Kimyanın bozulmasıyla içten çökmek
İbni Haldun'un izinden giden Malik Bin Nebi daha ziyade içten bozulma, çürüme ve yıkılma yasalarına, emarelerine odaklanır, parmak basar. Hazreti Peygamber döneminde herkes hayrı öğrenmek için yarışırken bu yönde sorular sorarken Huzeyfe Bin Yeman aksine şerle ilgili 'aykırı' sorular sorar. Bunun nedeni şerri öğrenip uygulamak değil aksine ondan yakasını kurtarmaktır. Kaçınmasını öğrenecek yollar talim etmektir. Nitekim Abbasi dönemi şairlerinden Ebu Firas el Hemedani 'şerri kazanmak için veya işlemek için değil kaçınmak için öğrendim' demiştir. Harut ve Marut adlı iki meleğin aynı amaçla sihri öğretmeleri gibi. İçten yıkılma yasalarından en mühimi bir şeyin kimyasının veya terkibinin bozulmasıdır. İmam Gazali Kimyayı Saadet adlı eserinde mutluluğun terkibini vermeye çalışır. Kitabın maksadı ve amacı, mutluluğu kazandıracak ve ona götürecek yolları öğretmektir. Burada kimya ya da terkip önemli bir özelliktir. Bir toplumu var eden terkip ve kimya, bozulduğunda artık çürümeye yüz tutmuş ve yıkılmaya ramak kalmıştır. Bir toplumu var eden unsurlardan birisi birlik ve beraberlik mayası ve ruhudur. Bir millet aynı kandan gelse de zamanla aralarındaki birlik ruhu sarsılabilir, aşınabilir. Cemaat bünyesinde ve yapılarında da öyledir. Nitekim Muhammed Gazali'nin aktardığına göre Hasan el Benna gıyabında en fazla endişelendiği hususun Müslüman Kardeşlerin birbirlerine düşmeleri ve amansız iç çekişme yaşamaları olduğunu söylemiştir. Nitekim Peygamberimiz: "Benden sonra kafirler olarak geri dönmeyin; birbirinizin kellesini vurmayın" buyurmuştur. Şeytan bir daha Arap Yarımadası'nda putlara tapılmasından umudunu kesmiştir. Bunun yerine insanları birbirine düşürmek ister. Toplumların değerlerine yabancılaşması birbirine yabancılaşmasını da beraberinde getirir. Bu da toplumu ayakta tutan kimyanın aşınması anlamına gelir.
Bu nedenle de her zaman toplumun pozitif yönlerine değil bazen de negatif yönlerine odaklanmak ve içten çürümeyi gözlemek gerekir. Nitekim herkesi hayırdan ve iyilikten sorduğu bir ortamda ümmetin hekim yani akil adamlarından Huzeyfe Bin Yeman aksine Peygamberimizden gelecekteki kötülük / dekedans dönemlerini sorar. Bunun amacı kötülük yapmak değil kötülükten korunmak ve emarelerinden kaçınmaktır. Abbasi döneminde yaşayan Ebu Firas el Hemedani Divanında şerri uygulamak için değil ondan kaçınmak için öğrendim demiştir. Toplumları içten çökerten yasalar vardır. Toplumlar bu yasaların girdabına yakalanırlarsa iskambilden kuleler gibi çökebilir ve yıkılabilir. Bazen içten yıkılma dış düşmanın savletiyle birlikte daha vüs'at kazanabilir ve yıkım, daha seri ve ani olabilir. İç ve dış faktörler harman olursa; bu takdirde yıkım daha hızlı gelişir. Söz gelimi hayânın kalkması ve günahların ve suçların cehri ve aleni olarak işlenmesi hızlandırıcı yıkılma alamet ve emarelerinden sayılmaktadır.
Bugün İsrail de, bozulan kimyası gereği yıkım süreciyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bu hususta her gün yeni itiraflar gündeme geliyor. Bunlardan birisi de Yaser Zaatreh'nin aktardığı isimlerden biri olan Zalman Cheval'ın Maariv gazetesindeki yer alan makalesindeki İsrail'in geleceğine dair tespitlerdir. İsrail'in eski Washington Büyükelçisi olan Zalman Cheval, İsrail toplumundaki kutuplaşma ve bölünmenin hayra alamet olmadığını ve ABD ile İsrail'in iç krizler nedeniyle uluslararası toplumdaki müstesna ve ayrıcalıklı yerini kaybetmekle karşı karşıya kaldığını ifade etmektedir. Bölünmüş toplumlar bekalarını temin edemezler. Zalman Cheval'ın doğrultusunda başka bir analiz de eski Mossad Başkanı Tamir Pardo'dan gelmektedir. Ona göre birçok Mossad eski başkanının da paylaştığı gibi İsrail'e tehdit dışarıdan ziyade içeriden gelmektedir. İsrail toplumu içindeki bölünme, çekişme ve kutuplaşma bu ülkenin gücünü yele verebilir. Nitekim ayet Müslümanlara hitap etse de her topluma şamildir: Birbirinizle çekişmeyin. Sonra korku ile za'fa düşersiniz, rüzgârınız (dağılır, kesilir) gider (Enfal: 46). İsrail toplumu kültürel farklılıklar ve laik-dinci saflaşması ve sair sebeplerden dolayı birbirine düşme eğilimi göstermektedir. Bunun bir adım sonrası dağılma süreci ve geldikleri yere geri dönmektir. İç zaafla birlikte Filistinlilerle ve onun gerisinde Müslümanlarla karşılaşmaları halinde çökmeleri kaçınılmazdır. Tamir Pardo İsrail'in varlığına yönelik tek tehdidin dışarıdan değil içeriden geldiği kanaatindedir. Tamir Pardo İsrail'in kendi kendini imha sürecinden geçtiğine; tehlikenin İran'dan değil kendi içinden geldiğine parmak basmaktadır.
Geçmişte İsrail toplumunu sağ ve sol kanatlar bölüyor ve kutuplaştırıyordu. 5 Haziran 1967 tarihinden beri sahaya aşırı sağ hâkim oldu. Bu sefer de sağ ile sol yerine dinci ve laik akımlar ve kanatlar zuhur etmiştir. Haredi ve Hasidik Yahudilerin sahaya kaplamaları ve devletin dümenini ele geçirmeleri halinde laik kesimler dışlanacak ve belki de Batı'ya; geldikleri topraklara geri döneceklerdir. Bu durumda Batı ile İsrail arasında yabancılaşma rüzgârları esecek ve Batılı toplumlar İsrail'i himaye etmekten imtina edeceklerdir. Bu durumda İsrail tek başına kaderiyle yüzleşmek durumunda kalacaktır. Yıkım senaryolarından birisi budur.
Velhasıl bugün İsrail'in yaşadığı kutuplaşma, ayrışmayı ve bölünmeyi beraberinde getirecek bu da rüzgârların yön değiştirmesine neden olacaktır.
Çanlar İsrail için çalıyor.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Müslümanların kırmızı çizgisi (06.06.2022)
- Münih mutabakatına atıflar ve yatıştırma ve kızıştırma politikaları (03.06.2022)
- 27 Mayıs darbesinin ayak sesleri ve Amerikan mahreçli darbeler (30.05.2022)
- Hanan’a af ve şefkat dersi (27.05.2022)
- Şeyh Ahmet Yasin ile Ehud Barak’ın ortak kehaneti (23.05.2022)
- Muradiye Sarayı'ndan gelen misafir (20.05.2022)
- Bediüzzaman’dan Ali Şeriati’ye! (16.05.2022)
- Biden’ın ‘Mehdi’ merakı (12.05.2022)