Agâh olalım
Milletin ve memleketin hayatına kastedenler her anlamda yok olmaya mahkûmdur.
İsmi lazım değil. Vatanımızın tamamını ele geçirmek istedi. Hikâyenin sonunda, bir karış vatan toprağından mahrum kalmış halde vatansız olarak öldü. Türkiye düşmanlarının himayesi altında ve onların ülkesinde. Gurbet ismini verdikleri yer, zalimin kucağıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğu topraklar bizim son sığınağımızdır. Buradan başka çekilebileceğimiz bir hat yoktur, kalmamıştır.
Bölücü terör örgütü dediğimiz şey Amerika, İsrail ve bazı batı ülkelerinin ta kendisidir. Aslında biz terör örgütüyle değil, Düvel-i Muazzama ile mücadele ediyoruz. "Bir avuç çapulcu" söylemi meselenin ciddiyetini anlamaktan ve vahametini kavramaktan binlerce kez uzaktır.
Bu topraklarda zamanlama daima manidardır. Hiçbir şey öylesine olmaz, tesadüfen gelişmez. Sözgelimi bir kurumumuz yahut karakolumuz saldırıya uğramışsa, Türkiye, mutlaka adı geçen ve geçmeyen ülkelerden birinin ayağına basmış demektir. Bunun anlamı şudur: Ülkemizin lehine faydalı işler yapılmış ve bunun bir bedeli olmuştur.
İçinde bulunduğumuz coğrafya kıyamet günlerini yaşarken, devletimizin kendini savunma çabası, bu yönde yeni ve tesirli imkânlar geliştirmesi, elbette plan sahiplerini rahatsız ve tedirgin ediyor.
Yeniden Büyük Türkiye için her alanda caydırıcı olmak zorundayız. Tam bağımsızlığın yolu millî dayanışmadan, askeri kuvvetten, iktisadi güçten ve sağlam iradeden geçiyor. 29 Temmuz 2024 tarihinde Birlik Olalım başlığıyla bir yazı kaleme almış ve 'kardeşlik seferberliğinden' bahsetmiştik. Devamındaki yazıda da şu cümleleri kurmuştuk: "Vatanın selametini düşünen, ülkesinin bağımsızlığını isteyen, hassasiyetleri ortak olan, iyiliği savunan insanların birbirine daha da yakınlaşması şarttır. İç cepheyi tahkim etmek ve sağlam durmak dediğimiz şey tam olarak budur."
Zorluk derecesi yüksek zamanlardan geçiyoruz. Unutmayalım; gerçekleşen saldırı bir ise önlenen yüzdür. Milletimizin fedakâr evlatlarına ve onların gayretlerine haksızlık etmeyelim.
Türkiye, Amerika'nın bölgesel projelerine direniş sergiledikçe, Siyonist azgınlık ve sapkınlık karşısında sesini yükselttikçe, kendi silahlarını üretme konusunda ısrarlı oldukça, terör belasından kurtulmaya çalıştıkça tehdit devam ediyor demektir. Yeri gelmişken şunu da söylemeliyiz: Özellikle şu günlerde, hayatî kurumlarımızda mutlaka ani müdahale timleri hazır bulunmalıdır.
İnşallah, hep beraber agâh olalım.
İbrahim Tenekeci
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ortak doğrunun kaybedilmesi (12.09.2024)
- Her kuş kendi cinsiyle uçuyor (06.09.2024)
- Yazgıdan yazıya (29.08.2024)
- Boykot niçin önemlidir? (13.08.2024)
- Türk milleti hayırlı bir evladını kaybetti (12.08.2024)
- Ümitsiz olamayız (07.08.2024)
- Gurbetten sılaya (05.08.2024)
- Devran elbet dönecektir (31.07.2024)