İran'ın 40 yıldır Hizbullah üzerine yaptığı yatırım 40 günde çöktü. Eski Dışişleri Bakanı ve Mesut Pezeşkiyan hükumetinin direklerinden, John Kerry'nin ortağı Muhammed Cevat Zarif, İsrail'e "şalom" gönderdi. Şalom üzerinden selamlaştı. Büyük Kiros üzerinden ahit tazeledi ve tarihi ortaklığa vurguda bulundu. İsrail ile ortaklığa vurgu yaparken İslami söylemi unutmuş ve Sasani söylemine tutunmuştur. Esasen Humeyni de zorda kaldığında bu gibi göndermelere başvurmuştur. Usta çırak ilişkisi. Paris dönüşü 2500 yıllık Pers tarihinde dönüm noktalarından birisini yaşadıklarını söylemiştir. Şuubi Persler Şehname'deki gibi düşünürler. Ebu'l kelam Azad, Büyük Kiros'u Zülkarneyn olarak takdim etse de isminin unsuriyet zemininde kullanılması teslimiyet olarak telakki edilmektedir. Büyük Kiros burada Kisra makamında kullanılmaktadır. Elbette İsrail'in gönlünü almak için söylenmiş sözler. Muhammed Cevat Zarif Hizbullah yeni Genel Sekreteri Naim Kasım'ı da temsil ediyor. Bu selamı onun adına da göndermiştir. Dolayısıyla bu söz onu da bağlar. Bir manada Naim Kasım da vekaleten İsrail'e "şalom" diye hitap etmiş oldu. Zaten Lübnanlıların yorumu da bu yönde. Şalom selamı ve ateşkes anlaşmasına varmak ne anlama geliyor? Neden Netanyahu Gazze'yi rehin tutuyor ve ateşkese geçit vermiyor da Hizbullah ile ateşkesi yeğliyor? Filistinlileri yalnız bırakma siyaseti. Hizbullah ve İran'a da had bildirme yöntemi! Hizbullah'a bel bağlayanlar şunu anlamalılar: İsnat/destek cephesi diye bir cephe kalmadı. Tali cephe olarak ifade edebileceğimiz Hizbullah cephesi teslim bayrağı çekti.
Hizbullah'tan istenilen şeylerden birisi Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmek ve silahları da Lübnan ordusuna teslim etmek. Silah meselesi belki daha sonra gelişmelere göre netleşecek.
Ürdün Kralı Hüseyin 1988 yılında Batı Şeria ile Ürdün arasındaki bağlantıyı kesmişti. Buna "fekkü irtibat" adını vermişti. Zira prensipte Filistin devleti kurulmuştu ve onun topraklarını kontrol ediyor durumuna düşmek istemiyordu. Cephelerin birbirinden ayrışmasına 'fekkü irtibat' deniliyor. İsrail Hizbullah'tan Hamas ile bağlantısını kesmesini isterken Lübnanlılar da İran'la ve silahla bağlantısını kesmesini istiyor. Hizbullah ile İran sonuna kadar Hamas bağlantısını kesmeyeceklerini duyurdular. Ama son anda kıvırdılar. Batı destekli İsrail'in ateş gücü ve çılgınlığı karşısında pes etmiş oldular. Hizbullah-İran ekseni kendisinden istenileni kabul etti. 40 günde 40 yıllık yatırım berhava oldu. Saddam Hüseyin ile birlikte 8 yıl savaş ettikten sonra Reagan idaresinin Basra Körfezi üzerinde İran'a ait bir Airbus yolcu uçağını uyarıcı mahiyette düşürmesinden sonra mesajı alan Humeyni çar-naçar zehir kupayı içtiğini ve savaşa son verdiğini duyurmuştur. Muhammed Cevat Zarif'in İsrail'e yönelik olarak "şalom" üzerinden selamlaşması ikinci defa zehir kupayı içmek anlamına geliyor.
Şimdi en iyi ihtimalle cepheler birbirinden ayrılmış olacak. Hamas yalnız kalacak. Zaten Eylül ayına kadar yalnızdı. Hizbullah Eylül ayı ortalarında zoraki olarak isnat değil savunma savaşına girdi. Birleşik sahalar veya cepheler artık geçmişte kaldı. En kötü ihtimalle de bu şalomla selamlaşma sahnesi ve ateşkesi kabul etme kararı direniş cephesinin havlu atması anlamına geliyor. Bu süreçte Suriye ile Irak birleşik cephe görüntüsünün dışında kalmıştı. 2006 yılında Samarra'daki Merkadeyn saldırısı ve ardından 2014 yılında IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinden sonra münhasıran Sünnilere karşı cihat fetvası veren Sistani işgalin başlangıcında Amerikalılara karşı savaşmayı yasaklamıştır. Geçtiğimiz günlerde ise Irak'tan Lübnan'a isnat cephesine destek vermeye gitmeyi ve onların safında savaşa katılmayı yasaklamıştır. Yani Amerikalılara karşı savaşma yasağından sonra İsrail'e karşı savaşmayı da yasaklamıştır. Muhammed Cevad Zarif'den önce Sistani de kendi meşrebince İsrail'e "şalom" demiş ve eski ifadesiyle mahsus yani özel selam göndermiştir.
Esasında İsrail de kuzey cephesinde sükunet istiyordu. Zira baştan beri kara harekatı konusunda hevesli değildi, isteksizdi. Bunun nedeni ateş gücüne mukabil beşeri gücünün sınırlı olmasıdır. Kara harekatı da beşeri güç gerektirmekte ve yüksek zayiat nedeniyle kara harekatını sınırlı tutmak ve bir an önce bitirmek istiyordu. Ayrıca İsrail'in Lübnan'dan toprak talebi veya bununla ilgili fazla bir ihtilafı bulunmuyor. Sadece Nasrallah'ın isnat cephesi dediği tali ve yedek cepheyi susturmak istiyordu. İran da zoru gürünce ateşkese razı oldu. İsrail ordusunda kayıpların artması kuzey cephesini soğutması isteğini pekiştirmiştir. Ayrıca Lübnan hükumeti üzerinden Hizbullah ile ateşkes Celil bölgesinden kaçan Yahudilerin yeniden evlerine dönebilmeleri anlamına geliyor. Bu da Netanyahu'nun siyasi kazanımlarından birisi olacaktır. Hamas'ın elindeki esirleri kurtaramadı ama ateşkes anlaşmasıyla kaçanları İsrail'in kuzeyine iade etme fırsatı elde etti. Zaten yerleşimcileri rahat savaşmak için tahliye etmiştir.
Olan Hamas'a oldu ve Sünni dünya ile Şii dünya arasında tek başına yapayalnız kaldı. Cepheler sökülüyor ve irtibatlar bozuluyor. Atiyye Adlan isimli Mısırlı yazarın ifade ettiği gibi esasında birleşik sahalar aldatmacadan ibaretti. Kanla tasdik edildi. Hizbullah'ın başka çaresi de yoktu. Aksi takdirde kimse pek istemese de İsrail'in yarım bıraktığı yerden işi belki Lübnanlı pusuda yatan Hizbullah'ın hasımları tamamlayacaktı. Elbette ateşkes de kolay bir süreç olmayacaktır.
Mustafa Özcan