Arnoud Van Doorn: Ateizm ve Irkçılıktan Müslümanlığa Mukaddes Yolculuk
Hollandalı siyasetçi Arnoud Van Doorn yakınlarda Türkiye'ye geldi ve bir dizi faaliyetlerde bulundu. İlginç olan İslam karşıtlığı söylemlerinin bunaltıcı ölçüye vardığı bir devirde 7 yıl önce Müslümanlığı seçmesiydi. Şöyle diyordu:
"Önceden İslam'ın terörü beslediğini düşünüyordum ve Hollanda'da bunu destekliyordum ki birçok insan da hala bu düşüncede. Başkalarını suçlamak istemiyorum herkes kendi fikrinden sorumludur. Bu kötü fikirlerin tamamında medyadan etkilenmiştim. Zamanla İslam'a karşı mücadelemin doğru olmadığını düşündüm ve İslam'a karşı ilgim arttı. Araştırdıkça İslam'ın güzelliklerin görmeye başladım. 1 yıl boyunca İslam'ın kalbimde oluşturduğu kıvılcım büyüdü ve Müslüman olmaya karar verdim. İslam'ın bir tehdit değil, bir barış dini ve insanlar için güzellikler getiren bir din olduğunu öğrendim ve bunu anlatmaya başladım. Artık Hollanda'da bunun için mücadele ediyorum."
Doorn, birçok aşırı sağcı siyasetçinin İslam karşıtı söylemlerinin ekonomik gerekçelerinin olduğunun altını çizdi.
Avrupa'daki Müslüman azınlıkların sayısı ve etkisi arttıkça bazı ekonomik çevreler için risk oluşturacağının düşünüldüğünü söyleyen Doorn, sözlerini şöyle sürdürüyordu:
"Müslümanlar artık eskisi gibi değil. Önceden sadece işçiler vardı ve haklarını bilmiyorlardı. Şimdi ise güçleniyorlar ve giderek daha eğitimli hale geliyorlar. Müslümanlar sosyal ve siyasi ortamlarda etki yaratıyor. Çünkü Avrupa çıkar üzerine kurulu, finansal olarak bankalar ve büyük şirketler Müslümanların bu açıdan riskli olduğunu düşünüyor. Çünkü İslam faizin olmadığı daha güzel bir sistem getirebilir ve bundan kesinlikle korkuyorlar. İslam'ın getirebileceği sistemden rahatsız olan kesimlerin başında kesinlikle bu gruplar geliyor. "
Doorn, İslamofobi söylemine karşı birçok Müslüman ülke liderinin sessiz kaldığı değerlendirmesini yaparak, şunları ekliyordu:
"Arap ülkelerinin bazıları Avrupa etkisi altında olduğu için maalesef etkisiz kalıyorlar. Türkiye bu süreçte liderlik yapıyor ve herkes Türkiye'nin yardımını bekliyor. Hollanda'da özellikle ılımlı bir İslam yaratmaya çalışıyorlar. Bazı rol modeller gençler için ön plana çıkarılıyor ve dini ritüellerini yerine getiren insanlara bunların aşırıcılık olduğunu söylüyorlar. Genç nesillerin daha iyi yetiştirilmesi için Türkiye'de de çalışmalar yapılması, eğitim alanının güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum."
Arnoud'un Yolculuğu
Arnoud Van Doorn, İslam karşıtı ve aşırı sağcı ırkçı Geert Wilders'ın liderliğini yaptığı Hollanda Özgürlük Partisi'nde (PVV) politika yapıyordu. En son Lahey Belediye Meclis Üyesi idi.
Hatta bu Partideyken, Peygamber Efendimize düşmanlık için çevrilen Fitne adlı filme maddi olmasa bile manevi destek verdi.
Sonra düşmanı olduğu dini ve Efendimizi derinlemesine araştırmaya karar verdi. "İyice öğrenirsem düşmanlığım daha temelli olur" diye düşünüyordu. Tanıdığı Müslümanlardan yardım istedi…
"İslamiyet'i seçeceğim hiç aklımda ve hesabımda yoktu" diyordu. Kur'an-ı Kerîm, hadis ve sünnetle ilgili kitaplar okumaya, sürekli sorular sorarak cevaplar aramaya başladı. Yaklaşık bir yıl sonra Müslüman olmaya karar verdi.
Van Doorn bu süreci, "Derken bu süreçte İslam ile aramda sıcak bir bağ oluştu. İslam'ın Batılı medya ve politikacıların anlattığı gibi negatif olmadığını kavradım. Aksine İslam'ın barış ve kardeşlik dini olduğunu, kafamdaki her soruya cevap verdiğini gördüm. Bu süreç bir sene sürdü. Şüphelere kapıldığım anlar da, çok motive olduğum zamanlar da oldu. En sonunda kendi isteğimle İslam'ı seçerek Kelime-i Şahadet getirdim" şeklinde ifade ediyor ve şöyle diyordu:
"Ben İslam'ı seçmedim, Allah (cc) bana yol gösterdi."
Müslüman olduktan sonra büyük bir iç huzuru yaşadığını belirten Van Doorn, "Müslüman olduğum için bazı arkadaşlarım beni terk etti, zor dönemlerden geçtim. Ancak Allah'a dönünce her şeyi unutuyorum" diyor.
Müslüman olunca arkadaş çevresi aksine genişlemeye başlamış. Bir yıllık süre zarfında hem hacca hem de umreye gitmiş. Kutsal topraklardan manen güçlenmiş ve mutlu bir şekilde döndüğünü söyleyen Doorn, imkânı olan her Müslüman'a kesinlikle hacca gitmeleri tavsiyesinde bulunuyor. "Tatile gitmeyin, pahalı araba veya eşya almayın hacca gidin. Yaşlanmayı da beklemeyin gençken gidin ki daha çok tat alasınız" diye ekliyor.
Mukaddes topraklarda Peygamberimizin kabrinin karşısında gözyaşlarına hâkim olamayışı da bir başka hatırası. "Bu büyük Zat'a nasıl düşmanlık edilir anlayamıyorum" diyor.
Önceleri beraber siyaset yaptığı Wilders'in İslam'a yönelik hakaret ve eylemlerini anlamakta zorlandığını kaydeden Van Doorn'a göre, Müslümanlar buna en iyi cevabı kayıtsız kalarak vermeliler: "Çünkü cevap verdiğinde daha da ilgi çekiyor, o yüzden bu tür provokatif eylemlerden uzak durmalıyız. İyi örnekleri ön plana çıkarmalıyız" diyor.
Van Doorn sözlerini şöyle devam ettiriyor:
"Bilindiği gibi küresel savaş, özellikle Batı Avrupa'da, İslam'a karşı sürüyor. İslam sürekli yükseliyor ve Batı Avrupa'da en hızlı büyüyen din konumunda. Bu çok güzel bir durum. Burada politikacılar İslam'dan korkuyor. Güçlerini ve etkilerini kaybetmekten korkuyorlar. Çünkü İslam, konu, iş hayatı, ekonomi ve siyaset olduğunda Batı'nın kapitalist sistemine nazaran çok daha samimi bir din. Bu sebeple, tıpkı benim gibi, insanlar İslam'ı öğrendiklerinde fikirleri değişiyor. İnsanlar medyadan İslam'ı korkunç bir şey olarak öğreniyor. İslam'la ilişkilendirilen tüm kötü olaylar İslam'ın kendisi gibi sunuluyor. Fakat buna rağmen Hollanda'da ve tüm Batı Avrupa'da İslam yükseliyor! Bu da gücü ve etkisi olan mevcut kişileri tehdit eden bir durum. Türkiye'ye olan düşmanlıkları, aslında azınlıklara baskı kurmak için bir zamanlar İslam'a karşı durmak için yollar ararken şimdi İslam'ı savunmak ve güzelliklerini anlatmak için emek veriyorum. Avrupa'da birçok ülkede yaşanan gelişmelerde aşırı sağcı partilerin etkisi çok yüksek. Ülkelerin karıştırmasını istiyorlar. Ben bir Avrupalıyım ama ruhsal olarak artık bir Müslüman'ım. İslamofobiyle mücadelede elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum."
Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Pozitivizmin sahte peygamberi: Auguste Comte (28.10.2020)
- İslam'ı değiştirip yeni din kurmaya kalkanlar ve Ekber Şah (19.10.2020)
- Dünyanın ilk cinayet örgütünü kuran adam: Hasan Sabbah (14.10.2020)
- Öztürkçe akımının en önemli temsilcisi: Nurullah Ataç (1898-1957) (06.10.2020)
- Dil yaremiz (03.10.2020)
- İngiliz Ajanı Thomas Edward Lawrence (1888-1935) (28.09.2020)
- Çocuk-erkil aileler ve çocukları (12.09.2020)
- Dr. Francis Collins: Ateizmden inanca (06.09.2020)