Ruhları şeytan tarafından ele geçirilenler: Firavun, Hâmân ve Karun
Bundan önceki yazımızda, Kur'an-ı Kerim'de kendilerinden bahsedilen bazı peygamberlerin ve Hz. Meryem ile annesinin, Allah'a sığınma konusunda örneklerini ve bize verilen mesajları ele almıştık. Yazımız, şeytanın fitne, vesvese ve aldatmalarına açık olarak zayıf durumda bulunan insanoğlunun, ancak Allah'a sığınarak güçlü ve korunmuş hale gelebileceğini ifade ederek sona ermişti. Aslında son derece önemli olan "şeytanın şerrinden Allah'a sığınma" konusunun, bir-iki yazıda bitmeyecek derinlikte bir muhtevaya sahip olduğunu yeri gelmişken belirtmeliyiz.
Günümüzde yaşanan pek çok olumsuzlukların temelinde, insanoğlunun en büyük düşmanı olan şeytanın, insana karşı beslediği kadim kin ve düşmanlığının farkında olmamak, ona aldanarak günah ve isyana yönlendiren telkinlerine uymak ve böylece yavaş yavaş mahkumiyeti altına girip hak yoldan çıkmak ve batıl yollara sapmak vardır. Bu sebeple onu iyi tanımak ve bunun için de ayet ve hadislere kulak vermek gerekmektedir. Zira vahiy ve onu tebliğ eden peygamberlerden maada, bu "kadim düşman" hakkında sahih ve yeterli bilgi verecek başka bir kaynak yoktur!..
Bugünkü yazımızda, Hz. Musa'nın (as) yaşadığı dönemde, bu aziz peygamberin ve ona inanan müminlerin, Allah'a sığınmaları hususunda sonraki ümmetlere örnek teşkil edecek hatıralarını aktarmak istiyoruz. Konu, o devirde yaşamış ve Hz. Musa'ya inanmadıkları gibi onu her yönden zora sokmak isteyen Firavun, Haman ve Karun gibi şeytanlaşmış şahsiyetleri tanıma bakımından son derece önemlidir. Zira bu üç isim, her devirde şeytanın hükmünü sürdüğü insan bedenleri olarak var olmuş ve Hakk'ın karşısındaki Bâtıl'ı temsil etmişlerdir. Günümüzde de modern hayat içinde ideolojilere ve anlayışlara bürünmüş halde şekilden şekle giren bu kişilik tiplerini tanımak, aynı zamanda bizzat şeytanın farkında olmak ve onu tanıyarak şerrinden emin olmaya çalışmak demektir. Kur'an-ı Kerim'in bu hususlarda çok önemli bilgiler verdini söyleyebiliriz. Geliniz, Hz. Musa'nın (as) başından geçenleri bize aktaran Allah Teâlâ'nın, ayetlerin indiği devirde Ashab-ı Kiram'a sonraki zamanlarda gelecek Ümmet-i Muhammed'e ve tüm insanlığa verdiği mesajları anlamaya çalışalım…
Hz. Musa'nın Allah'a sığındığı konular ve kişiler
Hz. Musa'nın, iki farklı surede aynı ifadelerle, "Benim de sizin de Rabbinize sığındım" ifadesiyle Allah'a sığındığını görmekteyiz… Bunlardan ilki Mü'min suresinin 27. ayetidir:
"Mûsâ, "Hesap gününe inanmayan her kibirli kişinin şerrinden, benim de sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım!" dedi."
Diğeri ise Duhan suresinin 19-21. ayetleri arasında geçen ifadelerdir:
(Musa onlara şöyle dedi:) "Allah'a baş kaldırmayın. Kuşkusuz size, söylediklerimi kanıtlayacak açık bir delil sunacağım. Beni (düşman belleyip) taşa tutmanıza karşı, ben de benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım. Eğer bana inanmazsanız bari yolumdan çekilin."
