Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Ağustos 14, 2023
Tasarrufu önce devlet yapmalı…

Bundan önceki altı yazımızda, hatırlarsanız tasarruf ve israf konularına değindik. Tasarrufun öneminden ve değerinden, yine israfın kötülüğünden; kültürümüzde ve dinimizde nasıl görüldüğünden genişçe bahsetmeye çalıştık. İsrafın, haddi aşmak ve kibirle arkadaşlığından, Kur'an ve Hz. Peygamberin hadislerinden örnekler vererek aktarımlarda bulunduk…

Yine, israf ve tasarrufun, birbirinin zıddı olsalar da "öğretilebilen, öğrenilebilen ve hayatta tatbik edilerek yaşanılabilen" özellikler olarak karaktere sirayet ettiğinden bahsettik. Kısacası devletin, yeni bir genelge tüm kamu kurumlarında uygulanmasını istediği ve beklediği tasarruf tedbirlerinin, aslında fertler olarak da bu toplumu oluşturan her bir kişinin, farkındalık şuuruyla yaşaması ve uygulaması gereken hususlar olduğunu ortaya koymaya çalıştık. Bugün artık tasarrufun devleti ilgilendiren tarafına bakabileceğimiz noktaya geldiğimiz kanaatindeyiz. Konuyla ilgili aktaracaklarımızı ve bu husustaki görüşlerimizi ortaya koymadan önce Tasarruf Tedbirleri konusundaki genelgeye kısaca ve özetle değinmek istiyoruz…

Tasarruf Tedbirleri Genelgesi neyi hedefliyor?

Maliye Bakanı Mehmet Şimsek tarafından 17.07.2023 tarihinde imzalanan ve tüm kamu kurumlarına gönderilen genelgede, "30 Haziran 2021 tarihli, kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin "Tasarruf Tedbirleri" konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ne atıfta bulunulmuş ve genelge kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının, genelgeyle belirlenen tedbirlere uymakla talimatlandırıldığı ifade edilmişti.

Bakan imzasıyla yayınlanan genelgede, "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin ilgili maddeleri uyarınca, "Maliye ve ekonomi politikalarının hazırlanmasına yardımcı olmak ve bu politikaları uygulamak", "Kamu harcamalarında etkinlik, etkililik, ekonomiklik ve verimlilik sağlamak amacıyla gerekli standartları tespit etmek ve sınırlamalar koymak, bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almak" konusunda görev ve yetkilerinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verildiği de hatırlatılmıştı.

Tedbirlerin ivedilikle uygulanabilmesine yönelik gerekli adımların atılması ve tasarruf takibinin tavizsiz sağlanması amacıyla yayımlanan genelgeye göre, "bahse konu genel ilkelerin yanında, kamu kurum ve kuruluşları, taşınmaz edinimi ve kiralanması, resmi taşıt edinimi ve kullanımı, haberleşme giderleri, personel görevlendirmeleri, basın ve yayın giderleri, kırtasiye ve demirbaş alımları gibi giderlerini tasarruf kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmesi, yanı sıra, tüm kamu kurumlarının, temsil, tören, ağırlama, tanıtım ve personel giderleri, enerji ve su alımları, personel servisi hizmetine ilişkin giderleri ve diğer hususlarda genelgede belirlenen kurallara uymakla yükümlü olacakları" belirtilmişti...

Buraya kadar aktardıklarımız, devletin, 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı olarak yayınladığı tasarruf tedbirleriyle ilgili genelgenin yeniden yürürlüğe alınması ve yeni bir Tasarruf Tedbirleri Genelgesi olarak Maliye Bakanı imzasıyla tüm kamu kurumlarına gönderildiği anlamına gelmekteydi… Peki istenen nedir? İstenen tüm zikredilen hususların ilgililerce uygulanmasını sağlamaktır tabii ki… O halde yazıya attığımız başlığımız isabetlidir ve tasarruf önce devlette olmalıdır, tasarruf tedbirlerini önce devlet uygulamalıdır, diyebiliriz...

Tasarrufu önce devlet yapmalıdır

Evet, özellikle vatandaşlara örnek olması bakımından tasarruf, önce tüm kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanmaya başlanmalıdır. Basit birkaç örnek üzerinden yürüyerek tasarrufun önce devlette başlatılmasının, gerekli ve mümkün olabileceğini ortaya koyabileceğimiz kanaatindeyiz. Örneklerden ilki enerji harcamalarımız ve tasarrufu üzerine…

Bilindiği üzere, ülkemiz ithal ettiği enerjiye ciddi anlamda "büyük" meblağlar ödüyor. İlgili merciler, enerji ithalatındaki tasarrufun son derece önemli olduğunu zikrediyorlar. Bu bilinen gerçek üzerine fazla söze hacet yok. Ama enerjiden tasarruf konusunda göz ardı edilen bir husus var ki, sanki devlet ve vatandaş olarak kamu kurum ve kuruluşlarında güpegündüz yakılan lambaların, yüksek wattlık ampullerin ne kadar gereksiz ve ne kadar büyük bir israf kalemi olduğunun farkında değiliz… Sadece gün ışığıyla yetinerek gündüzleri harcanacak elektrikten yapılacak tasarrufun, resmi dairelerde %20-25 civarında bir tasarruf sağladığı, tecrübelerle sabittir… Hatırlarsanız, bir zamanlar devlet, gün ışığından daha fazla istifade etmek amacıyla "yaz saati-kış saati" uygulamalarını yapar dururdu… O dönemlerde bu uygulamalarla gün ışığından faydalanmak ne derece mümkün oluyordu derseniz, kanaatimizce son derece sınırlıydı bu fayda… Zira resmi kurum ve kuruluşların gün ışığından "faydalanmak" diye bir derdinin olmadığı, sabahtan akşama kadar tüm mesai saatleri boyunca amirinden en alt seviyedeki memur ve çalışanlara kadar herkesin, odasındaki gün ışığıyla yetinmek yerine lâmbaların yanmasından ve enerjiyi israf ettiklerinden anlaşılabilirdi… Şayet bugün devlet dairelerinde gündüz vakti gün ışığı ile yetinilerek elektrik harcanmamasına özen gösterilecek olursa, bu değişim, kamuda ciddi bir tasarruf imkanına kavuşacağımız anlamına gelebilir. "En ucuz enerji, tasarruf edilendir" söyleminin hayata geçirilecek en uygun mecraı, devlet daireleri ve elektrik enerjisi alanıdır. Unutulmamalıdır ki, israf; her konuda haddi aşmak ve savurganlık yapmak demektir… Hele ki bu, dışarıdan aldığınız ve karşılığında büyük paralar ödediğiniz bir şeyse, bu husustaki israf daha da mânidardır…

Diğer konulara gelecek yazımızda değinmek üzere, hayırlı bir hafta dileğiyle…

Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN