İsrail'e acı gelen, acısını artıran üç İsrail askerini etkisiz hale getiren Mısırlı er-Muhammed Salah İbrahim'in eyleminden ziyade Mısır ve Arap halklarının bu eylemi gerçekleştiren askeri alkışlamaları ve bağırlarına basmaları oldu. Olayın ardından askerin kimliği ve misyonu konusunda karartma uyguladılar. Mısır yönetimi hicabından dolayı olayla ilgili detayları paylaşmaktan kaçındı. İlk açıklamalarda Mısırlı askerin silah ya da uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele etmek için takip sırasında kaybolduğu ifade edildi. Mısır, tam bir karatma uygulamıştı. Bu kaçamak tutum veya davranış, İsrail'i yatıştırmaktan çok işkillendirdi ve alınmasına neden oldu. Bir yerlerde hesap hatası yapılmıştı! Mısır rejiminin ayakları birbirine dolanmıştı. Bu eylemi utanç verici bir eylem olarak görüyordu. Bu nedenle de askeri rejime yakın gazetecilerden Dalya Ziyade attığı mesajlarda üç İsrailli askerin ölümü üzerine yapılan tezahürat ve kutlamaları çirkin bulduğuna dair paylaşımlarda bulundu. Ayak takımı olarak nitelendirdiği kalabalıkların bu kutlamasını müstehcen bulmuş ve bunları potansiyel teröristler olarak nitelendirmiştir. Tutumuyla ve ifadeleriyle 'aşırılığı yüceltmeyin ve alkış tutmayın' diyor. Gerçekten de mesele aşırılık olarak nitelendirilebilir mi? İsrail, kendi açısından Muhammed Salah İbrahim'i Camp David ordusu içinde yalnız bir kurt olarak nitelendiriyor. Kendisini dini duygularının azmettirdiğini ifade ediyor. Çünkü terekesi arasında Mushaf-ı Şerif de bulunmuş. Evet azalsa da demek ki hala Mısırlıların damarlarından dini duygular çekilmiş değil. İsrail'in selameti için Mısırlılar dini duyguları unutsalar mıydı? Öyleyse giderek İsrail kabinesinde aşırı dinci yükselişi nereye koyacağız? Neden Mescid-i Aksa onların sistematik saldırılarından masun kalamıyor? Şimon Peres bölgesel barış için tarihi geçmişin sıfırlanmasını istemiştir. Fransızlar da aynısını Cezayir'le ilişkilerinde istiyorlar. Tarihi hafızayı kazımak, sıfırlamak. Bu da yetmeyecektir dini duyguları da sıfırlamak gerekiyor. Goyimlerin (Yahudi olmayan ecnebiler), Yahudilerin önünde diz çökmesi için Yahudilerin tanrının milleti olduğunu kabul etmeleri gerekir. Çetin Altan dünya barışı için ilave bir şart daha ileri sürüyor: Rüyaların da sıfırlanmasını istiyordu! Rüyalar ideallere, idealler de çatışmalara dönüşebilirdi.
Bununla birlikte bastırılan tarih ve dini duygular zaman zaman geri tepiyor ve yeniden yüzeye çıkıyor. Liverpool futbolcusu Mısırlı Muhammed Salah Arapların övüncü olarak anılıyordu. Şimdi onun lakabını Muhammed Salah İbrahim devraldı.
Yalnız kurtlar fertlerden oluşsa da tarih boyunca mustatil/uzunlamasına birer çiziyi temsil ediyorlar. Sözgelimi Halepli bir Kürt talebesi olan ve Ezher'de okuyan Süleyman Halebi, Napolyon'un geride bıraktığı Jean Baptiste Kléber adlı komutanı askerleriyle konvoy halinde geçerken kıstırmış ve onu cansız yere sermiştir. Sonra kazığa çakılarak ve işkence ile öldürülmüş ve bazı organları Fransız vahşetini sergilemek üzere Paris'te müzeye kaldırılmıştır. Bu şekilde Cezayir'de direniş destanı sırasında öldürülenlerin geride kalan organları Fransa'ya taşınmıştır.
Bir Mısır askeri olan Süleyman Hatir, 5 Ekim 1985 günü Mısır'da İsrailli turistlere saldırı düzenledi. Sonra yakalandı ve bilahare hücresinde ölü bulundu. Kalan ömründe ona yaşam fırsatı vermemişlerdi. Açıktan idam etseler, Mısır halkını karşılarına alacaklardı, etmeseler İsrail alınacaktı. Aynen Muhammed Salah İbrahim vakasında olduğu gibi. Mısır rejimi, ne halkına yaranabildi ne de İsrail'e.
İsrail bu beklenmedik saldırıdan sonra şoka girdi. Askerleri gibi siyasi olarak da gafil avlanmıştı. Yossi Yehoshua adlı yorumcu eğitimsiz bir erle başa çıkamayan İsrail'in, İran gibi ülkelerle çok alanlı zeminde nasıl başa çıkacağını merak ediyordu! Muhammed Salah İbrahim gibilerinin cephede olduğu hakiki bir savaşta İsrail'in şansı olabilir mi?
İsrail'e bu öfke neden? Bozgunculuktan olmasın! Mısırlı dostumuz yazar ve gazeteci Cemal Sultan, Şehit Muhammed Mürsi'nin cumhurbaşkanı iken İttihadiye Sarayı'nda kendilerini ağırladığı bir sohbeti aktarıyor. Kendisini arayan bütün kalburüstü Batılı lider ve siyasetçilerin Mısır halkıyla hiç ilgilenmediklerini sadece İsrail'in güvenliğine odaklandıklarını aktarıyor. Bunun üzerine Mürsi şöyle bir hisse kapılıyor: Uluslararası meşruiyeti İsrail'in güvenliğini temin etmeme bağlı. Bu yönde göstereceğim taksirat tasfiye edilmemi de beraberinde getirecektir.
Muhammed Salah İbrahim'in eyleminden sonra Sisi, Netanyahu'ya taziyelerini sunmuştur. Netanyahu 13/9/2021 tarihinde yaptığı bir itirafta Sisi ile 2011 yılından beri gizlice Sina'da 6 kez bir araya geldiklerini ifade etmiştir. Bu da gösteriyor ki Mürsi, Sisi ile birlikte Yahudi liderlerin ortak hattında devrilmiştir. Yahudi asıllı Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry, Netanyahu ve Sisi'den müteşekkil ortak üçgen Mürsi'yi yutmuştur.
Arap-İsrail ilişkilerinde gizli hatlar daima olmuştur. Sözgelimi Muhammed Haseneyn Heykel Mileffat es Sırriyye (Gizli Dosyalar) adlı belgesel kitabında Ürdün-İsrail hattındaki gizli ilişkileri ve temasları ele alır. Kısaca Mürsi'yi, ihanet çemberi devirmiştir.
Bununla birlikte İsrail oyun kurma kabiliyetini ve gücünü kaybediyor. Bugün yarın tarih tersinden işlemeye başlar. Kimse dünyanın oyunlarına bel bağlamasın.
Muhammed Salah İbrahim niye sevildi? Kısaca kendini feda ederek Araplara unuttukları onurlarını geri verdi.
Mustafa Özcan