Prof. Dr. Sefa Saygılı

Evrim teorisi: Bilim değil ideolojik saplantı

Çağımızın ünlü filozoflarından, kritik rasyonalizmin kurucusu Karl Popper'e göre; Darwin'in adıyla bilinen evrim teorisi doğrudan gözlemleyemediğimiz geçmiş olgularla ilgili olmasından dolayı gerçekte bilimsel bir teori olamaz.

Aslında evrim teorisi insanların çoğuna mantık dışı gelmektedir. Evrimci Steven Pinker 'Zihin Nasıl Çalışır' adlı kitabının birkaç yerinde bunu itiraf etmektedir:

"Evrimin önemsiz bir şey, günah ya da sadece akşamüstü bir bira içerken gevezeliği edilecek bir şey olduğu düşüncesi yaygın. Toplumbilim ve bilişsel bilimlerde sergilenen evrim alerjisi de, kanımca, anlamayı önüne set koyarak engelledi."

"Doğal seçilim teorisine bugün düşman olan bir sürü insan hâlâ var. İncil'i savunan köktendincileri kast etmiyorum, Amerika'nın dört bir yanındaki en seçkin üniversitelerin profesörlerini kast ediyorum.

İnsanlar umutsuzca Darwinciliğin yanlış çıkmasını istiyor."

Darwinciler evrim teorisini savunabilmek adına adeta yaratıcı bir güçten bahseder kudrette bir mekanizmayı varsayarlar. Ülkemizde raflarda olan evrimci kitaplardan bazı alıntılar yapalım:

  • "Doğa, bir kez daha, insan mühendislerinin hala taklit edemediği dâhiyane çözümlere sahiptir."
  • "Doğal seçilim bir mühendis gibi davranan, olası olmayan ama uyarlanımsal olan sonuçlar doğuran organlar 'tasarlayan' tek evrim kuvvetidir."
  • "Doğa belki evrim yoluyla tekerlekli bir kaz yapabilirdi, ama bunu yapmayı kesinlikle tercih etmedi."
  • "Doğal seçilimin tasarlamış olduğu araçlar, yani hayvanlar."
  • "Doğal seçilim mühendisliği özenle kullanır."
  • "Doğal seçilim zaten mideyi tasarlarken bu tür bir deneme yanılma yolundan geçti ve şimdi mide etkili bir kimyasal işleyici, gerektiği anda doğru asit ve enzimleri serbest bırakıyor.

Doğal seçilim zihni bir bilgi işlemci olmak üzere tasarladı ve şimdi zihin algılıyor, görüntülüyor, canlandırıyor ve tasarlıyor."

  • "Evrim psikolojiyi yarattı."
  • "Evrim, deneye yanıla iş gören bir ustadır."
  • "Canlılar irileştikçe, vücutlarında tehlikeli bir temas hissettikleri bölge ile buna tepki olarak kasılacak kas arasındaki mesafe gittikçe artıyordu. Kimyasal bir haberciyle gönderilecek sinyaller artık fazla yavaş kalıyordu. Hayvan kendini koruyacak bir manevra yapana kadar çoktan yem olabilirdi. Tek çözüm elektrik üretmekti. Doğa da bunun üzerine özel bir elektrik hücresi meydana getirdi: Sinir hücresi(nöron)."
  • Darwin şöyle yazmıştı: "Doğal seçilim asla bir varlıkta o varlığa yarardan çok zararı olan bir yapı üretmez, çünkü doğal seçilim sadece bireylerin iyiliği için ve bu sayede harekete geçer."
  • "Biz genetik ve fizyolojik olarak, tarımın keşfinden önce yaşamış olan atalarımızın birer kopyasıyız ve binlerce yıl boyunca doğa tarafından şekillendirilen üstün bir tasarımın ürünüyüz."
  • "Beyin, hayal edebileceğimizden çok daha açık bir sistemdir ve doğa bize çevremizdeki dünyayı algılayıp ona uyum sağlayabilmemiz için olağanüstü bir iyilikte bulunmuştur; bize bu değişen dünyada kendini değiştirerek hayatta kalabilen bir beyin vermiştir."
  • "İnsan beyni, doğanın yarattığı en gelişmiş ve bir o kadar da anlaşılması en güç organıdır."

Görüldüğü gibi evrim teorisinde yaratıcı inancı çıkarılmış, bunun yerine tesadüf, doğal seçilim, doğa gibi kavramlar sanki birer bilinç sahibi imişseler onun yerine konmuştur.

Çeşitli evrimci kitaplardan aynen alıntıladığım şu açıklamalar da bu teorinin bilim dünyamızı nasıl aydınlattığını(!) göstermektedir:

  • Saçın esmer olmasının sebebi maymun atalarının Hindistan cevizleri arasına saklanmasına yardımcı olmaktır.
  • Dilin aniden ortaya çıkması için: "Atalarımızın bir kısmı, eğer konuşabilirlerse daha kolay hayatta kalabileceklerini keşfetmişler, böylece bu yetenekleri sayesinde evrimci mücadelede başarılı olmuşlardır."
  • Dilin gelişmesi konusunda başka parlak bir varsayım: "Atalarımız kadınların meramını dille ifade edenlere daha çok ilgi ve yakınlık gösterdiğini anlayınca konuşmaya başladılar."

Böyle gülünç iddialar, hipotezler evrim teorisinin temelini oluşturmaktadır. Bu yüzden evrimcilik bilimsel değil tamamen ideolojik bakış açısını yansıtmaktadır.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.