Geleceğin lisesini inşa etmek
Milli Eğitim Bakanımız 18 Mayıs 2019 Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısıyla Ortaöğretim Tasarımı Tanıtım Toplantısı'nda yapmak istediklerini güzel bir sunumla anlattı. Lise eğitiminin çok önemli olduğuna inanan biri olarak dikkatle dinledim. Heyecan verici ve etkileyici sunumdan anladıklarımı konu başlıklarına göre detaya girmeden başlıklar halinde sıralayayım. Daha sonra da değişiklikler hakkındaki düşüncelerimi paylaşayım.
1. Ders saatlerinde ve sayısında azalma: Prensip olarak az dersle daha derin ilgilenilmesi yaklaşımını olumlu bulduğumu söylemeliyim. Hele kimi üniversitede bir dönemde 10-12 dersin olduğunu düşündüğümde liselerde atılacak bu adımı çok anlamlı buluyorum. Günlük sekiz olan ders saati, yediye düşürülebilir. Öğrenme mekanları sınıflardan dışarı taşınarak etkinleştirilebilir.
2. Kariyer Ofisleri ve kişisel rehberlik. Öğrencileri fıtratlarına uygun dersler ve etkinliklere yöneltmenin yanı sıra meslek seçimlerinde de yardımcı olması bir ihtiyacı karşılayacak şüphesiz. Ancak kariyer danışmanlığının kimler tarafından verileceği önemli bir konu gibi duruyor. Kalıcı olması için başarılı olması lazım. Başarılı olması için de yetkin kişiler tarafından verilmeli ve öğrenciler kendilerine faydalı olduğuna inanmalı.
3. Seçmeli dersler: Öğrencilerin üniversitedeki gibi istedikleri dersleri seçmesi zaten vardı ancak etkin bir şekilde işlediği söylenemez. Öğrenci yeteneği ve ilgisi doğrultusunda seçeceği derslerle daha iyi hazırlanacak. Verilen örnek seçmeli derslerle ilgili farklı görüşler olabilir. Hangi derslerin seçmeli olacağı zamana bırakılarak öğrenci talebi ve öğretmen niteliği göz önünde bulundurularak güncellenebilir. Ayrıca üniversite sınavlarında etkisi olmayacak seçmeli derslerin öğrenciler tarafından angarya görülmesi ve yeterince verimli olmama endişesi olabilir.
4. Bilgi Kuramı dersi: Bu ders IB (International Bakalorya) programını takip eden liselerde zorunlu (Theory of Knowledge) ders. Uygulayan birçok lise vardı. Ancak bu dersin tüm lise türlerinde zorunlu olması ve başarılı bir şekilde uygulanmasında kimi sorunlar yaşanabilir. Özellikle nitelikli liselerle başlanması ve muhtevasınının hafifletilerek diğer liselere de uygulanmasının daha makul olduğunu düşünüyorum.
5. HEY Sistemi: HEY, hayal, etkinlik ve yaşamın ilk harflerinden oluşuyor. Sanat, spor ve topluma dönük hizmet ve projeler bu sistemin temelini oluşturuyor. Çocuklara eskilerin zevk-i selim dedikleri estetik değeri kazandırmak, sağlıklı bir zihin için gereken sağlıklı vücuda sahip olmalarını temin etmek ve içinde yaşadıkları toplumu ve sorunlarının farkına varmaları amaçlanıyor. Bunu yapabilmek için öğretmen ve idareci profili çok önemli. Ayrıca lisenin türüne göre değişmekle birlikte laboratuvar ve spor salonları konusunda yetersiz kalınabilir.
6. Deneyime yönelik eğitim: Bilgi ağırlıklı eğitimden atölye ve laboratuvar çalışmalarıyla beceri kazandırmaya yönelik eğitime geçmek amaçlanıyor. Ders dışı etkinlikleri planlamak ve yönetmek kimi öğretmenler için zor olabilir.
7. Portfolyo: Çok heyecan verici bulduğum bir öneri. Proje ve uygulama çalışmalarının takip edilmesi çok önemli. Öğrencinin sadece girdiği sınav sonuçlarıyla değil, yapıp ettikleriyle de değerlendirilmeli. Özellikle sertifika eğitimleri ile öğrencilere hayatlarında kullanacakları ve mesleklerini başarılı bir şekilde icra etmelerini sağlayacak becerileri kazandıracak programların olması çok önemli ve değerli. Burada öne çıkan husus öğrencilerin durumunu düzenli ve doğru bir şekilde takip etmek. Bu da bir yazılım ile sağlanabilir.
