Mustafa Özcan

Selviler arasında son yolculuk

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Annemi kaybettik. Toprağa da verdik. Onun geride kalan canlı mirası ve toprağı da biziz. 1 Eylül 2024 tarihinde sabaha doğru yattığı Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğum bakım ünitesinde vefat haberini aldık. Biraderler haber verdi ve cenaze namazı ve defin işlemleri için Sakarya'ya gittik. Bekir Paşa Belediyesi'nin Pir Ahmetler Mahallesi'nde olan camide cenaze namazını kıldık ve ardından oranın mezarlığına defnettik. Şimdi selviler arasında dinleniyor. Elmacık Dere Köyü'ne gelin gittiğinde kaderi onu çamlarla buluşturmuştu. Şimdi de çamlar ile selviler arasında yatıyor. Vefatından evvel bir deri bir kemik kalmıştı. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra annem ve babam küçük biraderle birlikte bu köye yerleştiler. Köyden Reyhan Arıkan ile dünür oluyorlardı. Bendeniz bu köyü daha eskiden tanırım. Rahmetli Hasan Baykara gibi gönül dostları vardı ve bazen Ali Taşçeken ve yaranı bu köye damlardık. Annem Hasan Baykara'nın mahdumu Seyfullah Baykara'nın sırasında yatıyor. Ardından can yoldaşım Bekir Uysal bu köyde imam oldu. Annemi defnettiğimiz alanda veya civarında eski bir cami vardı. Orada imamette bulunuyordu. Ben de Minimak Asönsürleri'nde tercümanlık yaptığım sıralar hafta sonları vakit buldukça Bekir Hocanın kaldığı bu camiye ve Pir Ahmetler Köyü'ne damlardım. Tabi ki annemin, babamın ve nenemin (Sabire Özcan) son duraklarının bu köyün mezarlığı olacağını bilemezdim. Şimdi orada buluştular. Annemle de sağlığında çektiğimiz son kare şimdi defnedildiği mezarlığın önünde bulunuyor. 6 Haziran 2020 tarihinde hanımla, küçük kızımız Kevser ile çekilmiş ortak bir fotoğrafı da var.

Pir Ahmetler Köyü'ne vardığımızda küçük biraderin evinde Reyhan Arıkan'ın kardeşi eski dost Kenan Arıkan'ı gördük. Pir Ahmetler Köyü'nün piri olmuş ve sakallarına ak düşmüş, daha doğrusu ağarmış. Çoktandır görmüyordum. Birlikte eski dostları yad ettik. Eski adıyla Tavuklar Köyü'nün eşrafından bahsettik. Eski savunma bakanlarından Mehmet Gölhan bunlardan birisiydi. Kafkas göçmeni olan Gölhan'ın Tavuklar'da imamlık yapan babası Mehmet Gölhan Yalova civarlarında medfun bulunan Şeyh Şerafettin Efendi'nin bağlılarındandır. Köyü müridizmle yani tarikatlarla tanıştırmıştı. Kenan Arıkan'a göre Tavuklar Köyü vaktiyle Sakarya çevresinde 'Sakarya'nın Kabe'si olarak anılırmış. Ben de Şeyh Şerafettin Efendi'yi 'kuyruklu' lakabıyla anılan Kamil Bilgili hocadan duymuştum. Cerbezeli bir hoca idi. İslam kültürüne hakimdi. Ahir ömründe eskimiş yıpranmış Kur'an nüshalarını tamir ederdi. Bana bazı Arapça kitaplar da vermiştir. Tavuklar Köyü'ndeki Mehmet Efendi'den ders almış.

Tavuklar'a giderken yanıma Muhammed Berra Yasin'in kaleme almış olduğu "Mihnetu İbni Teymiye" kitabını aldım. Burada Memlüklü dönemi sufilerinden Şemseddün Debbahi'nin hayatına rastladım. İmam Zehebi hakkında 'fakihu'n nefs' yani nefsin ve ruhun fakihi tabirini kullanmaktadır. Anadolu, el Cezire, Şam, Mısır, Hicaz illerini dolaşmış. Buralarda kaybolmuş hikmetleri, sufilerin izlerini aramış ve bakiyyetü's sufiyye ile buluşmuş ve onların eteklerine tutunmuş. Bakiyye konusunda üç kullanım var. Bakiyyetü ehli kitap. Bu tabir hadislerde geçiyor. Bakiyyetü's selef ise umumi bir kullanım. En son Mehmet Akif Ersoy bunu Babanzade Ahmet Naim için kullanmıştır. Bakiyyetü's sufiyye tabiriyle ilk kez İmam Zehebi'nin satırlarında tanışıyorum. Bakiyye süzülmüş kalıntılar demektir. Mısırlı İmam Muhammed Mütevelli Şaravi de Cezayir'de bulunduğu demlerde burada sufi izlerini ve bakiyyetü's sufiyyeyi aramış, araştırmış.

Tavuklar'da Kenan Arıkan ile gerçekleştirdiğimiz sohbette biz de bunu yapmış olduk. Geçmişi eşeledik ve güzelliklerini yüzeye taşımak istedik. Hem eskileri yad ettik hem de "bakiyyetü's sufiyye"yi andık. Onların anıldıkları yerlerde şüphesiz bereket esintileri eksik olmaz. Kenan Arıkan abiye göre son yıl her yerde olduğu gibi orada da kuraklık olmuş ve geçmişte kurumayan ağaçlar bile kurumuş. Yeraltı suları daha diplere çekilmiş. 28 Ağustos 2024 tarihi ile birlikte su tanecikleri yeniden yerle buluşmaya başladı. İnşallah kuraklık geride kalır ve bitki örtüsü yeniden canlanır.

Torun küçük Mustafa, 1 Ağustos (2023) tarihinde dünyaya geldi. Annem de 1 Eylül (2024) tarihinde dar-ı ahirete irtihal etti. Allah'ı seven kullarından birisiydi. Sevdiğine kavuştu. Mekanı cennet olsun.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.