Evinizde oturuyorsunuz. Aniden bir gürültü duydunuz. Kapınız zorlanıyor. Panik ve korku içindesiniz. Eşiniz, çocuklarınız var. Kapıyı kırıp içeri girdiler. Gelenler yabancı. Mahalleden değiller. Direnmeye çalıştınız fakat gücünüz yetmedi. Mutfağı, banyoyu, koridoru ve balkonu ele geçirdiler. Sonra salona ve odalardan birine geçtiler. Oralar da gitti. Değerli eşyalarınıza el koydular. Balkonda özenle büyüttüğünüz çiçekleri tarumar ettiler. Şimdi sığındığınız son odaya saldırıyorlar. Kapının arkasına bazı ağırlıklar koydunuz. Tüm imkânınızla elinizde kalan son odayı savunmaya çalışıyorsunuz. O odada canınız var, iffet ve izzetiniz var, nesliniz var. Hepsini korumak ve kurtarmak için mücadele ediyorsunuz.
Evin bölümleri Kudüs, Hayfa, Yafa gibi şehirler olsun. Saksılar tarlalarınız, çiçekler ise zeytin ve portakal ağaçlarınız. Değerli eşyaları da tarihi eserler, camiler olarak düşünelim.
Filistinlilerin başına gelen tam olarak budur.
İşte burada Siyonizm belası devreye giriyor. Siyonizm, katili değil de maktulü suçlu bulmaktır. Onlara göre, cinayet ve hırsızlık dini bir vecibedir.
Siyonizm demokrasiden bahseder, buna karşılık halkın iradesiyle seçilmiş olanları terörist ilan eder.
Siyonizm yalanın ta kendisidir. Sözünü tutmamaktır. Onun sistemi, ahlaksızlık üzerine kuruludur.
Tekrar elde kalan o son odaya dönecek olursak.
Mevcut dünya düzenine göre, zalimin saldırgan olma hakkı vardır, mazlumun ise kendini savunma hakkı bile yoktur. Mazlum, zalime karşı kendini savunursa eğer, bunun adı "terörizm" olur.
Zalim 'kendini savunma hakkı' adı altında her türlü kötülüğü sergileyebilir. Suikastlar düzenleyebilir, okul ve hastane dâhil dilediği yeri bombalayabilir, gazetecileri öldürebilir. Büyükleri cezalandırmak ve yıldırmak için özellikle çocukları katledebilir.
Peki, ne yapılabilir? Evin dışındayız, uzaktayız. İçeri girip müdahale etme imkânımız yok.
Siyonist işgalcilerle mücadelede hem devletlere hem şahıslara düşen ayrı görevler vardır.
Yapmamız gereken birinci iş: Yahudilerin kıblesi paradır. Zayıf noktaları maddiyattır. Boykot işte bu yüzden önemlidir. Siyonist canileri destekleyen, sermayesi onlardan olan marka ve kurumların ürünlerini boykot etmeyi ısrarla sürdürmeliyiz. İnsanlık için, insanlığımız için.
İbrahim Tenekeci