Prof. Uğur Derman

Padişah tuğralarındaki şekil inkılabına dair bilinmeyen bazı gerçekler - 2

(Bu makâlenin birinci bölümü geçen hafta neşr edilmiştir)

Sultan II. Mahmud devrine kadar, daha ziyade evrak üstünde (berat, menşur... vb.) görülen tuğra, bundan sonra devlet adına veya vakıf mahiyetinde inşa edilen bina ve âbidelerde, çoğu zaman kitâbeyle beraber -mermere kabartma olarak hâkkedilmek suretiyle- yerini almağa başlamıştır. Bunun, Sultan III. Ahmed devrinden (1703-1730) îtibâren görüldüğü, sonrasında az da olsa uygulandığına rastlanır. Ancak yayılışı Sultan II. Mahmud'un saltanat yıllarına rastlar. Tuğranın pâdişah namına çekildiği yerler dışında (âyet, hadîs ve tarîkat pîrlerinin isimleri gibi...) kullanılmasında da aynı şekil inkılâbına uyulmuş olduğu görülmektedir (Resim 1).

Bu vesîle ile ta'lîk harfleri kullanılarak çekilen tuğralardan da bahsetmeliyim. Hat ve musıkî üstâdı Kādıasker İzzet Efendi (1801-1876) de tevkî' yerine ta'lîk harflerini kullanarak, Sultan II. Mahmud için tuğra çekmişdir. Ta'lîk tuğra mûcidinin Çalkandızâde Mustafa Ârif Efendi (ö. 1771) olduğu, Tuhfe-i Hattâtîn'inde (s. 742) şöyle anlatılıyor: "Hatt-ı ta'lîk ile tuğra resm eylemek, ibtida bunların eser-i kalemleridir." Çalkandızâde'nin çektiği ta'lîk tuğraya henüz rastlanmamakla beraber, Kādıasker Mustafa İzzet Efendi gibi bir üstâdın da bu tarzın latîf bir örneğini verdiğinden eminiz (Resim 2). Ancak ta'lîk tuğra, esas tuğra tavrı karşısında tutunamamış olmalıdır ki, kullanılmadan unutulup gitmiştir. Sultan Abdülmecid devrinde de Topkapı Sarayı'ndaki Arz Odası kapısının iki tarafına ta'lîk ile tuğra hâkkolunmuştur; hâlâ yerinde durmaktadır (Resim 3).

Mustafa Râkım'dan sonra Tuğra-yı Hümâyûn ressamı olan, yeni pâdişahların tuğralarına şekil veren mühim tuğrakeşleri şöyle sıralayabiliriz:

Haşim Efendi: Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülmecîd (Resim 4).

Abdülfettah Efendi (1815? - 1896): Sultan Abdülazîz, Sultan V. Murad, Sultan II. Abdülhamîd.

Vahdetî Bey (1833 - 1871): Sultan Abdülazîz (Resim 5).

Sami Efendi (1838 -1912): Sultan Abdülazîz, Sultan V. Murad (Resim 6), Sultan II. Abdülhamîd, (Resim 7, 10), Sultan V. Mehmed Reşad (Resim 8).

İsmail Hakkı Bey: Sultan V. Mehmed Reşad, Sultan VI. Mehmed Vahideddin (Resim 9).

Birçok tuğrakeş ismi biliniyorsa da en önce hatırlanacak olanlar yukarıda sayılanlardır.

XX. asrın başlarında Hattat Sami Efendi önceleri Râkım yolunda tuğra çekerken (Resim 7), o derecede meleke sahibi olmuştur ki 1323/1905'de resmettiği Sultan II. Abdülhamîd tuğrasının, pâdişah tuğraları içinde hat san'atı noktasından en ziyade estetik kudretine mâlik bulunduğunu söylemek mübalağa sayılmamalı, hakkın teslimi olarak kabul edilmelidir. O kadar ki, burada tanıtılan "Pâdişah tuğraları" arasında "Tuğraların pâdişahı" vasfına en fazla bu tuğra lâyıktır, denilebilir. Bahis konusu ölçüleri, yıllar önce bu tuğranın üstünde pergel yardımıyla izah eden -Sami Efendi'nin talebesinden- hocamız Necmeddin Okyay'ı rahmetle andıktan sonra, burada resim üzerinden anlatmaya çalışacağız (Resim 10). Tuğranın yukarda zikrettiğim kısımlarının ölçü birliğinden başka, harflerin muayyen noktaları arasındaki mesafenin de -en az 29 yerde hiç fark göstermeden aynı boyda olduğunu bu tuğra üzerinde hayretle görmekteyiz (Resim 11). Ayrıca yarım kürsü boyunda olan mesafeler de 12 yerde tespit olunabilmiştir (Resim 12).

Bundan sonraki tuğralarda da aynı ölçülere uyulmuştur. Fakat son Osmanlı pâdişahının tuğrasında, Vahîdeddin ismi şayet sağ üst köşeye alınırsa, tuğranın V. Mehmed (Reşad)'inkinden (Resim 8) bir farkı kalmayacağı göz önünde tutularak, kürsü içinde yerleştirilmiş, dolayısıyla bu kısım pek kalabalık olduğundan alışılmış görünüşün haricine mecburen çıkılmıştır (Resim 9).

Tuğraya, isterseniz bir saltanat arması, isterseniz figürsüz mücerred bir resim gözüyle bakınız. Ancak şunu, netice olarak belirtmeliyiz ki, matematik ölçülerle estetiğin birleşip en yüce mertebeye çıkarılışı hususunda, son devir pâdişah tuğraları incelenmeye değer bir konu teşkil etmektedirler.

Prof. Uğur Derman

Resim 1: Tuğrakeş İsmail Hakkı Bey tarafından tuğra şeklinde çekilen 1364/1945 tarihli hadîs-i şerîf

Resim 2: Kādıasker Mustafa İzzet Efendi'nin Sultan II. Mahmud adına tertib ettiği ta'lîk tuğra

Resim 3: Topkapı Sarayı arz odasının girişindeki iki ta'lîk tuğra

Resim 4: Haşim Efendi'nin Sultan Abdülmecid tuğrası

Resim 5: Vahdetî Bey'in çektiği 1283/1866 tarihli Sultan Abdülazîz tuğrası

Resim 6: Sâmi Efendi'nin çektiği Sultan V. Murad tuğrası

Resim 7: Sâmi Efendi'nin çektiği 1298/1881 tarihli Sultan II. Abdülhamid tuğrası

Resim 8: Sâmi Efendi'nin çektiği 1327/1910 tarihli Sultan V. Mehmed Reşad tuğrası

Resim 9: Tuğrakeş İsmail Hakkı Bey tarafından çekilen Sultan Vahdeddin tuğrası

Resim 10: Sâmi Efendi'ye ait 1323/1905 tarihli en mütekâmil II. Abdülhamid tuğrası

Resim 11: Aynı tuğranın 29 yerinde tesbit edilen ölçü birliği


Resim 12: Aynı tuğranın 12 yerinde tesbit edilen yarım kürsü boyu uzunluklar

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.