Peki bütün bunlar yapılabilir şeyler midir? Hiç kuşkusuz her okul için hepsi birden uygulanacak şeyler değil. Akıllı, dirayetli ve becerikli yöneticilerle zaman içinde uygulanabilir.
Sistemin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için;
1. Sistemin başarılı olması öğretmenlere, öğretmenlerin başarılı olması da yöneticilere bağlı. Öğretmenler mutlaka ikna ve motive edilmeli. Sistem öğrencilere ve ailelere de çok iyi anlatılmalı ve ailelerin öğretmenlere güveni sağlanmalı.
2. Suyu getiren ile testiyi kıran bir tutulmamalı. Yani başarılı öğretmenler ve idarecilerle başarısız öğretmen ve idareciler bir tutulmamalı. Bürokrat idarecilerle bu işi yapmak pek mümkün görünmüyor. Eğitim liderliği önemli.
3. Sistem her ne kadar merkezi ise de yerel uygulama için idarecilere büyük iş düşüyor. Programa inanan ve başarılı bir şekilde yürütülmesini sağlayacak organizasyonu planlama ve yönetme becerisine ve anlayışına sahip iletişimi güçlü, çalışma arkadaşlarını motive edecek ve yönlendirecek lider yöneticilerle başarılı olunabilir.
4. Kurulması planlanan sistem için gördüğüm en büyük risk kimi öğretmen ve idarecilerin yılların verdiği birikim ile geliştirdikleri, pozisyonlarını ve konforlarını koruma refleksleri ile uygulamaları formaliteye dönüştürebilme ihtimali. HEY, portfolyo ve atölye başlıkları bu riske çok açık başlıklar. Gerekli tedbirler düşünülmeli.
5. Mevcut yasa ve yönetmelikler gözden geçirilmeli. En ufak bir etkinlik için İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden izin alınan bir yapı ile bu sistemi yürütmede zorluklar yaşanabilir. Uygulamaları kolaylaştıracak ve okul idarecilerinin yetkilerini artıracak düzenlemeler yapılmalı. Bazı kararlar okullarda oluşturulacak kurullara bırakılmalı.
6. Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi atmosfer böyle uzun süreli bir programın devamı konusunda endişelendirebilir. Programın arkasında güçlü bir iradenin olduğu hissettirilmeli.
7. Program akademik olarak çok iyi düşünülmüş, planlanmış. Ancak akademik dili uygulama diline aktarılması gerekiyor.
8. Meslek liseleri ile ilgili durum çok net değil, daha belirginleştirmeli.
9. Başarılı olunduğu takdirde IB programı da uygulanmış olacak ki bu başlı başına bir devrim olur.
Teklif edilen programa öğretmeninden müsteşarına kadar tüm teşkilatın sahip çıkması ve benimsemesi durumunda başarılı olmaması için bir neden göremiyorum. Sayın Bakan'ın akademik ve mesleki olarak bunları yapacak birikime sahip olduğunu biliyorum.
Yapılan her işin mutlaka eksik tarafının olması işin doğasında olan bir şey. Bu programın da eksikleri olacaktır. Önemli olan eksikler karşısında çabuk harekete geçebilmektir. Zorluklarla samimi bir gayret ile baş edilebilir. Ama inanç ve güven kaybolursa yeniden tesis etmek güç. Buna izin verilmemeli.
Yeni programın ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
İsmail Güleç
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ezber kötü bir şey midir yahut ezbersiz eğitim olur mu? (17.05.2019)
- Çocuklarımıza isim koyarken nelere dikkat etmeliyiz? (14.05.2019)
- Ramazan'da ne okumalı? (10.05.2019)
- Kaç türlü oruç vardır? (07.05.2019)
- Kazan kazan ne demek? (03.05.2019)
- Semerkand: Yeryüzünün süsü (30.04.2019)
- ‘Mesnevi diyeti’ (26.04.2019)
- Kaç tane Şeyh Bedreddin var? (23.04.2019)