Bu ayetler, Hz. Musa'nın, kendisinin ve onların Rabbinin, Allah Teâlâ olduğuna dair insanların dikkatlerini çekmektedir. Zira o dönemde insanlara hükmeden yöneticiler, aynı zamanda tanrının oğlu olduklarını düşünüyor, böylece tanrı olarak görülüyordu. İşte Hz. Musa (as) bu sözleriyle, sığınılacak merciin, sadece tüm insanların Rabbi olan Allah Teâlâ olduğunu ortaya koymaktaydı…
Dikkat çekilen ikinci husus ise şudur: Hz. Musa'nın, şerlerinden Allah'a sığındığı kişilerin özellikleri, "Hesap gününe inanmamak" ve "kibirli" olmaktır. Bilindiği üzere kibir, şeytanın Allah Teâlâ'nın katından kovulmasına sebep olan en belirgin özelliğidir. Kibri, kendisini Hz. Adem'den üstün görmesine sebep olduğu gibi, hatasından dönüp özür dilemesine de engel teşkil etmiştir. Yine şeytan, yaşanacak hayatın sadece bu dünya hayatı olduğu telkinini mütemadiyen kurgulayıp sunarken, insanoğlunun hafızasından "ahiret" ve "hesap günü" kavramlarını da silmeye çalışmıştır. Nihayet bu telkinler sonuç vermiş ve ruhu şeytan tarafından ele geçirilen insanın dilinden şu sözler dökülmüştür: "Şu un ufak olmuş kemikleri, kim diriltebilir ki?" (Yâsin, 78) Ayetin devamında verilen cevap manidardır: "(Ey Resulüm!) De ki: Onları ilk kez yaratan, diriltecek!" (Yâsin, 79).
Yukarıdaki ayetler, konuya giriş maksadıyla aktardığımız bilgileri ihtiva etmektedir. Konuyu daha iyi bir şekilde ortaya koymak için ayetleri bağlamlarıyla beraber ele almak doğru olacaktır. O zaman meselenin daha iyi anlaşılacağını düşünebiliriz.
Ruhları şeytan tarafından ele geçirilenler: Firavun, Hâmân ve Karun
Hz. Musa (as), Kur'an-ı Kerim'de ismi en çok anılan ve yaşadığı olaylara en çok yer verilen peygamberdir. Müfessirler bunun sebebinin, en başta onun mücadele etmek zorunda olduğu Firavun, Hâmân, Karun, Samirî gibi kişilerin çokluğu ve İsrailoğullarının peygamberlerine çeşitli zamanlarda çektirdiği sıkıntılar olduğunu zikretmişlerdir. Yanı sıra, indirilen bu ayetler vasıtasıyla Yahudilerin sahip oldukları kişilik özelliklerini Ashab-ı Kiram'ın iyi bir şekilde kavramalarına imkan sağlamak ve aynı zamanda Müslüman ferdin karakterini inşa sürecinde, peygamberler tarihinin önemli bir halkası olan Hz. Musa'nın muhatap olduğu kişi ve toplumlardan dersler çıkarılmasını da eklemişlerdir.
Kur'an-ı Kerim'in ara başlıkta zikrettiğimiz isimleri bizzat vermesi, önemlidir. Çünkü bu isimler, kendisini, hükmettiği insanların tanrısı olarak gören Firavun; ona hükümdarlığı süresince destek veren yüksek dereceli bir idareci/bürokrat olan Hâmân ve büyük bir kapitalin/servetin sahibi olmakla şöhret bulan Karun olmak üzere toplumu etkileyen ve yön veren kişilerdir…
Kur'an-ı Kerim'in, ruhları şeytan tarafından ele geçirilen bu üç kişi ve onlarla birlikte hareket eden toplumlarıyla Hz. Musa (as) arasında geçen hadiseleri çok açık ve net bir biçimde anlatması ve onların başlarına gelenleri çarpıcı ifadelerle ortaya koyması son derece manidardır.
"Onlar için ne gök ağladı ne de yer!" denilen bu kişilik tiplerini tanımak, günümüzde şeytanî düzenleri dünyaya dayatan güç odaklarını kolaylıkla fark etme kabiliyetine kavuşmayı sağlayacaktır…
Kaldığımız yerden konuya devam edeceğimiz yazımızda buluşmak dileğiyle…
Mehmet Emin Ay
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Şeytanın şerrinden kurtulmanın tek yolu: Allah’a sığınmak (11.09.2023)
- İnsanlık tarihinde ilk kez kim yemin etti? (31.08.2023)
- Danimarka ve İsveç’teki saldırılar ne zaman bitecek? (24.08.2023)
- Devlet dairelerinde yakıt tasarrufunun önemi (22.08.2023)
- Tasarrufu önce devlet yapmalı… (14.08.2023)
- İnsan israfa düşmeden de yaşayabilir… (07.08.2023)
- Peygamberimizin dikkat çektiği iki konu: İsraf ve kibir… (03.08.2023)
- Peygamber Efendimizin (sav) israf hakkındaki uyarıları (31.07.2023)