Mustafa Özcan

Gazze ateşkesi bizim için ne anlama geliyor?

Bölgede baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Lübnan'da Joseph Aoun, cumhurbaşkanı seçildi. Ardından Hizbullah'ın siyasi blokajı kalkarak Nevaf Selam başbakanlığında yeni hükümet kuruldu. Adeta 40 gün içinde Suriye ile Lübnan'da siyasi rejim değişti. Her iki ülke de İran sonrası dönemi yaşıyor. En sonunda Gazze'de, ABD'de giden hükumetle gelen hükumetin sahiplenmekte çekiştiği bir ateşkese varıldı. Ateşkesten evvel Trump'ın Netanyahu'nun inadını kırmak için ona küfrettiği ileri sürüldü. Trump, Netanyahu'yu pek hazzetmiyor. Daha önce yazdığımız gibi ünlü Yahudi asıllı Amerikalı iş adamı Haim Saban, Trump'ın Netanyahu'nun Biden idaresiyle flörtünü kendisine ihanet saymıştır. Yanına kar bırakmayacağını söylemiştir (https://www. fikriyat. com/ yazarlar/mustafa-ozcan/2024/11/03/haim-sabanin-trump-kehaneti). En azından aralarında bir ukde kaldığı varsayılabilir. Netanyahu eşi Sara'yı arayı yumuşatması için Trump'a gönderse de bu jestlerin amacına ulaşıp ulaşmadığını bilemeyiz. Lakin Gazze ile İsrail arasında bir ateşkes, ABD'de de bunu sahiplenmeye çalışan iki hükümet var. Esasen Biden idaresi isteseydi bu ateşkesi daha önce sağlayabilirdi. Bunu giderayak yapması ateşkesi hanesine yazdırır mı yazdırmaz mı, bilemiyoruz. Biden kendisini Siyonist olarak tanımlıyordu. Belki bu tanım Trump için de geçerlidir. Lakin Siyonistler kendi aralarında müzayede halindeler. Kim daha Siyonist, tartışılabilir!

Bu ateşkes bölge açısından ne anlama geliyor? Netanyahu ve ortakları tam olarak zafere ulaşamadılar. Gazze'yi yakıp yıktılar ama sırtını yere getiremediler. Bazı Filistinliler veya bölge uzmanları İsrail'in bundan sonraki hedefinin yeni Orta Doğu'yu kurgulamak ve büyük İsrail'i kurmak olduğunu söylüyorlardı. Lakin ateşkes bunun böyle olmadığını gösteriyor. Netanyahu'nun şahin bakanları hayal kırıklığı yaşıyorlar. Herkesin kendisine göre yeni Orta Doğu algısı var. Şimon Peres 1992 yılında Yeni Ortadoğu ismiyle bir kitap yazmış ve burada gelecek tasarımını dile getirmiştir. 1993 ve 2000 yıllarında ise Netanyahu 'A Durable Peace: Israel and its Place Among the Nations: Kalıcı Barış: İsrail ve milletler arasındaki yeri' kitabıyla kendisine göre yeni Orta Doğu'yu anlatmıştır. Kendisine göre savaş yoluyla barış arasa da bölgeyi daha büyük kargaşalara boğduğu söylenebilir. Kısaca Şimon Peres'ten kopya çekmiştir. Hamas ile ateşkes sonrasında bölge üzerine mücadele daha da kızışacaktır.

Netanyahu'nun iktidarını 2026 yılına kadar sürdürebilirse iki hedefi olacaktır. Bunlardan birisi Suudi Arabistan gibi ülkelerle diplomatik münasebet kurmak ve İbrahimî barışı Suudi Arabistan'a kadar yaymaktır. İkinci hedefi ise Esat'ı deviren yeni Suriye'ye yönelmek ve Türkiye ile yeni Suriye'yi çevrelemektir. Türkiye ile İsrail arasında güven iklimi tamamen aşınmıştır. Şimdi İsrail devre dışı kalan İran yerine asıl tehlike olarak Türkiye'yi görmektedir. Netanyahu Hizbullah'ı gafil avlamış Türkiye'de İsrail'i gafil avlamıştır. Zaten Bernard Lewis Türkiye'nin İran'ın yerini alacağı kehanetinde bulunmuştur. Buna mukabil Graham Fuller gibi eski CIA analizcileri Türkiye'nin askeri olarak çetin ceviz olduğunu ve İsrail'in Türkiye'ye toslayacağını söylemişlerdir. Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerin nükleer şemsiye tutması halinde konvansiyonel silahlarla İsrail'in sırtını yere getirebilir. Türkiye gerçekte savaş istemiyor. Lakin İsrail'in yatışmaz yapısı nedeniyle buna mecbur kalabilir. Hadiste 'düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, karşılaştığınızda ise sabit durun' buyrulmaktadır. Suriyeli devrimcilerin Esat'ı devirmeleriyle birlikte istesek de istemesek de ok yaydan çıkmıştır. İran aradan çekilince baş başa kaldık! Türkiye gafil avlanmamak için tetikte durmalıdır. Nitekim İsrail, Şam'a 20 km kadar yaklaşmış ve ilk defa Askeri Operasyonlar İdaresi askerlerine yönelik Şam'a bir saldırı düzenlemiştir. Bu saldırı yeni Şam yönetiminin savunma bakanı ve dışişleri bakanının Türkiye ziyaretine denk gelmiştir. Bu, Türkiye'den uzak durun mesajıdır. Bu saldırı hem Suriye yönetimini hem de bilvesile Türkiye'yi hedef almıştır. İsrail, saldırılarını tırmandırıyor. Türkiye ile Şam yönetimi bu arada iki cephede de hazırlıklı olmalıdır. Hem İsrail hem de Fırat'ın doğusuna eş zamanlı yürütülecek operasyonla psikolojik üstünlüğü ele geçirmek mümkündür. Kısaca İsrail'in elini çabuk tutmasına karşılık Türkiye pasif davranarak süreci atlatacağını sanmamalıdır. Süreç bizi hızlı bir şekilde hazırlanmaya ve karşılık üretmeye zorlamaktadır. Türkiye'nin zinde gücü dillere destandır ve İsrail'in seçenekleri sınırlıdır. Türkiye şimdilik tali süreçlerden kaçınmalı bütün dikkatini İsrail üzerine yoğunlaştırmalıdır. Ateşkes iki taraf arasındaki yüzleşmeyi hızlandıracaktır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.