. Okumalarımı hatırladım.
Bugün Siyonistlerin sergilediği vahşeti, Hıristiyan batı dünyası Filistin topraklarında her fırsatta yapmıştır. Mesela "Arslan Yürekli" lakaplı İngiliz Kralı Richard, 832 yıl önce, bugün İsrail işgali altında olan Akka'da korkunç bir katliama imza atmıştır.
Beraber okuyalım: "Ayrı yollardan Akka'ya gelen Fransız ve İngiliz kralları, şehri 11 Temmuz 1191'de ele geçirir. Akka'nın düşmesi Selahaddin'i hem öfkelendirmiş hem de endişelendirmiştir. Selahaddin bir an önce anlaşmayla esirlerin mübadelesini temin etmek ister. Bunun için kendi elindeki esirleri bırakır. Richard'ın amacı ise Akka'da kalmak değil, bir an önce güneye doğru ilerleyerek Kudüs'ü almaktır. Bütün asillerin serbest bırakılmadığı bahanesini ileri süren Richard, Akka'da bulunan 2700 Müslüman esirin eş ve çocuklarıyla beraber kılıçtan geçirilmesini emreder. Bu korkunç katliamdan geriye bir ceset yığını kalır." (İbrahim Kalın, Ben Öteki ve Ötesi, İnsan Yayınları, 2016, sayfa 97, 98)
Daha yakın zamanlara gelelim. Tarih kitapları Napolyon'u bize askeri deha olarak takdim eder. Büyük komutandır vesaire. Ülkemizde hayranı çoktur. Yine aynı kaynaktan, onunla ilgili birkaç satır paylaşalım: "Napolyon Ağustos 1799'da Kahire'den ayrılmadan önce Filistin topraklarında sefere çıkar. Burada Osmanlı askerlerinin mukavemetiyle karşılaşır. İki gün süren yoğun çatışmalar neticesinde Napolyon, Hayfa'yı ele geçirir. Burada, savaş esiri olan dört binden fazla Osmanlı askeri öldürülür. Kaynakların verdiği bilgiye göre, barut ve mermisini harcamak istemeyen Napolyon, Osmanlı askerlerinin deniz kenarına götürülerek tüfeklerin ucundaki süngülerle öldürülmesini emreder. Napolyon'un kendi sekreteri Bourrienne, 'bu sahne her aklıma geldiğinde titriyorum' diyerek dile getirir bu olayı." (Ben Öteki ve Ötesi, sayfa 300)
Bu şekilde sayısız örnek verebiliriz. Dün Akka'da, Hayfa'da, Maara'da, Der Yasin'de yapılan bugün maalesef Gazze'de gerçekleşmektedir. Haçlılar Maara beldesinde özellikle çocuklara öyle şeyler yapmışlardır ki kendilerine "yamyam" denilmiştir.
Batı medeniyetinin esası ve evveliyatı budur. İçlerinde elbette vicdanlı insanlar vardır. Batı başkentlerindeki Filistin'e destek gösterileri bize bunu söylüyor. Fakat batının ortak iktidar aklı, düşmanlık üzerine kuruludur. Antisemitizmi icat edip uygulayan da zaten kendileri değil midir?
Geçmişleri temizlenemeyecek kadar kirli, kanlı ve karanlık olanların ürettiği kavramların ne kadar sahte olduğu artık ortaya çıkmıştır. Demokrasi, insan hakları, eşitlik, ifade özgürlüğü; meğer hepsi yalanmış. Siyonistlerin musallat olduğu Gazze, sadece direnmekle kalmamış, aynı zamanda batının ve batılın da maskesini düşürmüştür.
İbrahim Tenekeci