Taliban’a nasıl bakmalı?
Taliban'a nasıl bakmalı? Bunun kestirmeden bir cevabı var. Amelleriyle değerlendirmek. Lehte ve aleyhte peşin hükümden kaçınmak. Toptan ve peşin hükümden oldukça kaçınmak ve değerlendirmeyi gelişmelere göre yapmak. Belki de coğrafi konumundan ürettiği değerler (peştunvali) ve uygulamaları nedeniyle içimize sinmeyen yönleri hep olacak ve hakkındaki çekinceler hiç dinmeyecek. Lakin bu arada olumlu yönlerini de-bulunduğunda- keşfetmeye de devam edeceğiz. Olumlu yönleri nedir diye sorulacak olursa yine kestirmeden şunu söylemek mümkündür: 20 yıl düzenli olarak Amerikalılarla mücadele ettiler. Misafir kabul ettikleri Bin Ladin'i teslim etmemek uğruna tahtlarından feragat ettiler! Devletlerini gözden çıkardılar. Halbuki, Bin Ladin Sudan'da iken ve kimse ölü veya canlı olarak kendisini talep etmediği halde Turabi-Beşir ikili yönetimi ondan gitmesini istemiştir. O da pılını pırtısını toplayarak Afganistan'a hicret etmiştir. Tartışmalı 11 Eylül olaylarından sonra Bush ve ekibi Bin Ladin'i Taliban'dan istemiş onlar da suçluluğu için kanıt talep etmişler aksi halde teslim etmeyeceklerini söylemişlerdir. Teslimi yerine gerekirse ABD dışında bir yargılanma yolunun mümkün olacağını söylemişlerdir. Eskiler Taliban'ın bu yöndeki hattı hareketine 'şehamet' diyorlardı. Şehamet, mertlik ve yiğitlik demektir. Günümüzün sosyolojik yapısında, zemininde veya sözlüklerinde bu gibi kavramlara yer kalmadı, pek rastlamıyoruz. Gündelik kullanılan dile de yansımıyor. Kavram kalmayınca içeriği de bilinmiyor. Zihinlerimizde ve gönüllerimizde bu yönüyle anlam buharlaşması yaşanmıştır. Bugün itibarıyla bu tarz davranışlar yani şehamet ya da mertlik kimileri tarafından enayilik olarak da görülebilir. Zira bu kavramlara ve duygulara bir yabancılaşma arız oldu. Bununla birlikte Taliban'ın bu yaklaşımını Selim Azzuz adlı Mısırlı yazar fikri, örgütün veya devletin de önüne koyabilmek olarak değerlendirmektedir. Önemli olan fikir için kurulan enstrümanların veya araçların yaşaması değil bizzat fikrin yaşamasıdır. Fikir öldüğü zaman onu yaşatmak için kurulan teşkilatların bir anlamı kalmaz. Taliban Bin Ladin uğrunda devletini feda etmiş ama 20 yıl sonra onu daha güçlü bir biçimde geri kazanmıştır.
