Arama

Mustafa Özcan
Mart 10, 2024
Gayb rahmindeki İsrail cenini

9 Mart 2024 Cumartesi günü Birlik Vakfı'nın Çemberlitaş'ta yer alan merkezinde "Üç Fetih Arasında Kudüs" konusunu işledim. Burada da bu konuyu kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gayb perdesi altında İsrail'in kurulacağını ve yıkılacağını haber veren tek kaynak Kur'an-ı Kerim olmuştur. Bunun nedeni ilahi kaynak ve kelamullah olmasıdır. Tarih içinde Müslüman müfessir ve müellifler bile vakti gelmeden Kur'an-ı Kerim'in bu şifrelerini çözememişlerdir. Şifreler ellerinde olmasına rağmen anlayamamışlardır. Ancak vakti gelince olgular ya da hadiseler diliyle bu sırlar faş ve ifşa olmuştur. Kimse vaktinden önce İsrail'in kurulacağını Filistin'in düşeceğini ve Yahudilerin eline geçeceğini öngörememiştir. Hadisler icmalen bir Yahudi-Müslüman savaşından bahsetseler de kimse bunun vaktini tayin edememiştir. Bunun devletler arasında olacağını da öngörememişlerdir. Kur'an veciz bir biçimde bundan söz etmiştir. Bu nedenle de 'zaman yaşlandıkça Kur'an gençleşiyor' hükmü salabet kazanmıştır. Bu zaman aşan keşifler onun zaman ve mekan üstü olduğunu perçinliyor. Zamana uyarlı giz ve sırları olaylarla birlikte açığa çıkmaktadır. Müfessirler değil onu zaman ve zamana bağlı olaylar tefsir etmekte ve yorumlamaktadır. Hem gizli anlamında mestur hem de satırlara dökülmüş anlamında mestur olan ayetleri kevni ayetler yani kainat ayetleri tarafından okumakta ve yorumlamaktadır.

Söz gelimi İsrail'in kuruluşunu vaktinden önce diasporanın "Kutsal Topraklar"a yani Filistin'e getirilmeleri üzerinden anlatan yegane kitap Kur'an'dır. Bunu İsrail Suresi olarak da bilinen İsra Suresi anlatmaktadır. 104'üncü ayeti ve 'ci'na biküm lefifa/topluluklar ve sarmal halinde sizi getirdik' ayeti sarahaten ve remzen 1948 yılına yani İsrail'in kuruluşuna işaret etmektedir. İsrail'in yıkılışından bahseden ifadeler de İsra Suresinin 7'nci ayetinde yer almaktadır. Liyütebbiru Ma Alev Tetbira ayetidir. Bu anılan ayetler 2000 yıldan beri diaspora yani dağınık bir halde yaşayan Yahudilerin yeniden Arz-ı Mev'ud'da toplanacaklarını haber vermektedir.

28 Mart 1949 tarihinde İsrail'i tanıdıktan sonra Ankara'ya gelen İlk İsrail büyükelçisi memleketin en iyi hocalarından birisi ile tanışma-görüşme isteğini bildirir. Hülasatü'l Beyan tefsirini yazarı Konya Hadimli Mehmed Vehbi Efendi'yi işaret ederler. Görüşmede adam havalı bir şekilde "hani Peygamberin Buhari'de anlatılan bir hadis-i şerifine göre, "yeryüzünde Yahudi kalmayacak demişti? Ne oldu?" diye soruyor. "Hani yeryüzünde bir tek Yahudi kalmayacaktı? Hatta taşın ve ağaçların arkasına saklansalar da, taş dile gelip söyleyecekti, hani nerede?" diye üsteliyor! Akabinde "Bak işte biz devlet kurduk" diyerek kılıcın haberi kitabın haberine ağır bastı demek istiyor! Mehmed Vehbi Efendi buna cevaben,"ben Buhari'yi terceme ettim ve bastırdım. O zaman o hadisi terceme ederken epeyce düşündüm."Ey Allah'ın Resulü! Böyle buyuruyorsun ama bu nasıl olacak?" diye de kendi kendime sormadan edemedim. Yani yeryüzünde Yahudi kalmayacak buyuruyorsun. "Biz bir Yahudi avına çıksak bile onları nerede bulalım? Birisi Alaska'da, birisi Afrika'da, birisi Amerika'da, birisi Japonya'da! Millet bunları avlamakla bitiremeyiz " diye çok düşündüm. Ne zaman ki, siz İsrail'de devlet kurdunuz. Onu radyodan haber olarak dinleyince sevincimi anlatamam! "Yâ Rasulullah dediğin çıkıyor. Dünyanın her tarafındaki Yahudileri oraya akıyorlar, dedim (https://www.cevaplar.org/ index.php? content _view=7219&ctgr_id=165 )."

