Hekimoğlu İsmail ağabeyin ardından
Hekimoğlu İsmail ağabey Hakk'ın rahmetine kavuştu. Mekânı cennet olsun.
Derken 1980'lerde tanıştım ve çıkardığı Sur Dergisine ilk yazılarımı verdim. Hep yol gösterdi, yayınladı ve rehberlik etti. "Olgun mümin nasıl olur "un yaşayan bir örneğiydi. Onunla sohbet ettiğinizde İslami hassasiyetiniz artar, merak ve ilginiz keskinleşirdi. Hep yazmaya, okumaya, kendinizi yetiştirmeye teşvik ederdi.
1992 yılında İmam Hatip Lisesi mezunlarının da askeri okullara girmesini savunduğu için ceza aldı ve Şile Cezaevi'nde yattı. Orada onu muhterem Dr. Mehmet Sılay ile ziyarete gitmiştik. Ondaki teslimiyeti, imanı ve cesareti görüp hayran kalmış, örnek almaya ahdetmiştik.
90 yıllık hayatına çok şey sığdırdı. Hangi birini sayalım: Yayınevleri kurdu, dergiler çıkardı, şehir şehir ülkemizi dolaşarak iman hizmetinde bulundu, yaşantısı ve hizmetleriyle örnek oldu, kitaplar yazdı, sayısız konferanslar verdi.
2002 yılında bir beyin rahatsızlığı geçirdi ve felç oldu. Buna rağmen İslami gayret ve faaliyetinden hiç geri kalmadı. Rabbimin verdiği bu rahatsızlıktan şikâyet etmiyor, aksine haline şükrediyordu. Bu defa doktoru olarak ben ona hizmet ettim.
Yıllarca koltuk değneği olmadan yürüyemedi, ancak durumundan hiç şikâyetçi olmadı. Bildiklerini anlatmaya, yazmaya, insanların taklidi imandan tahkiki imana geçmesine gayret etmeye devam etti.
FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz 2016'da kalkıştıkları darbe girişiminden hemen sonraydı. Aylardır kendisini görmemiştim. Timaş Yayınevindeki kitaplarla dolu odasında ziyaretine gittiğimde, "Rahatsızlığınız ne durumda?" diye halini sorayım dedim. O kabına sığmayan, şehir şehir İslam'ı anlatan güzel insan 15 yıldır felçli ve başkasına muhtaç olarak yaşamasına rağmen şu hikmetli cevabı verdi:
"Elhamdülillah hastayım. Bu hastalık sevabımı artırıyor, halimden memnunum."
Yanına son gelen misafiri İslamiyet'in ne olduğunu sormuş. Şöyle cevapladığını anlattı bize:
"İslamiyet dünya ve ahireti cennet eden bir dindir.
İslamiyet ilmihâldir. İlmihâl, İslâm âlimlerinin ayet ve hadislerden çıkardıkları, insanların tatbik edecek şekilde topladıkları kurallar, prensipler ve hükümlerdir. İlmihâli okuyup yaşayanlar cennete gider. Hangi ilmihâl kitabı derseniz, ehlisünnete uygun olan hepsi de olabilir derim. Meselâ Diyanet'in yayınladığını tavsiye ederim."
Tabi sohbet sırasında konu 15 Temmuz FETÖ Darbe ihanetine geldi. "Gülen'in siyasete girmesi hata, hatta ihanettir" diye mevzuya girdi. Suçlamalarını ağır şekilde sürdürdü:
"İslami çalışmaların adını kirletti. Bütün İslami faaliyetlere darbe vurdu."
"Çok şükür ki romanımda sözünü ettiğim; kenarda yaşamayan, sosyal olayların içinde olan cefakâr ve fedakâr Müslümanlar yani Minyeli Abdullah'lar 15 Temmuz'da sokaklara çıktılar ve hain darbeyi engellediler."
Oğlu Osman Okçu'dan Hekimoğlu ağabeyin darbe gecesi saat daha 23 iken "çıban patladı" diye oldukça anlamlı bir mesajı sosyal medyada paylaşarak "Minyeli Abdullahlara" destek verdiğini öğreniyoruz.
"Bu darbeciler milletin silahıyla milleti vurdu. Bunlar gafildir, haindir."
"Meclisi bombalayanlar, dindar Cumhurbaşkanımızı öldürmeye çalışanlar, 251 vatandaşımızı şehit edenler, devletimizin tanklarıyla kendi insanlarımızı ezenler, binlerce insanı yaralayanlar, Minyeli Abdullahlara mağlup olmuştur. Türkiye, 15 Temmuz 2016 Cuma günü çok tehlikeli bir darbe girişiminden, büyük bir badireden kurtuldu çok şükür."
"Allah'ın yardımıyla yüz binlerce insanların sokaklara çıkması, bombalara kurşunlara aldırmadan darbeyi önlemesi dünyada görülmüş değildi. Bu zamana kadar darbelere karşı çaresiz kalan, bir şey yapamamanın acısını yıllarca yaşayan millet adeta bir istiklal savaşı verdi. Bu şanlı milletimizin her birini kahraman gördüm."
Kendisine görüşmemizde FETÖ'cülerin yalan, iftira, kumpas, bel altı vurma, şantaj gibi yöntemleri alışkanlık haline getirerek yaptıkları kötülükleri anlatıyorum. Diğer Müslümanları insan yerine bile koymadıklarını, kin ve nefret dolu olduklarını, gurur ve kibir patlaması yaşadıklarını söylüyorum. "Sonunda bu merhametsizlikleri milletimizin üzerine bombalar yağdırmaya kadar vardı" diyorum. Bakıyorum Hekimoğlu Ağabey hak verdiğini belli ederek ihanetin bu dereceye varmasından üzülüyor, kederinden ağlayacak gibi oluyor.
O sırada Başkanlık Sistemi için gerçekleştirilecek olan Referandumu soruyorum. "Biz dindar Cumhurbaşkanımızdan yanayız, elbette oyumuz evet" şeklinde cevap veriyor.
Hekimoğlu İsmail'in o iman ve ihlas abidesi kişiliği; yazdığı gibi yaşaması; İslam'a hizmetle ve İslam'a uymak, anlatmak ve yazmakla geçirdiği ömrü; hastalığına, yaşına ve olayları yeterince takip edememesine rağmen Hakk'ın ve haklının yanında tavır almasını, FETO'ya "sapıtmış" diyebilmesini sağladı. Hizmetlerinin devamı, sağlığının iyi olması duasıyla yanından ayrıldık.
Bu görüşmeyi günlük bir gazetede yayınlamış, Hekimoğlu ağabeyin Sayın Cumhurbaşkanımızı desteklediğini, yapılacak başkanlık sistemi referandumunda evet oyunu desteklediğini belirtmiş, "Biz dindar Cumhurbaşkanımızın yanındayız, oyumuz ona" şeklinde düşüncelerini ifade etmişti.
"Hekimoğlu abimiz hayranlık duyduğumuz büyük bir âlim. Böyle insanlar kolay yetişmiyor. Duruşunu çok merak ediyordum. Yüreğimize su serptiğiniz için size müteşekkiriz" şeklinde okuyucularımızdan çok sayıda teşekkür mesajları almıştık.
Hayatı İslami faaliyetlerle geçmiş, ihlas abidesi değerli ağabeyimiz yayınladığımız bu makalemiz üzerine, sağ olsun el yazısıyla kaleme aldığı bir teşekkür mektubu göndermişti. Önemine binaen aynen yayınlamıştık, ağabeyimiz şöyle diyordu:
"Aziz ve muhterem kardeşim, doktorum.
Yeni Akit Gazetesinde neşredilen makalenizi okudum. İltifatlarınız dua yerine geçer inşallah. Sağlıklı yaşamanızı dilerim, dünya ve ahiretiniz cennet olsun.
Selam ve hürmetlerimi arz ederim efendim. Ömer Okçu (Hekimoğlu İsmail)"
Büyük dava adamı, ülkemizin ulu çınarı, hayatını İslami faaliyetlerle ve tutarlı bir şekilde geçiren, paraya pula zerre kadar önem vermeyen, sembol isim ve kanaat önderi Hekimoğlu ağabeye Rabbimizden rahmet diliyoruz.
Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bir gencin trajedisi üzerinden bağcıyı dövmek (14.01.2022)
- Mutfağın hayatımızdaki yeri ve gücü (07.01.2022)
- Mehmet Akif ve Abdülhamit Han (03.01.2022)
- Başucu eseri olarak Safahat (27.12.2021)
- Ergenlikte karşı cinse ilk ilgi (14.12.2021)
- Kalbimiz ve duygularımız (10.12.2021)
- İstihareye yatmak (08.12.2021)
- Sağlığımız için seçerek yemeliyiz (06.12.2021)