Halep’te gelecek, tarihe hamile

Gelecek Halep'te yine tarihe hamile kaldı. Halep'in fethi, yeni bir Kudüs fethini müjdeliyor.

Bu fethi, içerideki sahte aktörler istemiyor ve istemedikleri için yine sürece fiili ya da sözel olarak çomak sokuyorlar. Karalama cihetine gidiyorlar. Suriyeli muhaliflerin veya devrimcilerin Halep'i ele geçirmeleri yine tezvirat sağanağına dönüştü. Tezvirat ustaları hemen devreye girdiler.

Ayrıca Halep ve ötesinde olanlar, İran'ın iddialarını çökertti. İsrail hattında çöken İran, Halep hattında tutunmaya çalışıyor. Bu gelişme, onun aldatmaca birleşik alan teorisini de yerle bir etti. İran, İsrail'e odaklanmak yerine Sünni kesimlere odaklandı. Katil Baas rejimine yine arka çıktı. Dolayısıyla Hamas ile Hizbullah ekseninin ideolojik mahiyetinin çürüklüğü de bir kez daha ortaya çıktı. Keşke Hamas, Halep hattından hiç çıkmasa Dahiye-Tahran hattına uğramasaydı. İran, beyaz yalanlarıyla ya da dini yalanlarıyla muhaliflerin Halep hattına yönelik operasyonlarının arkasında ABD ile İsrail'in olduğunu söylemiştir. Yalanlarına doymasın! Şii örneğinde olduğu gibi takiye ve kutsal yalanlar olabilir ama ahlaki zeminde yalan sökmez, asla barınmaz. İran ekseninin belki dini olabilir ama ahlakı yoktur. Muhaliflerin İsrail bağlantısına dair tezviratın hiçbir maddi dayanağı yoktur.

Aksine Rami Mahluf, New York Times gazetesinin ödüllü muhabirlerinden Anthony Shadid'e ölmeden önce son röportajında 'Beşşar Esat giderse İsrail'in güvenliği sarsılır' demiştir. İsrail'i ayakta tutan sütunlardan birisi Esat rejimidir. Ayrıca Kelim Sıddıki'nin ifadesiyle çevre ülkeler İsrail'in zırhıdır. Rami Mahluf'un iç kargaşanın çıktığı sıralarda söylediği sözü Reisi ile birlikte helikopter kazasında ölen Dışişleri Bakanı Abdullahiyan da söylemiş ve teyit etmiştir. İsrail'in güvenliğinin Suriye rejiminin güvenliğinden geçtiğini ifade etmiştir.

(https://x.com/Shuounislamiya/status/1863073108942581926/photo/1) İran ekseninin en büyük sorunu yaylanlar ve dini yalanlardır. İbni Teymiye'nin Şia hakkındaki sözlerini doğrulayan Şii Molla Vasik eş Şemmeri Şiilerin insanların en yalancısı, yalan üstadı olduğunu söylemiştir. (https://www. youtube.com/ watch?v=R7O67URRGzg) Hem püsküllü yalan söylüyor hem de sevap umuyorlar! Simya tarzıyla günahı sevaba çeviriyorlar. Şeytana hocalık yapıyorlar. Şimdi ise karalamak ve itibarsızlaştırmak için İşkembe-i Kübra'dan Suriyeli muhaliflerin İsrail bağlantılı oldukları yalanını savuruyorlar. İsrail ile ABD tarafından desteklendiğini söylüyorlar.

Suriye'de Esat yandaşları ile bölgede İran ekseni ve ilaveten Türkiye'deki ulusalcı kesimler tezvirat ustasıdırlar ve bu kulvarda kendi aralarında yarışırlar. İran, beyaz yalanlar ülkesidir. Dini yalanlar uydurmaya bayılırlar. Dini olmayan Esat cephesi ise ideolojik yalanlara başvuruyor.

Halep'in düşmesiyle birlikte yalan hat çöktü, doğru hat ortaya çıktı. Bu doğru hat, Halep-Kudüs hattıdır. Halep'in Kudüs'ün müstakbel kapısı olmasıdır. 2020 öncesinde Doğu Guta'nın ardından Halep'in düşmesi beklentilerimizi suya düşürmüştü. Vahyin ışığı altında şimdi solan bu rüyalarımız, yeniden canlandı. Ahir zaman coğrafyasında bazı şehirlere atıf var. Guta ahir zamanda Müslümanların otağı ve temerküz bölgesi olacağı öngörülmektedir. Halep ise tarihi bir iz düşüme işaret etmektedir. Bu da Salahaddin Eyyübi'nin Halep'i, ardından da Kudüs'ün fethiyle alakalıdır. İki fetih arasında mühim bir irtibat ve bağlantı vardır. Hicri 597 yılında Salahaddin Eyyübi Halep'i fetheder ve bu fetih sonrasında Kadı Muhyiddin Zekiyyüddin bir kaside söyler. Şöyledir:

Ve fethuke li kal'ati's Şehba fi saferin/Mübeşşirun bi futuhi'l Kudüsi fi Recebin.

Bu ifadeler Endülüslü sufi müfessir İbni Berracan'a dayandırılmaktadır.

Gerçekten de kasidede geçtiği gibi Selahaddin Eyyübi, 4 yıl 5 ay sonra Recep ayının 27'inci gecesi yani Miraç Kandili'nde Kudüs'ü fetheder. Müslümanların yüreklerine su serper. Halep ile ilgili Salahaddin Eyyübi'den şöyle bir söz nakledilir: Hiçbir şeye Halep'in fethi kadar sevinmedim. 583 yılında da Kudüs, Müslümanların eline geçer. İnşaAllah bu yönde de tarih tekerrür eder. Salahaddin Eyyübi'nin çığırı yenilenir. Böylece nübüe yani öngörü veya keşif de ikinci kez doğrulanmış olur.

2016 sonrasında 2024 yılında yeniden toparlanan muhalifler ikinci kez Halep'i ele geçirdiler. Umulur ki bu gelişme Kudüs'e giden yolu kısaltır. Böylece doğru hat işlemeye başlar. Yanlış hat, Beyrut-Kudüs hattıdır. Doğru hat ise Halep-Kudüs hattıdır. Şam'dan geçerek bölgeyi kuşatacaktır. Burada Türkiye'nin payı ve kritik bir rolü olacaktır.

Tezvirat hattının ustaları ise müstakbeldeki Kudüs fatihlerine İsrail ajanı muamelesini reva görmektedir. Zehi yalan, zehi iftira! Bunlardan birisi Cumhuriyet yazarlarından Mehmet Ali Güller adlı yazardır. Satırlarından tezvirat akmaktadır. İsrail'in yeni cephesi: Halep başlıklı bir yazı kaleme almıştır. Muhalefet cephesini ve devrimcileri İsrail uşağı olarak karalamaktadır. Aynı gün Türkiye gazetesinin haberlerinden birisi bu iddiaları ters yüz etmekte ve geçersiz kılmaktadır. Riyad Es'ad ile yapılan konuşma üzerinden Halep-Kudüs hattı kurulmaktadır. 'İsrail'e karşı Halep hattı' başlıklı haber söylediklerimize tercüman olmaktadır. Bu müzevirlere karşı Türk kamuoyu uyanık olmalı ve kalmalıdır.

Mustafa Özcan