Büyükelçinin davranışı ikinci böbürlenme ve kibirlenme dönemine girmelerini yansıtıyor. Anglikan Kilisesi'nin de mütareke günlerinde Şeyhülislamlığa İslam'ı sorgulayan bazı sorular tevcih etmesi gibi anılan Büyükelçi de Buhari ve hadisini zumunca çürütmeye çalışıyor! Bir dönem, tarihin nöbetleşme anında güçlü olmalarını haklı olmalarının delili sayıyorlar. Takdîr-i Hudâ kuvvet-i bâzû ile dönmez/Bir şem'a ki Mevlâ yaka bir vech ile sönmez. Dairevi olan tarih akışının bir faslını Huntington gibi son fasıl sayıyorlar.

Dünya kavimler göçüne sahne olduğundan Filistin de nöbetleşme alanı olmuştur. Tarih İsrail büyükelçisine şöyle seslenmektedir: Siz geri döndünüz ama yine geldiğiniz yerlere geri gideceksiniz. Fatih edasıyla Şam'a giren İngiliz General Allenby de (bu davranış, sahne Fransız komutan Goro'ya da uyarlanmış, atfedilmiştir) ilk iş olarak Salahaddin Eyyübi'nin kabrine giderek orada tarihe bir mesaj düşme ihtiyacı hissetmiştir: Salahaddin biz geri geldik! İyi halt etmişler. Şimdi yerlerinde yeller esiyor. Geri geldiler ama yine geri döndüler ve dönecekler. Sırada geride bıraktıkları İsrail var. Onun da Gazze olaylarıyla birlikte tarihi kredisi bitti.

Şimdi İsrail ve Yahudiler Hazreti Musa'yı değil ona ve nesline kasteden Firavun'u temsil ediyorlar. Nitekim onlar Musa'nın değil Firavun'un zihniyetini taşıyorlar ve uyguluyorlar Filistin'in işgal altında bulunan şehri Yafa'da Yeshiva okulunun müdürü Haham Eliyahu Mali birçok haham gibi, şu anda askerlik yapan eski öğrencilerine ve diğer askerlere sesleniyor: Sahada hiç kimseyi sağ bırakmayın! Aradan sıyrılan biri çocukları, bebekleri de mi kastediyorsunuz diye sorunca, hiç tereddüt etmeden ve sıkılmadan sözlerine şöyle devam etmiştir: Evet, onlar bu gün çocuk ama ileride yetişkin olacaklar, bugün biz onları öldürmezsek yarın onlar bizi öldürecekler!

Gazze'deki uygulamaların Firavun uygulamalarından terk farkı şudur: Firavun kadınlara dokunmuyor ve onları sağ bırakıyordu. Günümüzün savaş tekniklerini uygulasaydı kadınları da sağ bırakmazdı.

İkinci yükselişleri ve azgınlıklarının zirvesinde yaşayan Siyonistler ya da İsrailli Yahudiler son maharetlerini Gazze'de sergiliyorlar. Bu da çöküş anına gelip çattıklarının habercisi. Nitekim Zaferu'l İslam Han İsrail'in kendi kendini imha sürecine girdiğini haber vermektedir. Bunu teyit eden İsrailli tarihçi Ilan Pappe, Gazze'de devam eden İsrail savaşını Siyonist projenin sonunun başlangıcı olarak değerlendiriyor. Tarih Profesörü ve Avrupa Filistin Araştırmaları Merkezi Direktörü Pappe, bunu ayakta kalma mücadelesi veren bir projenin tarihindeki en tehlikeli bölümü olarak tanımlıyor.

İnsanların bunu Filistin tarihinin en karanlık anı olarak görebileceğini ama aynı zamanda şafaktan önceki karanlık olarak da görülebileceğini öne sürüyor (https://twitter.com/MiddleEastMnt/status/1766543847231000636 ). Filistinliler kurtuluş mücadelesi verirken İsrail tutunma mücadelesi vermektedir.

Ramazan ayında kainatı kucaklayan ve kuşatan ve bize yol gösteren Kur'an-ı Kerim'i yeniden keşfedelim, ipine tutunalım ve pınarından doya doya içelim. Onu metruk ve mehcur bırakmayalım.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN