Mustafa Özcan

Hadislerin ışığında Gazze ve ABD’nin geleceği

Arapçada zıtlarını da barındıran bazı kavram ve kelimeler vardır. "Kur'u" bunlardan birisidir. Ele alacağımız konunun anahtar ifadesi ise isabe'dir. Zıt anlamlı kelimeler cümlesindendir. Modern Arapça da gangster anlamında isabe veya isabat, el musallaha ifadesi ile kullanılır. İslam hukukunda bu vasıftaki çetelere hirbe cezası uygulanır. Ağır bir cezadır. Nedeni, devletin düzenine karşı çıkmak ve silahla değiştirmeye veya yıkmaya kalkışmaktır. Lakin bu kavram, müspet anlamda da kullanılmaktadır. Milis anlamını da barındırmaktadır. İsabe, Arapça olarak fie ve taife'nin karşılığı olarak da kullanılmaktadır. Peygamberimiz, Ramazan ayında gerçekleşen Bedir muharebesinde yenilebileceklerine dair telaşlanmış, bunun üzerine kendisini Hazreti Ebubekir gibi güzide sahabeler teskin etmiştir. Söylediği sözlerin arasında 'hak bölük' anlamında isabe ifadesi de vardır. İsabe ifadesi, benzeri menziller veya sahneler için kullanılmıştır. Bazen müjde için de bu ifadeye başvurulur. Bu müjdelerden birisi Beyaz Saray'ın fethiyle alakalıdır. Sahih Müslim'de tahriç edilen bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Useybetün mine'l Müslimine yeftetihune Beyte'l Ebyaz." "Müslümanlardan küçük bir bölük Beyaz Saray'ı fethedecektir." Beyaz Saray, dikey ve yatay yani tarih içinde ve vakti hazırda kullanılan devlet konutlarının meşhur isimleri arasındadır.

Bedir savaşını Müslümanların kaybetmesi halinde İslam meşalesi doğmadan sönecektir. Bu nedenle Hazreti Peygamber, yakarma halinde adeta kendisinden geçmiştir. Aksi takdirde İslam mesajı başlamadan bitebilirdi. Varlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyordu. 'Eğer rabbim sen ehl-i İslam'dan bu bölüğü (isabe) helak edersen, daha yeryüzünde sana tapacak kimse kalmaz.'

Mavi Saray/Cheong Wa Dae; "Mavi Çinili Köşk", Güney Kore devlet başkanının ikametgahıdır. İsmet İnönü de Pembe Köşk'te ikamet ederdi. Yine Beyaz Saray, günümüzde Moskova'da da bulunmaktadır. Tarihte ise Sasanilerin başkenti olan Medain'in resmi başkanlık köşkü veya konutu idi. Genellikle fetih müjdesi bu köşke hamledilmiştir. Bununla birlikte Aksa Şeyhi Raid Salah, son konuşmalarından birisini bu müjdeye tahsis etmiştir. Ona göre kastedilen Beyaz Saray, gelmiş geçmiş en tanınmışı olan Washington'daki Beyaz Saray'dır. Peki! Nasıl olurda cihangir devlet olan ve dünyanın başkenti sayılan Washington, küçük bir grup veya isabe tarafından fethedilir? Bunun makul bir izahı olabilir mi? Bunun hikmeti şudur: Allah en büyük gücün burnunu, zulmü nedeniyle en küçük güçle sürtmektedir. Nemrut'un sivrisinekle helak edilmesi gibi. Lakin bu veya aynı durum Müslümanların başlarına gelmeyecek sanılmasın! Azan her topluluk, bu tür felaketleri beklemelidir ve maruz kalabilir. Hadislerde çırpı bacaklı bir Habeşli'nin Kâbe'yi yıkacağı haber veriliyor. Müslümanlar, Kâbe'nin kutsiyetine sahip çıkmazlar ve hac ve umre gezilerini turistik gezi haline çevirirlerse bir gün gelir, Habeşli sıska bir âdem Kâbe'yi ortadan kaldırabilir. Bu onun gücünden ziyade Müslümanların zavallılığındandır. Osmanlı sonrasında tekkelerin âtıl kalmasını yorumlayanlar, tekkeler kapanmadan önce aslında bu yapıların manevi olarak işlevlerini yitirdiğini söylemişlerdir.

Amr İbnü'l As tarikiyle gelen bir rivayette 'Kâbe yıkıldığında haliniz nice olur? Taş üzerine taş koymazsınız!' denilmektedir. Sahabeler bunun üzerine şöyle sorarlar: O gün biz İslam dairesinde olmayacak mıyız? Siz, İslam dairesinde olacaksınız cevabını alırlar. Demek ki; İslam dairesinde olsalar da Kâbe gibi kutsal değerleri önemsemez hale gelirler. Kâbe'nin gözlerinin önünde yıkılmasına razı ve müstahak olurlar.

Useybe'den İsabe'ye…

Genellikle Şam ve etrafından bahseden 'muzaffer bölük' anlamında "taife-i mansura" tabiri hadis literatüründe meşhur olmuştur. Hadisin birçok versiyonu vardır. Bu hak bölüğün veya muzaffer bölüğün kıyamete kadar bu bölgede varlığını sürdüreceği ifade edilmektedir. Müslümanların bunlar karşısında seyirci kalmalarının da genel durumu değiştirmeyeceği vurgulanır. Bu bölüğün son efradının da Hazreti İsa ve Mehdi'ye yetişecekleri ifade edilmektedir. Ahmet Bin Hanbel'in Müsned'inde bu bölük, "isabe" ifadesiyle anlatılmaktadır. "La tezalu taifetun" yerine "la tezalu isabetün" ifadesi yer almaktadır.

Ümmetimden bir bölük, Şam kapılarında ve çevresinde savaşmaya devam eder. Keza Beyti'l Makdis kapılarında ve çevresinde savaşmayı bırakmazlar. Onları yüzüstü bırakanlar, onlara zarar veremez. Onlar kıyamete kadar haktan ayrılmazlar. Burada isabe, aynı zamanda "milis gücü" anlamına gelmektedir. Hadis, ceyş/ordu ifadesi kullanmıyor. Bu da çete savaşlarını akla getiriyor. Nitekim 1948 yılından beri İsrail'e karşı düzensiz ordularla mukabele edilmektedir. Filistin devlet statüsü kazanamadığından hep mücadeleyi milis unsurlarla yürütmüştür. 1948 yılında Mustafa Sıbai'nin yazdığı "Ketaib el İhvan" risalesi ve benzerleri bu mücadeleyi anlatmaktadır. 1967 yılında Arap ordularının hizlanı yani davayı ve Kudüs'ü yüzüstü bırakmaları üzerine Abdulkadir el Hüseyni gibi milis güçleri devreye girmiştir. Meşhur komutanlardan birisi, Abdulkadir el Hüseyni'dir. "El İsabe" ifadesi remzen bu şahsiyetlere işaret etmektedir. Zaten hizlan, Arapların ve Müslümanların Filistin davasını yüzüstü bıraktıkları için milis güçleri yani isabe ve isabat el musalleha devreye girmiştir.

20 yıl sonra 1987 yılında ilk intifada ile birlikte hatta devreye Hamas girmiştir. Hala da mücadelesini kaldığı yerden sürdürmektedir.

Gazze muharebesini ya da melhamesini 13 yıl önce haber veren Sudanlı davetçi Muhammed Seyyid Hac (Doğum: 21 Mart 1972, Ölüm tarihi: 24 Nisan 2010) şöyle demektedir: "Ben size en yetkin kanallarda bulamayacağınız, sosyal medyada rastlayamayacağınız gerçeklerden haber vermek istiyorum. Yakın bir zamanda İsrail ordusuyla birlikte dünyanın bütün güçleri Gazze çevresine yığılacak. ABD ve AB birleşik orduları ne kadar zorlasalar da direnişi sökemeyecekler" (https://www.youtube.com/watch?v=omR8bcfPwAw)

Denildiği gibi Şam, Hıristiyan-Müslüman kapışmasına sahne olacağı gibi Kudüs de Müslümanlarla İsrail ve Deccal ekseninin vuruşmasına sahne olacaktır. Yecüc ile Mecüc tayfasıyla savaş ise Tur merkezli olarak bütün bölgeye yayılacaktır. Kısaca Gazze savaşında süreç Mehdi veya Hazreti İsa'ya ulaşıncaya kadar devam edecektir!

Yani Gazze olaylarının ya da Aksa Tufanının kesintisiz devamı var.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.