Pompei’nin son günü
Kim bilir, dünyanın sonunu hazcılık ve insanın kendisine olan aşırı güveni getirecek. Sözgelimi son günlerde denizaltında batan Titan gemisinin akıbetinin 111 yıl önce selefi Titanik ile aynı olduğu zira her ikisinin de uyarıları dikkate almadığı ve aşırı güven yüzünden battığını ifade ediliyor. Aşırı güven insan oğlunun zaaflarından birisidir. Titan titana bir vaziyet.
Allah bu meydan okumalara şu uyarıda bulunuyor: Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hâli gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. "Nihayet yeryüzü (o bitkilerle) bütün ziynet ve güzelliklerini bezendiği ve kuşandığı ve sahipleri de onun üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz."
Toplumların ikinci helak nedenleri ise hazcılıktır. Sodom ve Gomore örneğinde olduğu gibi Batı bunda da doruğa ulaşmıştır. Zulümde de, kara kutusu Rubülhali Çölü'nde gümülü bulunan Birinci Ad'ı aşmıştır. Ürdünlü gazeteci İhsan Fakih yeni yazısında (Batı'dan gelen korku) Amerikan Başkanı Jeo Biden'ın eşcinsellerle ilgili yeni yasalar çıkarmayı vaat ettiğini haber vermektedir. Biden bugünlerde iki şey yapmıştır. Eşcinsellere yeni vaatler ve Kur'an yaktıran İsveç'e NATO üyeliğinde arka çıkmak. İkisi de birbirinden beter. Bilindiği gibi Kurban bayramının ilk gününde Mushaf-ı Şerif Stockholm Ulu Camii önünde ve polis ve güvenlik güçlerinin gözetiminde, koruması altında Ezidi veya Süryani olduğu ileri sürülen Selvan Momika tarafından çiğnenmiş ve ardından da yakılmıştır. Bu da İsveç ve kafadarları tarafından ifade hürriyeti kapsamında telakki edilmiş ve karşılanmıştır. Minareyi çalan kılıfını hazırlar. Kur'an yakmak ifade hürriyetine giriyorsa, birisi Tevrat ve İncil'i yaksa Batı kamuoyu ve maşeri vicdanı bunu kabul eder mi? Ayağa kalkmaz mı? Elbette sineye çekmez. Çekmemelidir de! Müslümanlar da eski kitapları olarak Tevrat ve İncil'in yakılmasını kabul etmezler. Halbuki Nietzsche'nin ifadesiyle bu kitaplar tahrife uğradığından akıldan da kopuktur. Sema ile bağlarını kaybettiği gibi aklı da temsil etmiyor. Friedrich Nietzsche şöyle demiştir: "Elimde olsa aklı gideren içkiyi de akılla bağlantısı kesik Kitab-ı Mukaddesi de yasaklardım." (Al Şuruk, Mareketü'l Mushaf, Muhammed Hadi el Hüseyni 02/07/2023)
Nietzsche yerine veya hilafına Kur'an-ı Kerim'i nefret kitabı olarak gören Selvan Momika Kur'an-ı Kerim'in yasaklanmasını savunmaktadır.
Peki İsveç Kur'an-ı Kerim'in çiğnenmesine ve yakılmasına izin verirken Biden'ın hamiliğini yaptığı eşcinsellerin flamasının aynı muameleye maruz kalmasına sessiz kalır mıydı? Cezayirli Yazar Dr. Abdullah el Meşuhi bu meşru soruyu bütün muhataplarına sormaktadır. İsveç gibi ülkelerde Kur'an yakmak serbest iken LBGT flamaları da aynı şekilde yakılabilir mi? Günümüzde kutsal ile profan yer değiştirmiş durumda. Kaldı ki bir Alman bakan Katar Dünya Kupası karşılaşmalarında LBGT bayrağı açmaya kalkışmıştır! Pervasızlar. Batı'da bu grupların savunucularından geçilmiyor. Nitekim Biden'dan evvel Obama idaresi ve John Kerry bu grupların hamisi kesilmiş ve faaliyet sahalarının sınırlarının genişletilmesinin takipçisi olmuşlardır. Bu durumda aile değerlerini ve mahremiyetini savunmak da Trump ve Puitin gibi savaş baronlarına kalmıştır! Kısaca başta Amerikan iktidar dümeni de olmak üzere dünya iktidar alanları zalimlerle sapkınlar arasında paylaşılmıştır. Al birini vur ötekine. Putin ile Trump eşcinsellere karşı oldukları gibi zinaya da karşılar mı?
Bu tartışmalar bana merhum müftülerimizden Sami Arslan'ın Fazilet Yarışı adlı kitabını hatırlattı. O dönemlerde yeni yeni fazilet yarışı filiz vermeye başlamıştı ve hızlı bir şekilde mesafe alıyordu.
Bugün geldiğimiz noktada ise fazilet mücadelesinin yerini kötülüğü yayma mücadelesi almıştır. Kötülük küresel çapta büyük bir vüs'at ve yaygınlık kazanmıştır. Tanınmış sanatçılarımızdan Filiiz Akın bir sohbetinde şöyle demektedir: "Bizim zamanımızda kötülük masum diyebileceğimiz sınırlarda idi. Şimdi ise örgütlü hale geldi."
Biden'ın eşcinselliğe sahip çıkması bu kötülük mücadelesinin çapını gösteriyor. Eski bir ifadesiyle köpekleri salmışlar, taşları bağlamışlar!
Kaldırdığınız her taşın altından kötülük fışkırıyor. İnşaallah kötülük menzilini almıştır. Menziline varan ve aşan bütün gelişmeler başlangıca dönmek zorundadır. İmam Rabbani yolların sonu başa döner demiştir. Bir Arap deyimi de şöyledir: "İza tecavüze'şşey'u haddehu inkalabe zıddehu. Bir şey son haddine, raddesine ve sınırına varmışsa tersine döner. Kemalden sonra zeval vardır."
İnşallah Sami Arslan'ın ifadesiyle yeniden fazilet yarışı ve mücadelesinin yaşandığı günlere geri döneriz. Allah için zor değil / Vema zelike alallahi biaziz.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Karmatilerden Kur’an kundakçılarına (03.07.2023)
- Hicaz esintileri (30.06.2023)
- Dünya barışına giden yol (26.06.2023)
- Türk düşmanlığında İran-Amerikan ortaklığı (22.06.2023)
- Baklayı ağızlarından çıkardılar (19.06.2023)
- Gümüş saçlı, gümüş sakallı! (16.06.2023)
- Sisi-Netanyahu arasında Mürsi (12.06.2023)
- 5 Haziran’ın sırları! (09.06.2023)