İsrail niye kazandı, Araplar niye kaybetti?

Osmanlı'ya sonsuz biatla bağlı olan Lübnan asıllı esnemez dava adamı Şekip Arslan'ın bu yönde bir kitabı vardır. Orijinal ismi şudur: Limaza Teehhere'l Müslimun ve Limaza Takaddeme Gayruhum. Müslümanlar niye geri kaldı başkaları niye öne geçti? Bunun mutlaka ikna edici cevapları olmalıdır. Bunun temel nedenlerinden birisi şahsiyetlerini kaybetmeleri ve galipleri taklit etmeleridir. İbni Haldun'un ifadesiyle özenti hastalığıdır. Şahsiyeti olmayan başkalarının sığıntısı haline gelir. Bunun altında da vehen ve gevşeme belirtileri yatar. Viet Cong komutanlarından General Võ Nguyên Giáp Müslümanlar yerine onların bir parçası olan Filistinliler üzerinde bunu gözler, çözümler. Gözlem yapar. Vietnamlılar önce Fransa sonrasında da ABD'yi dize getirmiş ve sırtını yere vurmuştur. Lakin hinterlandında Arap dünyası olan Filistin, merkezi özelliğine rağmen çemberini kıramamıştır. Belki bir sürü mazeret sayabilirler lakin mazeretler başarının yerini tutmaz. Sadece avuntu verir.

General Võ Nguyên Giáp, 1970'li yıllarda Arap başkentlerinden birine gider. Orada devrimci Filistinliler de kümelenmiştir. Onlarla da karşılaşır. Deneyimlerini paylaşmak ister.

Viet Cong'lu general General Võ Nguyên Giáp orada Filistinli liderlerin İbni Haldun'un medeniyetin yok edicileri arasında saydığı hususları bizzat irtikap ettiklerine ve işlediklerine şahit olur. İlk dikkatini çeken hususların başında savurganlık, lüks yaşam tutkuları gelmektedir. Burunlarından kıl aldırmazlar. Mercedes gibi Alman otomotiv devlerinin ürettiği araçlara binmektedirler. Bu yaşadıkları ezikliği ve kompleksi de gösterir. Bu şahsiyet kırılmasıdır. Ödünç şahsiyetle yaşayanlar gerçek şahsiyetler karşısında tutunamazlar. Avrupa'da en çok Mercedes marka otomobilin kıtanın en fakirleri arasında yaygın olduğu görülür. Nedeni ezikliktir. Arnavutlar, Almanlara oranla daha fazla Mercedes'e binmektedirler. Burada Mercedes'e binmek bir statü meselesidir. Sınıf atlamak olarak görülür. Filistinlilerin yaptığı da bundan farklı değildir. Ağızlarında Küba purosu üzerlerinde İtalyan takım elbisesi sırıtmaktadır. Kaliteli Fransız parfümleri kullanmaktadırlar.

General Võ Nguyên Giáp Filistinli devrimcilerle bir de kendi hayat şartlarını mukayese eder. Viet Conglu devrimciler cangıllarda yani ormanlarda ağır şartlarda yatıp kalkmakta ve mücadelelerini öyle sürdürmektedirler. Öte yandan alıştıkları savruk hayatı sürdürememenin ezikliği altında yaşayan sözde devrimci Filistinlilerden bazıları düşmanlarının hizmetine girer. General Võ Nguyên Giáp maddi zevklerini sürdüremedikleri için devrimci Filistinli komutanlardan bazılarının zamanla İsrail'in hizmetine girdiğini müşahede eder. Lüks hayat tutkusunu Filistinlilerin şartlarında sürdüremeyenler bunu İsrail şartlarında sürdürmek isterler. İşte Nasır'ın damadı Eşref Mervan bu örneklerden birisidir ve yüzyılın casusu olarak anılmakta ve takdim edilmektedir. Şahsiyetinden başka ne kusuru vardı?

Sonuçta, şahsiyet kırılması ihanet üretmektedir. Nitekim vaktiyle buna parmak basan Kamran İnan şark toplumlarında ve Türkler arasında ihanetin bol olduğuna parmak basmıştır. Bu geri kalmışlıktan dolayı değil şahsiyet geriliğindendir. Maddiyatı maneviyata, acili ecile tercih etmektendir. Yoksa Filistinlilerle aynı şartları yaşayan Viet Conglu devrimcilerin de aynı şekilde çuvallamaları gerekirdi.

General Võ Nguyên Giáp karşılaştığı Filistinli devrimcilere şunu söyler: Devriminiz başarılı olamayacaktır!

'Niçin?' dile sorarlar.

Cevabı kestirmeden şu olur:

Zira devrimle servet bir araya gelmez ve buluşamazlar!

Filistinliler zafere ulaşmadan meyvesini devşirmeye kalkıştılar, çalıştılar. Unuttukları husus şudur: Bedeli ödenmemiş zafer yoktur.

Mustafa Özcan