İskenderun’da depremden izlenimler
6 Şubatta maalesef ülkemiz önce büyük ölçekli bir değil iki depremle birden sarsıldı. Daha sonra Samandağ merkezli iki deprem daha yaşandı. Bu afetler; 10 ilimizi, 50 civarında şehrimizi, yüzlerce köyü, 13,5 milyon nüfusun yaşadığı geniş bir bölgeyi kapsıyordu. Bilim insanları ve tarihçiler buna 'yüzyılın afeti' dediler. Bilanço korkunçtu.
Daha şimdiden hayatını kaybedenler 45 bini, yaralananlar ise 100 bini geçti. Yüzyılın değil bin yılın afeti deniyor ki doğrudur.
Bölgede hava soğuk, insanlar aç ve susuz. Kalacak yerler yıkılmış veya riskli.
Bu kadar olumsuzluk yanında milletimizin şaha kalkmış merhameti ve yardımlaşma gayreti gözümüzü yaşartıyor. Sosyal medyada binlerce tırın ihtiyaç malzemeleriyle deprem bölgesine doğru hareket halinde olduğu görülüyor. Aşevleri açılıyor; battaniye, ısıtıcı ve kıyafet gibi yardımlar dağıtılıyor. Ülke çapında adeta seferberlik ilan edilmiş. Herkes üzerine düşeni yapmaya azami çalışıyor. Büyük gayret ve birlik içinde yaralar sarılıyor. Emeği geçen herkesi tebrik ve teşekkür ediyoruz. Onlar bu milletin merhamet, yardımlaşma ve zor gün dostu olduğunun kanıtı ve anıtıdırlar.
İşte bu şiddetli afeti memleketimiz İskenderun'da yaşayan kardeşim Makine Mühendisi Aziz Saygılı günlük tutmuş. İlginç olması sebebiyle yayınlıyorum.
DEPREMDEN İZLENİMLER
*Depremin ağır şekilde vurduğu İskenderun'un şehir içi düzlük kısımlarda yaşayanlardan gidebilenler şehri terk etmiş görünüyor. Esentepe, Yıldırımtepe ve Gültepe gibi dağlık yerlerdeki konutlarda çok fazla hasar yok. Umarım sakinleri halen oturuyor haldedirler ve oralar fazla göç almamıştır.
*Mevcut şebeke suyunun içilmemesi istendiğinden muhtarlar aracılığıyla şişe ve pet su talepleri karşılanıyor ücretsiz olarak.
*İskenderun'u terk edemeyen halk ise çoğunluğu çadırlarda olmak üzere az bir kısmı da konteynırlarda kalıyor. Evler, elbette güvensiz. Devamlı artçı depremlerle sallanıyoruz çünkü.
*Belen, Sarımazı ve civar köylerde hasarsız evi olanlar oralara gitmiş bulunuyor.
*Arsuz, Karaağaç'ta oturmaya gidenler de çok sayıda var.
*Hava karardığında şehrimiz, sokak lambaları olmasa tam hayalet kent görünümünde.
*Şehrimizde asker, polis ve yardım ekipleri oldukça fazla sayıda ve aktif görülüyor.
*Esnaf giderek işyerlerini açmaya başladı. Dönerciler ve kebapçılar bilhassa dışarıdan gelen görevlilerce dolduruluyor.
*İmkânı olan kuruluşlar (bazı bankalar ve borsalar gibi) çalışanlarına çadırkent ve konteynır şehirlerinde yer tahsis ederek yaraların sarılmasına yardımcı oluyorlar.
*Sade vatandaş olarak ödeme yaparak marketlerde gıda ve ihtiyaç malzemelerine ulaşmakta herhangi bir sıkıntı yok.
*İskenderun ile Mersin arasında günde 5 sefer gidiş-dönüş olmak üzere ücretsiz tren seferleri konmuş.
*Yine İskenderun-Payas-Dörtyol-Osmaniye arasında çalışan minibüsler az da olsa iş görüyorlar.
(Devamı gelecek)
Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Bertrand RUSSELL (1872-1970) (14.03.2023)
- Freud'un ikinci ölümü (10.03.2023)
- Sigmund Freud (1856-1939) (06.03.2023)
- Rolls-Royce gurusu Bhagwan (28.02.2023)
- Vladimir Ilyic LENİN (1870-1924) (24.02.2023)
- Friedrich Nietzsche (1844-1900) (22.02.2023)
- Abidesi Dikilen Sahtekâr: Charles DAWSON (1864-1916) (15.02.2023)
- Jean - Paul Sartre (1905-1980) (13.02.2023)