Katar'ı ziyaret eden ve Dünya Alimler Birliği kurulu üyeleri ile görüşen Taliban heyeti küresel çapta bir enformatik husumetle karşı karşıya olduklarını söylemiştir. Faziletleri bile karalama konusu yapılabilmektedir. Sözgelimi Kabil'e girişleri kansız bir şekilde olmuş ve Mekke fethini model almıştır. En azından Pakistan'da Diyobend medreselerinin önemli şahsiyet ve alimlerinden olan Taki Osmani meseleyi böyle değerlendirmektedir. Merkezi Katar'da olan ve 93 ülkenin alimleri tarafından temsil edilen Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin Genel Sekreteri Ali Muhyiddin Karadaği de bu görüşe katılmaktadır. En azından Taliban'ın iyi bir başlangıç ve siftah yaptığını ve hüsnü sülük veya davranışları hakkındaki nihai karar ve değerlendirmeyi gelecek zamana talik etmek gerektiğini söylemektedir. Taliban heyetinden Şir Muhammed Abbas Stankizi ve beraberindeki heyet Ahmet Reysuni ve Ali Muhyiddin Karadaği ve beraberlerindeki ilmi heyetle bir araya gelmiştir. Ali Muhyiddin Karadagi bu görüşme sırasında özellikle ekonomik alanlarda ve eğitim alanlarında komisyonlarının Afganistan İslam Emirliğine danışmanlık hizmeti verebileceğini söylemiştir. Taliban heyeti Afganistan'ın başarısının herkes için kazanç ve başarı anlamına geleceğini söylemiştir. Ali Muhyiddin Karadaği görüşme sonrasında attığı zincirleme tweet mesajlarında Taliban üyelerine bazı tavsiyelerde bulunduklarını aktarmıştır. Bunların başında reşit yani aklı başında bir idarenin kurulması gereği ve tavsiyesi gelmektedir. Bütün unsurlarıyla Afgan halkına eşit şekilde hizmet götürülmesi ve ayrım gözetilmemesi tavsiyelerden bir diğeridir. Kadının geri plana itilmemesi ve rolünü oynanmasıdır. Karadaği bu hususlarda prensip olarak Taliban'dan olumlu söz aldıklarını ve mutabakata vardıklarını ifade etmiştir. Taliban heyeti ise mukabilinde Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin tavsiye, görüş ve meşveretlerini dikkate almaya hazır olduklarını bildirmişlerdir. Karadaği tweetlerinde BM, uluslararası toplum ve bilhassa İslam ülkelerinden Taliban rejimini tanımalarını da istemiştir. Ülkede kalkınma, istikrar ve güvenliğin hakim olması için yardımların seferber edilmesini talep etmiştir.
Karadaği Taliban heyetiyle diyaloglarından şu sonuca ulaşmıştır:
- Taliban nezdinde ulema, referans sistemini temsil etmektedir.
- Kadının eğitimi ve çalışması düşüncesini kabul ediyorlar.
- BM'nin varlığını kabulleniyorlar. Taliban heyeti dünya sistemiyle çatışma içine girmeden İslami bir düzen kurmak istediklerini dile getiriyor.
- Dünya ülkeleriyle barışçı ilişkiler kurmak istediklerini teyit ediyorlar.
Aksi yönde görüş belirtenlere karşı Karadaği, Taliban'da değişim olduğunu ve daha da olacağını söylemektedir. Nitekim Pakistan istihbarat teşkilatı eski başkanı (ISI) Hamid Gül, 2010 yılında El Cezire'den Ahmet Mansur'a yaptığı bir değerlendirmede Taliban'ın bir kez daha iktidara gelmesi halinde hattı hareketini değiştireceğini ve geçmişten ders çıkaracağını söylemiştir. Yeni gelişmeler bu önseziyi doğrulamaktadır.
Pakistanlı gözlemcilerden Prof. Seyyid Kandil Abbas da ideolojisini değiştirmese bile Taliban'ın stratejisini ve yaklaşımlarını değiştirdiğini ifade etmektedir.
En azından başlangıç noktası itibarıyla gelişmeler cesaret kırıcı değil cesaret vericidir.
Yazıyı Ali Muhyiddin Karadaği'nin Taliban heyetine nasihat ve tavsiyesiyle hitama erdirelim: İslam'ın rahmet ve adalet yönünü gözetin, öne çıkarın!
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Nahl 90)
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Dev aynasındaki cüceler (17.09.2021)
- Eylül girdabında kaybolan ABD (13.09.2021)
- Arap dünyasının çıkış noktası (11.09.2021)
- 1945’e geri dönüş! (06.09.2021)
- ABD çekildi mi, yenildi mi? (03.09.2021)
- Fransa sınırımızda! (30.08.2021)
- Gökyüzündeki kabir (26.08.2021)
- Sakarya’da geçmişten bir gün (23.08.2021)