Prof. Dr. Atilla Arkan

Güncel zamanlarda aileyi tartışmak - II

Geçen yazıda Türk toplumunda ailenin geçirdiği dönüşüme dair giriş yapıldıktan sonra çocukların olmasıyla ailenin farklı bir mahiyete dönüştüğü ifade edildi. Boşanma durumunda çocukların yaşadıkları hal ve durumlar alternatifler halinde şu şekillerde sunulabilir:

BOŞANMA DURUMU 1: ANNESİZ BÜYÜYEN ÇOCUKLAR

Ailede anne çocuklara sevgi, güven ve bakımı sunan kişidir. Annesiz büyüyen bebekler güven ve bağlanma noktasında duygusal sorunlar yaşayabilirler. Mesela ileri yaşlarda bağımlı kişilik yapısı kazanabilmekte ve kaybetmeye/yalnız kalmaya karşı aşırı tepki verebilmektedirler. Hatta bu kaygılarından dolayı kronik depresyonlara dahi yatkın olabilirler. Diğer bir ifadeyle annenin yokluğu çocuğun başkalarıyla ilişki kurmasında her iki uçta da dengesiz ilişkiler kurmasına yol açabilmektedir. Mesela annesiz büyüyen çocuk, güvenlik arayışıyla kısa zamanda yanlış kişilere aşırı bağlanabilmektedir. Hatta bağımlılık ilişkisi geliştirebilmektedir. Diğer uçtaki tepki ise güven yoksunluğu ve ilişki kuramama şeklinde ortaya çıkabilir. Çünkü çocuk, sevgi ve güven etrafında ilişki kurmaya yönelik zihinsel ve davranışsal kalıpları çoğunlukla annesinden öğrenmektedir.

BOŞANMA DURUMU 2: BABASIZ BÜYÜYEN ÇOCUKLAR

Ailede "baba" çocuğa sevgi, sorumluluk, sosyallik, eğlence, öz güven, zorluklarla mücadele, saygı ve babalık gibi rollerini öğretmektedir.

Babasız büyüyen erkek çocuklar sorumluluk, başarı, babalık, diğer insanlarla geçinme, karşı cinsle ilişki kurma ve saldırgan huylarını kontrol etme gibi konularda eksik kalmaktadır. Araştırmalara göre, 5 yaş öncesi ebeveyn boşanması yaşayan erkek çocukların akademik başarılarının diğerlerine göre daha düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Babasız büyüyen kız çocukları ise otorite, sınır ve kural konularında sorunlar yaşayabilmektedir. Babanın sağladığı koruma alanlarında yoksun olduğu için mütereddit, içine kapalı ve iletişim yetileri zayıf olabilmektedir. Babasız büyüyen kız çocukları karşı cinsle sağlıklı ilişki kurmakta zorlanabilmektedir. Ayrıca babasız büyüyen çocuklarda insan ilişkilerinde tepkisel bağlanma bozukluğu sorunu ortaya çıkabilmektedir.[1]

ANLAŞAMAYAN EŞLER: AİLE İÇİNDE KAVGA, İSTİSMAR VE ŞİDDETİN OLUŞTUĞU AİLELER

Resmin diğer tarafında anlaşamayan anne -babanın yanında, yani aile içinde kavga ve şiddetin ağırlıklı olduğu ailelerde büyüyen çocuklar bulunmaktadır. Bu çocuklar da birçok boyuttan olumsuz durumlarla yüz yüze kalmaktadır.

Sevgi, huzur ve mutluluğu yakalayamayan ailelerde kavga, istismar ve zamanla şiddetin farklı boyutları kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum çocuk üzerinde büyük bir tahribata sebep olmaktadır.

Çocuk, ailenin sosyal etkileşimi içinde olgunlaşmaktadır çünkü ailede duygularını, düşüncelerini nasıl ifade edeceğini doğrudan veya dolaylı yollarla öğrenmektedir. Diğer bir ifadeyle çocuk yaşadığı ailenin ve çevrenin sosyal davranış modellerini benimser; çünkü anne ile baba arasındaki duygusal alışveriş bunun için model oluşturur. Fakat geçimsizlik, kavga, şiddet ve istismarın yoğun olduğu ailelerde çocuklar büyük zararlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Yaşanılan kötü durumların şiddetine ve yoğunluğuna göre değişiklik gösteren çocuk üzerinde olumsuz durumlar oluşabilmektedir. Bunlar:

1. Kişilik gelişimi; düşük benlik saygısı, olumsuz duygusal durum veya hayat görüşü, anksiyete, depresyon, intihar, intihar düşünceleri,

2. Entelektüel gelişim; düşük akademik başarı, öğrenme güçlüğü, değer yargılarında bozukluk,

3. Sosyal beceriler; anti sosyal davranışlar, bağlanma sorunları, başkaları için düşük sempati ve empati, uyumsuzluk, cinsel uyumsuzluk, bağımlılık, saldırganlık, şiddet ve suçluluk,

4. Duygusal gelişim; duygusal ani değişkenlik, kişilik sorunları, duygusal kütlük, dürtü kontrol sorunları, öfke,

5. Fiziksel sağlık; büyüme geriliği, somatik yakınmalar, bozuk erişkin sağlığı ve yaşam sevinci zayıflığı nedeniyle yüksek ölüm oranları.

Sonuç olarak, boşanma sonucu oluşan sosyal düzenle veya anlaşamayan eşlerin devam ettirdiği, kavga, istismar ve şiddetin yoğunlaştığı ailelerde yetişen çocuklar olumsuz durumlar yaşayabilirler. Sağlıklı bir aile ortamının yitirilmesi-evli veya boşanılmış olsun- çocuklar için bir yıkımdır. Ana amaç sağlıklı aile ortamının korunmasıdır. Bu ortamın yitirilmeye başlandığı durumlarda genel sözlerden ziyade her bir aile için aile içi dinamiklerin anlaşılması, tarafların faydasını koruyacak çözümlerin üretilebilmesi çok daha önemlidir. Evliliğe devam etmenin mi boşanmanın mı iyi olacağını ancak ailenin özel durumları belirleyebilir.

Prof. Dr. Atilla Arkan


[1] John Bowlby "bağlanma teorisiyle" (attachment theory) güven kavramı üzerinden çocuğun sağlıklı duygusal gelişimini açıklamaktadır. Çocuklar güvenle bağlandıkları önce anne olmak üzere sonrasında babalarının davranış kalıplarını görerek, yaşayarak ve taklit ederek düşünme şemalarını şekillendirirler. Bowlby'e göre, 3 tür bağlanma vardır: 1) Güvenli, 2) Kaygılı-kararsız, 3) Kaygılı- kaçınmacı. Bağlanma durumları yaşam boyu çocuk üzerinde etkisini gösterir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.