Güneşleri batıyor, güneşimiz doğuyor
Kiel doğumlu Alman oryantalist Sigrid Hunke İslam medeniyetinin parlaklığına işaret olarak 'Batı'yı aydınlatan Doğu güneşi' kitabını kaleme almıştır. Cemil Meriç de aynı doğrultuda 'Işık Doğudan Gelir' eserini yazmıştır. Sigrid Hunke ilgili kitabında Batı'nın nasıl İslam medeniyetinden etkilendiğini ortaya koymuş ve bunun bir izi ve kalıntısı olarak Batı dillerine geçen Arapça kelimelere de yer vermiştir. Bu kelimeler küçük bir kamusa eşdeğer durumdadır. Bu alanda Sigrid Hunke'nin başka eserleri de bulunmaktadır. Güneş tutulması küsuf olarak ifade edilir ve bizim güneşimiz de kısmi ve bütün olarak (ısırıcı saltanat ve cebri saltanat günlerinde) birçok kez muvakkaten tutulmuştur. Batılıların devşirdikleri ve geliştirdikleri Batı medeniyeti de bir dönem arza/küreye hakim olmuştur. Lakin artık gurup/sönme vakti gelip çatmıştır. Nereden biliyoruz? Fransa'nın eski sömürgesi olan Cezayir matbuatı Fransa'nın Afrika'daki batan güneşini yazıyor. Daha önce de batmayan İngiliz güneşi de üful etmiş ve karanlığa gömülmüştür. Fransa ve Batı'nın kara kıtada kara kutuları deşifre ediliyor. Güneşleri batma emareleri göstermektedir. Reddedilme menziline gelip çattılar. Kanamalı bir hasta haline geldiler. Kanama da durdurulamıyor. 15-20 yıl önce Fransa bu kıtada ilerleyen Çin karşısında tutunamıyordu bir de listeye Rusya eklendi.
Dipte harekete geçen müjdeli dalgalar yüzeye varmak, ulaşmak üzere. Filistin'den Ümmetin müjdecileri olan Raid Salah ile Kemal Hatip müjde üzerine müjde veriyorlar. Unutulmuş müjdeleri yeniden güncelliyorlar. Bahtımızın açıldığını ve sevinme sırasının bize de geldiğini duyuruyorlar. Bakiye müjdeleri sıralıyor, dile getiriyorlar. Batılların güneşlerinin battığını ve güneşimizin de doğmakta olduğunu göremeyenlere de sitemleri var. Nitekim Kemal Hatip şöyle diyor: "Bizim güneşimizin doğduğunu, ötekilerin güneşinin battığını göremeyenlerin, yakinden nasipleri yoktur! Onlar bu halleriyle Hazreti Peygamberin verdiği müjdeleri de kulak kabartamazlar. Ötekilerin güneşinin guruba, zevale ve tutulmaya yaklaştığını bizimkinin de aydınlığa çıkmak üzere olduğunu göremeyenler; vakıadan kopuktur ve vakıayı anlamaktan uzaktır. Geleceği okumaktan da anlamaktan da aciz ve çaresizdirler. Biz aydınlığa çıkmak üzereyiz. Müjdeleyin! (https://twitter.com/ KamalKhatib1948/status/1690768741800239104 )."
Kemal Hatip'ten 100 yıl önce Bediüzzaman da aynı vurguyu yapmıştır."Öyleyse, şimdiki kader-i İlâhî ve kısmetimize razı olmalıyız ki, bize parlak bir istikbal, ecnebîlere müşevveş bir mâzi düşmüş." Burada müşevveş mazi karışık ve karmaşık bir geçmiş demektir.
Müslümanların sürgit geçmişleriyle övündükleri ve günümüzde mazinin yerine bir şey koyamadıkları dile getirilmektedir, doğrudur. Müslümanlar tarihte iki kez tökezlediler. Haçlı ve Moğol akınları sırasında bir de 18. yüzyıldan itibaren. İkincisi de Batı karşısında olmuştur. İslam dünyası bu devrelerde net bir gerileme yaşamıştır. Topu topu 400 yıllık bir fetret devreleri var. Sonrasında tökezledikleri yerden yeniden ayağa kalkmışlardır. Aralıklarla bin yıllık bir itila ve yükseliş devreleri vardır. İnsan düştüğü yerden kalkar ve medeniyetler nöbetleşme halindedir. Bir zaman gelecek, Batılılar da istikballerini Müslümanlar lehine kaybettiklerinde geçmişlerini arayacak, onda teselli bulacak ve altın günlerini hasretle yadedeceklerdir.
Medeniyetin nöbet değişimi devresindeyiz. Zamanın devreleri var bunlara aylar ve yıllar diyoruz. Veda Hutbesi'nde Peygamberimiz zamanın devresini aslı suretinde tamamladığını haber veriyor. Filistin'de de böyle devrelerin olduğunu biliyoruz. Burası için 'rıbat yurdu' denilmektedir ki nöbet yurdu demektir. Yahudilerin mabet devreleri gibi Müslümanların da nöbet devreleri bulunuyor. Ayette de 'O günleri insanlar arasında döndürüp dururuz' buyrulmaktadır. Bu nedenle zafer/hezimet günleri dolaşıma tabidir ve nöbetleşedir. Şimdi Batı nöbet devrine gelip çatmış bulunuyor. Sırasını savdı. Zulüm payidar olmaz.
Onların güneşi batarken bizim güneşimiz doğuyor!
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Filistin'de Yahudi terörü (11.08.2023)
- Goldziher'den Ben Gvir'e (07.08.2023)
- Emeviler ve sırdaşları (04.08.2023)
- Ölüme yürüyen kafile! (31.07.2023)
- Amman’da buluşan hatıralar (28.07.2023)
- Musa’nın yolundan sapmayanlar (24.07.2023)
- 1445 yılından beklentiler (21.07.2023)
- İbni Haldun’dan Seyyid Kutub’a… (16.07.2023)