Birbiri ardına İslam mensuplarına yapılan katliam ve soykırımları anıyoruz. Bosna, Hocalı ve daha nicesi. Şimdilerde ise gözümüzün önünde Filistinliler acımasız bir kıyıma maruz kalıyor.

Dün başka coğrafyalarda, bugün Filistin yurdunda yaşananlar, zayıf düştüğü zaman her İslam milletinin başına gelmiş ve gelecek olandır. Unutmayalım, agâh olalım.

Zayıf düşmek, sadece teknik ve iktisadi manada geride kalmak değildir. Millî meselelerde birlik olamamak, fitneye açık hale gelmek, zafiyetin başlangıcını oluşturur.

Misal: Filistinliler, ölçüsüz bir düşmanlığın ve kahredici bir işgalin hedefi olmalarına karşılık, hâlâ millî birliklerini sağlayamamıştır. Her türlü telkine rağmen bu mümkün olmamıştır.

Balkan Harbi'ne parçalı bir toplum olarak girdik. Asker arasında ikilik, siyasiler arasında çekişmeyi aşan bir husumet vardı. Böylece savaş önce bozguna, sonra faciaya dönüştü. Milletimiz, unutmak üzere olduğumuz nice katliama maruz kaldı. Onlardan sadece biri: Bulgar tarafı Edirne'deki Ayvaz Baba Tabyası'nı ele geçirdikten sonra oraya sığınan sivillerin tamamını katletmiştir. Bu caniliğin belgesi, fotoğrafları vardır. Yine de unutuyoruz.

İki hafta önce 15 Temmuz'u andık. Vatansız hainler, o gece, aziz milletimizin ana gövdesine çarpmış ve darmadağın olmuştur. Sivillere karşı zırh delici uçaksavar mermilerini dahi kullanmaktan çekinmeyen zalimler, nihayetinde emellerine ulaşamamıştır. Bir kısmı yakalanmış, diğerleri de sahiplerinin yanına kaçmıştır.

15 Temmuz Direnişi unutulmasın, daima hatırlansın diye adına "millî birlik günü" denilmiş ve bayram ilan edilmiştir. Ne yazık ki sadece iki partinin yönetiminde olan yerlerde anma etkinlikleri düzenleniyor. Siyasi iklim değiştiği vakit, bu şanlı mücadelenin milletin hafızasından silinmek isteneceğinden emin olabilirsiniz.

Millet ve memleket olarak tekrar hayatî günlerden geçiyoruz. Üçüncü Dünya Savaşı ihtimalinden yüksek sesle bahsediliyor. Hem her biri ibret vesikası olan tarihî örnekler hem de günümüze mahsus birçok nedenden dolayı kardeşlik seferberliği ilan etmemiz gerekiyor. Önce kendi içimizde birlik olmalıyız. İnsan harcamak ve emekleri ziyan etmek yerine, kazanabildiğimiz herkesi kazanmalıyız.

Evet, safları sağlam tutma mecburiyetimiz vardır. İnancımızdan kaynaklanan mesuliyet duygusu ve mensubiyetimiz bunu gerektirmektedir.

İbrahim Tenekeci